Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. SerdarYazarın Tüm Yazıları

Doğa, çevre, çevre haftası ve yayla şenlikleri  

Kişi, sadece yaşadığımız çevrenin değil, mahallenin, kentin, ülkenin de havasının, suyunun, toprağının, doğal ve kültürel varlıklarının, yaban hayatının korunmasından da sorumludur.

Haberin Devamı

 Doğa, çevre, çevre haftası ve yayla şenlikleri

Dünyada sınırsız bir kaynak yok.
Kirletmemek yetmiyor, kaynaklar da aşırı ve kötü kullanılmamalı.
Her şeyin bir ömrü, miadı, hatta sınırsız enerji kaynağımız güneşin dahi sonu, son kullanma tarihi var.
 
Canlı veya cansız varlıklarla bir bütün olarak değerlendirilen çevre ve o çevrenin korunması sonuçta insanların sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmelerine katkı sağlıyor.
Bu yüzden tüm bireyler çevre ve doğanın korunması konusunda hassas olmalı.
Yeter mi?
Yerel yönetimler ve merkezi hükümetler sürdürülebilir çevre politikaları oluşturmalı, imar planlarını bilim, yaşam ve hukuk odaklı belirlemeli, denetim yapmalı.
Bunlar yapılmazsa çevrenin ve doğanın korunması sorunlu bir alan haline gelir.
 
Çevre ve doğa konusu artık birçok bilim dalını kapsayan bir disiplin olarak görülüyor.
Yalnızca mühendislik ve mimarlık değil, sağlık, hukuk, eğitim, kültür, spor, sanat, demografi, meteoroloji, insan ve hayvan hakları, demokrasi gibi daha birçok alandan etkilenen Çevre’yi göz ardı ve ihmal etmek modern ülkelerde cinayetle eşdeğer olarak kabul edilir.
 
İYİ ÇEVRE, MUTLU İNSAN

Haberin Devamı

Çevreyi koruyan insanı, çocuğu ve yaşamı korur.
İyi bir çevrede hastalıklar azdır.
İyi bir çevre, sağlıklı ve mutlu nesillerin ortaya çıkmasını sağlar.
 
SORUNLU ÜLKEYİZ

Bugün, maalesef ‘çevre’ için olumlu başlıklar açamıyoruz!
Kanalizasyonlar hala doğrudan denize veriliyor. Arıtmalar yeterli değil ve birçoğu ekonomik sebeplerle çalıştırılmıyor.
Denizlerimizde müsilaj belası devam ediyor.
Marmara deniziniz, 30 milyon civarında insan yaşadığı Marmara havzasını ele aldığımızda canımız sıkılıyor.
Atık gölü haline gelen Marmara, biyolojik yaşamın kendini onarmasına ve geliştirmesine olanak vermiyor.
Çünkü evsel, tarımsal ve endüstriyel atıkların yönetimi reel çevre politikalarıyla uyumlu değil…
 
Çevre ve doğa bağlamında sorunluyuz… Problemlerimiz kronikleşti.
Şu kadar fide diktik, bu kadar alanı yeşillendirdik cevabı iyidir, hastır ama hem yeterli değildir hem de soruna ciddi bir katkısı yoktur!..
 
PLASTİK ÇÖPLÜĞÜNE DUR DEMELİ

Haberin Devamı

Doğa, çevre, çevre haftası ve yayla şenlikleri

Türkiye bir sorunuyla tüm dünyanın dikkatini çekiyor.
Plastik atıklar…
Avrupa’nın plastik atıkları…
Kendi ülkemizin kiri, pası, çöpü yetmezmiş gibi Avrupa Birliği ülkelerinin doğaya zararlı, atıklarını alıyoruz…
 
Limanlarımıza 2021 yılında 520 bin ton plastik atık, çöp gelmiş. Günde 190 kamyon çöp…
Çöpü alan firmalar ton başına Euro da alıyorlar.
Çöplerinden kurtulan satıcı mutlu, alıcı daha mutlu!
Ya çevremiz?..
 
Acaba sadece plastik mi alıyoruz?..
İnşallah nükleer, radyoaktif, asbest, kimyasal, tıbbi atıklar yoktur o çöp balyaları arasında!
 

*
Bizim Hasan’ın sağlığı ve yaşamı, Avrupalı Hans’ınkinden daha mı değersiz?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu işe bir dur demeli;
Avrupa’nın çöplüğü olmamalıyız!
 
ÇEVRE HAFTASI

Haberin Devamı

Haziranın ilk günleri çevre haftası olarak kutlanır.
5 Haziran Dünya Çevre Günü…
 
Acaba neyi, hangi başarıyı kutlayacağız?
Madenlerin dağların, yaylaların böğründe açtıkları yaraları mı, halledilememiş müsilajı mı, meraların imara açılmasını mı, orman yangınlarını mı, tarım arazilerinin, tarlaların sanayi ve konut alanlarına dönüştürülmesini, derelerin ve sulak alanların kurutulmasını mı kutlayacağız?
Hava, toprak ve su kirliliğini mi, yeraltı sularının azalmasını, daha da derinlere kaçmasını mı?
Termik santrallerin filtrelerinden yayılan emisyonları, kesilen zeytin ağaçlarını mı kutlayacağız?

*
ORMANLARI KORUMALI

Doğa, çevre, çevre haftası ve yayla şenlikleri

Geçen haftaki yazımda Orman Yangınlarıyla Mücadele Komisyon kararlarından bahsetmiştim.
Bursa Valiliği ormanlarımızı koruyor.
*
Yaz geldi, sıcaklar bastırdı, halk bunaldı.
Ancak yayla şenlikleri de geldi…
Organizasyonlar yapıldı, afişleri asıldı.
Yurttaşlar da çadırlarını hazırlayıp, hafta sonunu yaylada kamp kurarak geçirme planları oluşturdu.
 
Etkinlik için Valiliklere başvuran derneklere de cevaplar da gelmeye başladı;
Orman Yangınlarıyla Mücadele Komisyon kararı doğrultusunda konaklamaya, çadır ve kamp kurmaya müsaade edilmiyor.
 
Trabzon ve İlçeleri KDKY Derneği’nin geleneksel olarak yaptığı ve civar illerden gelenlerin de katıldığı, Uludağ Kirazlıyayla’da düzenlediği yayla şenliğe ben de katılır, çadırımı kurardım.
Dernek Başkanı İsmail Cifçi dostumu arayıp,
- Çadırımı hazırladım, geliyorum, horon oynayacağız yine dedim.
- Doktorum, Valilikten yazı sebebiyle çadır kuramıyoruz, ancak günü birlik program yapabiliyoruz. Bu yıl Kirazlıyayla’da etkinlik yapamayacağız cevabını aldım.
 
Konaklamalı yayla şenlikleri güme gitmiş!
Pandemiden sonra millet biraz rahatlayacaktı, planlar yattı.
Sağlık olsun.
Ama çifte standart gibi algılanacak bir durum çıktı ortaya!
 
ÇİFTE STANDART ALGISI

Haberin Devamı

Orman yangınlarıyla mücadele kapsamında alınmış bir karar var ortada. Şeriatın kestiği parmak acımaz diye düşünürken sosyal medyadan gelen bir yayla şenliği duyurusu görünce ‘çifte standart’ olmuş dedim…
Kirazlıyayla’da yasak, Kocayayla’da serbest!..
*
Yine bizim uşakların, Bursa Giresunlular Derneği’nin düzenlediği ‘Keles Kocayayla 25. Otçu Göçü Yayla Festivali’ duyurusu mesela…
Aksilik olmazsa gideceğim.
 
Şenliklerin yapıldığı yerler geniş ve ağaçsız, çayırlık alanlar.
Bu alanların çevresi de muhteşem ormanlarla çevrili.
Uludağ’ın bir yamacında, Milli Parklar içerisinde kalan Kirazlıyayla, diğer yamacında Kocayayla…
Yangınla mücadele kararları ikisinde farklı uygulanıyor;
Birinde konaklama yasak, diğerinde serbest!
Oysa ikisi de Bursa Valiliğinin sorumluluğu kapsamında…
Çifte standart algısı oluşmamalı...

Haberin Devamı

 Yaylalar, horon ve halaylarla, türkülerle, şarkılarla şenlenmeli.
İki yıldır stres altındaki halk, çoluk çocuk, konu komşu eğlenmeli…

 

Yazarın Tüm Yazıları