Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Senatosu’nu da Sezai Karakoç’u da kutluyorum

SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi Senatosu, iyi şair Sezai Karakoç’a ‘fahri bilim doktoru’ unvanını verdi.

Haberin Devamı

Ödül töreninde üniversite rektörü Prof. Dr. Âlim Yıldız, Karakoç hakkında bir konuşma yapmış:

“Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı içinde özgün, öncü, usta bir şair, yazar, sanatçı olduğu kadar aynı zamanda bir düşünce, tavır ve eylem adamıdır.

Şiirleri başta olmak üzere birçok alandaki çalışmaları derinlikli incelemeye değer eserlerdir.”

Karakoç’a doktora unvanı belgesi teslimi İstanbul’da gerçekleştirildi.

Karakoç, törende ne dedi:

“Sivas’taki üniversite hoca ve öğrencilerine selamlarımı gönderiyorum. Hepsinin İslam milletinin ve İslam medeniyetinin yeniden dirilişinde, Sivas’ın eski medeniyet ocakları gibi görev alacaklarını ve başarıya ulaşacağımızdan eminim. Üniversitenizin kuruluş yıldönümünü şimdiden kutluyorum. Bütün çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Hep birlikte inşallah milletimizin ve medeniyetimizin yeniden dirilişinde elimizden geleni yapacağız ve tarih şahit olacak.”

Haberin Devamı

Üniversitelerin, akademisyenler dışındakilere de ödül vermelerini çok olumlu bir hareket olarak değerlendiririm.

Karakoç, yalnız Türk şiiri için değil, Diriliş dergisiyle Türk dergiciliğinin, Türk düşünce hayatının da zirvelerinde hüküm süren değerlerden biridir.

Yıllar önce bir yargıya varmıştım:

“Türk şiirinin, Türk düşüncesinin köşe taşlarından biridir Sezai Karakoç. Onsuz ne Türk edebiyat tarihini, ne Türk şiirini anlamak mümkündür ne de düşünce ve inanç tarihini”.

Gelenekle modernin olağanüstü birlikteliğini başarmıştır.

Aynı yıl Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nde o Edebiyat Dalı’nda, ben de Eleştiri Dalı’nda ödül almıştık.

Diriliş Partisi’ni kurdu Diriliş dergisini çıkardı.

Her iyi şairin antolojilerde yeri vardır ve hafızalara yerleşirler.

Karakoç bu açıdan da, hangi düşüncede, hangi inançta olursa olsun şiirleri mutlaka okunur.

Düşüncesini -ideoloji kavramını kullanmak istemiyorum-, dünyayı algılamasını, kavramasını, bunu bir inanç yumağı içinde değerlendirmesini, şiire bu kadar ustaca yansıtan çok az şair vardır dünyada.

Eğer onun şiirlerinden yola çıkılarak mukayeseli bir çalışma yapılsa, öncülüğü çok daha iyi ortaya çıkar.

Haberin Devamı

Mona Rosa ekseninde yapılan tartışmaları iyi bir şiir okuru hatırlayacaktır.

Sezai Karakoç’un aldığı ödüller:

- 1968’de MTTB Milli Hizmet Armağanı

- 1970’te Macar Yazarları Gümüş Hürriyet Madalyası

- 1982’de Türkiye Yazarlar Birliği Hikâye Ödülü

- 1988’de Türkiye Yazarlar Birliği Sanat ve Kültür Akademisi Ödülü

- 1991’de 12. Dünya Şairleri Kongresi’nde Dünya Sanat ve Kültür Akademisi Ödülü

- 2006’da Kültür Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü

- 2011’de Cumhurbaşkanlığı Edebiyat Ödülü

*

Yazımı Cemal Süreya’nın da çok sevdiği bir şiirle noktalıyorum:

Balkon

“Çocuk düşerse ölür çünkü balkon

Ölümün cesur körfezidir evlerde

Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların

Haberin Devamı

Anneler anneler elleri balkonların demirinde

*

İçimde ve evlerde balkon

Bir tabut kadar yer tutar

Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen

Şezlongunuza uzanın ölü

*

Gelecek zamanlarda

Ölüleri balkonlara gömecekler

İnsan rahat etmeyecek

Öldükten sonra da

*

Bana sormayın böyle nereye

Koşa koşa gidiyorum

Alnından öpmeye gidiyorum

Evleri balkonsuz yapan mimarların

*

ÖDÜLLER, doktoralar, okunma vesileleridir.

 

Yazarın Tüm Yazıları