‘Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür’

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü birçok öğeyi kapsayan bir sözdür. Söz uygulanmaya başlandığında geçerlilik ve inandırıcılık kazanır. Kültür, yaşama biçiminden sanata, edebiyata, tarihi algılamaya kadar uzayan bir kavramdır.

Haberin Devamı

İçinde bilim de vardır, yarının düşüncesini aramak da.

Bu ülkede yaşayan her kuşaktan insanlar O’nun ‘Nutuk’unu okumalıdır. Özgün baskısının dilini anlamayabilirsiniz ama o kadar çok bugünün diliyle yayınlanmıştır ki, herkes bir ulusun kurtuluşunun tarihini anbean okurken yaşar.

Atatürk ve kuşağının bir özelliği vardır. Kişisel zevklerinin doğrultusunda karar vermezler, kendi düşüncelerini, zevklerini yarını düşünerek gözden geçirirler, fedakârlık ederler.

Atatürk gibi bir lideri anlamak için bu söylediğim ölçütü unutmamak gerekir.

O’nun ölüm yıldönümlerinde her zaman Atatürk’ün sevdiği şarkılar çalınır; onlar gerçekten bugün de Türk musikisi repertuvarında çalınan, söylenen bugüne kalan çok değerli bestelerdir. O’nun ruh dünyasını, yalnızlığını yansıtan eserlerdir.

Haberin Devamı

Aynı Atatürk, ilk yerli operayı da Adnan Saygun’a besteletmiştir.

Cumhuriyet’in ilk kuşağının bütün öncüleri, değişimin, devrimin künyesinde yer alacak bir çaba göstermişlerdir. Eskiyi çok iyi bilirlerdi ama yeniyi öğrenmek için de olağanüstü çaba göstermişlerdir.

Yeni bir rejim, halka nasıl anlatılır, nasıl tanıtılırdı.

Sanatçılar dünyayı gezerek, tanıyarak, Avrupa’ya giderek, tekniğin geldiği aşamayı öğreneceklerdi.

Özlerini, kendi duyarlılıklarını katarak öğrendikleri teknikle bize ileteceklerdi.

Batı müziği Osmanlı’da bilinen, icra edilen bir müzikti. Yabancı besteciler, opera yönetmenleri gelirdi.

Ancak Tanzimat’ın görüşü, ilkeleri halka ulaşacak, iletilecek girişimi bekliyorlardı; Atatürk bunu gerçekleştirdi.

Devrimlerin ışığında Anadolu’daki hayat, sanat nasıldı? Şehirde yaşayanlara sanatla bu bilgi ulaştırmalıydı.

Müziğin bu konudaki etkileyici gücü unutulmamalıydı.

Çoksesli müzik Bernard Lewis’e göre demokrasinin müziğiydi, bir şef ayrı ayrı partisyonları çalanları ortak bir ahenkte buluşturuyordu.

Türk Beşleri bu anlayışın temsilcileriydi: Cemal Reşit Rey, A. Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Necil Kâzım Akses.

Avrupa’da bilgi ve görgülerini arttırdılar, Türkiye’ye döndüklerinde de bizim malzememizi kullandılar.

Örnekler:

Haberin Devamı

Cemal Reşit Rey - Onuncu Yıl Marşı

  1. Adnan Saygun - Özsoy Operası, Yunus Emre Oratoryosu

Hasan Ferit Alnar - Kanun Konçertosu, Viyolonsel Konçertosu

Ulvi Cemal Erkin - Köçekçe

Necil Kâzım Akses - Itrî’nin Nevâ Kâr’ı Üzerine Scherzo

*

RESSAMLAR da Avrupa’nın çeşitli atölyelerinde çalıştılar.

Döndüklerinde Anadolu’yu gezdiler, orada yaşayanları tuvale getirdiler.

O ressamların eserleri sergilendi.

Neşet Günal’ın tabloları Anadolu’da yaşayanları benim belleğime yerleştirdi.

Herhangi bir sitede bu ressamların tablolarını görebilirsiniz.

*

Bir kişinin okuduğu kitaplar da hiç kuşkusuz onun neleri merak ettiğini, nelerle donandığını görmek açısından ilgi çekici bir çalışmadır.

Atatürk’ün kütüphanesini de gezdim, onun üzerine yapılacak bir incelemede, bu kitapları mutlaka dikkate almalısınız.

Haberin Devamı

Atatürk’ün çevresinde bulunan, onu tanıyan yazarların kitapları her zaman O’nu yorumlamada değerli kaynaklardır.

Kimler?

Halide Edip Adıvar

Falih Rıfkı Atay

Yakup Kadri Karaosmanoğlu.

Atatürk ekseninde okuyacağınız bütün kitaplar, Kurtuluş Savaşı’nın seyrini öğrenmenizi de zorunlu kılar.

Atatürk’ü elbet duygusal yanımızla anacağız ama artık onu bilinçli inceleyerek önemini ve değerini anlama zamanını yaşıyoruz.

Bütün Atatürk tabloları biliniyor mu, sergileniyor mu?

Anımsadıklarım arasında Mahmut Cuda var.

Bazıları kayıp olabilir.

Tabloların bir kataloğu var mı bilmiyorum, yoksa yapılmalı.

Yazarın Tüm Yazıları