Öpüşmeyi sevmeyenler

Biz dostluğumuzu, sevgimizi sarılıp öpüşerek gösteririz. Bir büyüğümüzle ailemiz tanıştırdığında, elini öpsene hatırlatmasında bulunuruz

Haberin Devamı

Anneannem hiçbir zaman uyarıda bulunmadı, aksine böyle bir mecburiyet karşısında kalırsam, başkasının elini öpeceğime el öpüyor gibi yapıp kendi elimin başparmağını öpmeye alıştırmıştı beni.

Bu yüzdendir ki el öpenlerin çok olsun sözü benim için geçerli olmadı. Sen kimi öptün ki, onlar da seni öpsün diye düşünmüşlerdir.

Demek ki bugünleri tahmin etmiş.

*

Öpmeyi sevmeyenler aklıma düştü, bunun en ünlü örneği rahmetli Bülent Ecevitti.

Bir gün Cumhuriyet gazetesine Nadir Nadi’yi ziyarete gelmişti. Nadir Bey’in çocukluktan beri tanıdığı Hasan Efendi, Bülent Ecevit’i katın başında yakaladı, sarıldı, öpme teşebbüsünde bulundu, Ecevit kaçtıkça o kendine doğru çekiyordu, ama amacına nail olamadı.

Bülent Ecevit’in şiir kitabı çıktığında Rahşan Ecevit’le birlikte Hürriyet’in eski binasına gelmiş, VIP salonunda onunla bir söyleşi yapmıştım.

*

Haberin Devamı

Siyasetten uzak olduğu dönemde, önce Adnan Semih Yazıcıoğlu’nun, sonra da benim yönettiğim Hürriyet Yayınları’na gelmiş, Sanskritçeden Bahavad Gita’nın çevirisi için anlaşma yapmıştık.

Öpmeyi sevmeyenlerden biri de sevgili Bilge Karasu idi, Hürriyet Gösteri’ye fotoğraf çektirmek için Ankara’dan İstanbul’a gelmişti.

*

Rahmetli çevirmen ve yazar Sevgi Sanlı’nın Hüsrev Gerede Caddesi’ndeki evinde buluştuk. Sevgili Füsun Akatlı da gelmişti, üçü de Ankara’da dostluklarını pekiştirmişlerdi.

Fotoğrafları fotoğrafçı arkadaşımız Cengiz Cıva çekecekti.

Bilge’ye dedim ki, biraz sonra fotoğrafçı arkadaşımız gelecek sizi öpmeden bırakmaz.

*

Cancağızım tanıyor muyum ki beni öpsün dedi. Hayır ama böyle tanışacaksınız, dedim.

Zil çaldı, kapıyı açtık, Cengiz geldi ve  bir hamleyle, hoş geldin Bilge Ağabey dedi ve sarılıp öptü.

Sonra alıştı Bilge, ertesi günü de Yedikule Zindanları’nda fotoğraf çekimini gerçekleştirmiştik.

Rahmetli Mehmet Seyda da son zamanlarında evinden pek çıkmaz, yazısını, kitabını evinden gönderirdi.

*

Telefonda yazısını aldığımı belirttiğimde şöyle karşılık verirdi:

“Münasip yerlerinden öperim”.

Öpme kelimesini çok kullanan sevgili dostlarımdan biri de Tarık Dursun K. idi.

Haberin Devamı

Gerek buluşmalarımızda, gerek karşılaşmalarımızda, mutlaka kullandığı kelime “Öpüldünüz” olurdu.

Bir keresinde İstiklal Caddesi’nde karşı kaldırımda yürüyen Zeki Müren’e de muhabbetini böyle iletmişti.

*

Sanırım bu dönemde de birbirimize “Öpüldünüz” diye sevgimizi göstermemiz sağlığa en uygunu. Tarık Dursun K.’yı böylece de anmış oluruz.

Paul Eluard’ın A. Kadir çevirisinden birkaç dize:

“İnsanlarda tek sıcak kanun,

Öpücükten insan yapmalarıdır”.

El etek öpme alanımız dışında kalıyor.

Cemal Süreya’nın “Beni Öp Sonra Doğur Beni” şiirinden son iki dize:

“Annem çok küçükken öldü

Beni öp, sonra doğur beni”.

Yazarın Tüm Yazıları