Homeros’u ne kadar tanıyorsunuz

TROYA kazı başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan’ın hazırladığı ‘Homeros -Yeni Başlayanlar İçin’ kitabı, Doğu–Batı edebiyat tarihinin başlangıcındaki en etkili isim olarak karşımıza çıkan büyük ozan hakkında aklınıza gelebilecek bütün sorulara cevap veriyor.

Haberin Devamı

 

İlyada ve Odysseia destanları kahramanlık öykülerinin yazıya geçirilmiş halleri mi, yoksa Homeros’a ait özgün eserler mi? Yazar bu soruların peşinden üç bin yıllık bir iz sürme yolculuğuna çıkıyor. Homeros’un yaşam dünyasını aydınlatıyor, eserlerine giriş niteliğinde bir bakış sunuyor, birçok şaşırtıcı unsuru gün yüzüne çıkarıyor. Okuru Homeros ve destanlarının kahramanları Hektor, Akhilleus, Helene ve Odysseus ile buluşturuyor.

Prof. Dr. Rüstem Aslan, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya Anabilim Dalı’ndan mezun oldu. 1988 yılında Prof. Dr. M. Osman Korfmann’ın başlattığı yeni dönem Troya kazılarına öğrenci olarak katıldı. Lisans sonrasında Tübingen Üniversitesi’nde (Almanya) Prof. Korfmann’ın yanında Troya ve Troas konusunda yüksek lisans ve doktora çalışması yaptı. 2005’te Prof. Korfmann’ın ölümü sonrasında Troya kazı eşbaşkanlığını yaptı. 2013 yılından beri Troya kazı başkanlığını yürütüyor.

Haberin Devamı

Kitaba yazdığı önsözde çalışmasının özelliklerini özetle şöyle sıralıyor:

Bu kitap kırk yıl önce Azra Erhat ve A. Kadir’in güzel Türkçelerinden okumaya başladığım, ozanlar ozanı Homeros’un İlyada ve Odysseia destanlarının bende bıraktığı etkinin bir sonucudur. Kimi zaman sonuçsuz, kimi zaman anlamsız, kimi zaman dolu dolu yaşadığım hayatımda ‘Homeros’la ilgili bir kitabım olsun yeter şiarıyla kaleme alınmıştır. Homeros destanlarının üç bin yıldır hayatın neredeyse her alanında bıraktığı ve bırakmaya devam ettiği izlerde, anadilim Türkçe’de ‘küçücük bir pay’ da benden olsun istedim.

Peki ama bin yıllardır Homeros neden hâlâ bu kadar önemli?

Geçmişte Homeros üzerine olduğu kadar hiç kimse hakkında bu denli çok tartışılmamıştır. En azından İlyada ve Odysseia kadar etkili eserler ortaya koymuş başka bir yazar yoktur. 1935 yılında filolog Erich Bethe bu konuda şu çarpıcı tespitte bulunmuştur: ‘Homeros’un kimliğini kavramaya çalışan herkes, tüm çabalarının sonunda sadece yok olup giden bir gölgeyi kucaklamıştır’.”

Bir gölge, hatta belki de birden fazlası: Günümüzde bile birçok araştırmacı Homeros’un tek bir şair mi, yoksa gölgelerden oluşan bir şair kolektifinin, bir ozanlar ordusunun ürünü mü olduğu konusunda tartışmaktadır. 20. yüzyılda sözlü şiir geleneği üzerine gerçekleştirilen alan araştırmaları Homeros’a atfedilen iki destanın bu gelenekten büyük ölçüde etkilendiğini ortaya koymuş, böylece yazarın kimliği konusundaki belirsizliği daha da derinleştirmiştir.

Haberin Devamı

DOĞULU MU BATILI MI

Bu küçük, mütevazı kitabın yazarı, eldeki daha sağlam kanıtlara rağmen özellikle Orta Avrupa filologlarının büyük ölçüde mutabık kaldığı “Homeros’un tarihsel varlığı”nı genel hatlarıyla kabul etmektedir. Homeros’un etnik kökenine dair yürütülen tartışmalar ise onun ismi ve kimliği etrafındaki çekişmeler kadar hararetlidir. Homeros’un Symrnalı (İzmirli) olduğu bugün artık neredeyse kesinlik kazanmışken, şair Raoul Schrott’un 2006 tarihli tezlerinden sonra Homeros örneği Avrupa edebiyatının kökeninin Batı’ya mı yoksa Doğu’ya mı ait olduğu sorusunu çok güçlü bir şekilde yeniden gündeme taşımıştır: Homeros “Batı dünyasının babası” mı, yoksa “Doğulu bir esir” mi? Bu soru çoktan kültürel, hatta siyasal bir meseleye dönüşmüştür. Ne olursa olsun, Doğu-Batı edebiyat tarihinin başlangıcındaki en etkili isim olarak karşımızda bir ozan durmaktadır: HOMEROS. Bu isim, bireysel biyografi üzerinden bir yazarla eserini ilişkilendirme çabasının soyutluğunu simgeler. Bu nedenle bu çalışmada yalnızca Homeros metinlerine değil, aynı zamanda “yazar” figürüne de odaklandım. Bu kitapta Homeros’la ilgili her şeyi bir araya getirmek için büyük bir çaba gösterdim. Elinizde tuttuğunuz bu eser, bu çabanın ve Troya’ya adanmış kırk yıllık ömrün serencamıdır. (Doğan Kitap)

Yazarın Tüm Yazıları