Terör ve tepkilerimiz

Terörün neden olduğu psikolojik etkiler, birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Terör saldırılarının sıklığı, şiddeti, sonuçları gibi faktörlerin yanında, teröre maruz kalan kişinin olaylara yakınlığı, önceki psikolojik durumu, halihazırdaki yaşam koşulları ve stres seviyesi de terörün bireyin psikolojisine etkileri üzerinde rol oynuyor.

Haberin Devamı

Terör atakları sadece cana ve mala zarar vermiyor, daha da yaygın ve etkili bir şekilde insanların psikolojisine zarar veriyor.
Bir grup insana yapılan atak, sadece o gruptaki insanların yakınlarının değil, olayları medyada takip eden milyonlarca kişinin psikolojisini ciddi boyutlarda olumsuz etkiliyor.
Zaten terörün en bilinen amacı da bu; toplumların huzurunu kaçırmak, korku yerleştirmek, hayatlarını değiştirmek, kısıtlamak, gidişatı bozmak...
Terörün neden olduğu psikolojik etkiler birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösteriyor.
Terör saldırılarının sıklığı, şiddeti, sonuçları gibi faktörlerin yanında, teröre maruz kalan kişinin olaylara yakınlığı, önceki psikolojik durumu, halihazırdaki yaşam koşulları ve stres seviyesi de terörün bireyin psikolojisine etkileri üzerinde rol oynuyor.

TRAVMATİK OLAYLARA HERKESİN TEPKİSİ FARKLIDIR

Terör araştırmaları, hiç tahmin etmeyeceğimiz bazı gerçekleri de görmemizi sağlıyor. Örneğin, yoğun terör saldırıları insan psikolojisine daha çok zarar veriyor diye düşünebilirsiniz.
Oysa İsrail gibi terörün sık görüldüğü ülkelerde yapılan araştırmalara göre, terörün sıklığı beklenmedik bir etki yaratıyor; insanlar bir süre sonra bu ataklara alışıyor, daha az korkmaya, duyarsızlaşmaya ve hayatlarını normal bir şekilde sürdürmeye devam ediyorlar.
Bu bize “korkunç” gelebilir ama bu insani bir tepki. İnsan, hayatın zor koşullarıyla baş etmenin, hayatı mümkün olduğunca “normal” yaşamanın yollarını buluyor.
Bunu insanın doğal bir refleksi olan ayakta kalma ve yaşama mücadelesine bağlayabiliriz.
Bu bulguları, “teröre alışacağız veya alışmalıyız” şeklinde değil de “insanların terör karşısında gösterdikleri tepkilerinin birçok nedenden dolayı çeşitlilik göstermesi normaldir” şeklinde yorumlamak gerekir.
Yani her insanın travmatik olaylara karşı tepkisi farklı olabilir. Kimi hiçbir şey yokmuş gibi davranıp hayatına devam ederken, kimi yataktan çıkamayabilir.
Kimi çok korktuğu için evden çıkmak istemez, kimi korkunun üstüne gider. Kimi bu konular hakkında sürekli konuşup yorumlar yaparken, kimi konuları duymaktan, konuşmaktan kaçınabilir, ortamlardan uzaklaşmak isteyebilir.
Ne çok konuşana “duyarlı” diyebiliriz, ne de hiç konuşmayana “duyarsız”... Bu davranışların her birinin kendi içinde anlamlı bir nedeni var.
Bu nedenle, ardı ardına yapılan terör saldırılarından sonra en son yapmak isteyeceğimiz, insanları tepkilerinden dolayı eleştirmek olmalı...

TRAVMA SONRASI OLASI TEPKİLER

Terörün insan psikolojisi üzerindeki çeşitli etkileri, en yaygın olarak Travma Sonrası Stres Bozukluğu adı ile tanımlanan bir bozukluk çerçevesinde araştırılıyor.
Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Tanı Ölçütleri elkitabının 2014’te yayınlanan son baskısına göre, travma yaşayan kişilerde, travma sonrasında çeşitli psikolojik ve fizyolojik tepkiler belirebiliyor.
Özetle...
◊ Travma ardından, sıkıntı veren anıların istemsiz ve sürekli şekilde hatırlanması
◊ Travmaya neden olan olayla ilgili sıkıntı veren düşlerin görülmesi
◊ Kişinin olayları yeniden yaşıyormuş gibi hissetmesi
◊ Olayları simgeleyen/çağrıştıran iç ya da dış uyaranlarla karşılaşıldığında, yoğun ya da uzun süreli bir ruhsal sıkıntı yaşanması
◊ Olaylar hatırlandığında fizyolojik tepkilerin gösterilmesi
◊ Olaylarla ilişkili sıkıntı veren anılar, düşünceler ya da duygulardan kaçınma, uzak durma çabaları
◊ Olayları anımsatan insanlar, yerler ve durumlardan kaçınma, uzak durma çabaları
◊ Kişinin kendisi, başkaları ya da dünyayla ilgili olarak sürekli ve abartılı olumsuz inanışlara, beklentilere kapılması
◊ Olayların nedenleri ve sonuçlarıyla ilgili, kişinin kendisini ya da başkalarını suçlaması
◊ Korku, öfke, suçluluk, utanç gibi olumsuz duyguların sürekli olarak hissedilmesi
◊ Önemli etkinliklere karşı duyulan ilgide ya da katılımda belirgin azalma
◊ Başkalarından kopma ya da başkalarına karşı yabancılaşma duyguları
◊ Sürekli bir biçimde, olumlu duygular yaşayamama
◊ İnsanlara/nesnelere karşı sözel ya da sözel olmayan saldırganlıkla dışa vurulan kızgın davranışlar, öfke patlamaları
◊ Her an tetikte olma
◊ Abartılı irkilme tepkisi
◊ Odaklanma güçlükleri
◊ Uyku bozukluğu

Haberin Devamı

BELİRTİLER BİR AYDIR DEVAM EDİYORSA...

Haberin Devamı

◊ Eğer bu belirtilerin çoğunu yaşıyorsanız ve uzun bir süre (Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Tanı Ölçütleri elkitabı bu süreyi 1 ay olarak netleştiriyor) geçtikten sonra bile bu sıkıntılarda azalma olmuyorsa, bu konuda yardım almanız gerekebilir.Bununla beraber, yine yapılan araştırmalara göre, travma ardından çoğu insan tepkileri ilk zamanlar yoğun bir şekilde yaşasa bile, zaman içinde şikayetlerin sıklığı, şiddeti ve yoğunluğunda azalma görülüyor. 

KAYGIYI AZALTMAK MÜMKÜN MÜ?

◊ Terör saldırıları kiminde travma yaratırken, kiminde de sadece yoğun bir kaygıya neden olabiliyor. Ne zaman ne olacağını bilememek ve bu nedenle önlem almak, bu kaygının en önemli nedeni...
Belirsizlik, çoğu insanda kaygıya neden olur. Psikologlar, yoğun kaygının çoğunlukla olayları abartılı yorumlamakla, gerçeklerden uzak yanlış düşüncelere inanmakla alakalı olduğunu söylüyor.
Yazılan, sosyal medyada dolaşan her şeye inanmak yerine gerçeklere bağlı kalmanın kaygıyı azaltacağını vurguluyorlar.
Bunun için gerekirse medyaya mümkün olduğunca az maruz kalınması da öneriler arasında. İnsanların hayatlarındaki rutini değiştirmemeleri, sosyalleşmeleri de kaygıyı azaltmakta önemli bir rol oynuyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları