Emre Yavuz Rahmaninov çalıyor

Piyanist Emre Yavuz’un Rus besteci Sergey Vasilyeviç Rahmaninov’un (1873-1943) eserlerini seslendirdiği CD’sini dinledim.

Haberin Devamı

Yavuz, 1990 yılında İzmir’de doğdu. Üç yaşında okumayı söktü, Fazıl Say’ın tavsiyesiyle Mithat Fenmen’in ölümünden sonra kendi hocası olan Kâmuran Gündemir’e yönlendirildi.

İstemihan Talay’ın Kültür Bakanlığı döneminde, bakanlık aileye bir ev tahsis etti, masraflarını karşıladı.

Ankara’da Kâmuran Gündemir’le, Fazıl Say’la, Bilkent Üniversitesi’nde Sanem Berkalp ile çalıştı. Daha sonra Roland Batik’le Viyana’da , Karl-Heinz Kammerling’le Hannover’de çalışmalarını sürdürdü.

Birçok önemli orkestra eşliğinde Beethoven, Chopin, Saint-Saens ve Çaykovski’nin eserlerini icra etti.

Beethoven’ın 3. Piyano Konçertosu’nu ünlü şef Zubin Mehta yönetimindeki orkestrayla yorumladı.

Yurtdışında birçok ödül aldı.

Rahmaninov’un doğum günü olan 1 Nisan 2018’de verdiği resitalle başladığı turne kapsamında İzmir, Ankara, Bursa, Eskişehir, Akşehir, Frankfurt, Dresden, Cap Ferret, Bonn, Köln, Pinswang, Seibersdorf, Hamburg, Brüksel, Köln, Brüksel, KKTC’de konserler verdi.

Haberin Devamı

CD’nin kitapçığında eserler hakkında bilgi veren metinler bizzat Emre Yavuz tarafından yazıldı.

Seslendirdiği eserler:

Piyano Sonatları (1913 versiyon)

10 Prelüd (1901-1903)

Eserler için ne yazdı?

Sol kapak (sonatla ilgili): “Çarpıcı bir başlangıçla ve onu takip eden karanlıkla açılıp, Rahmaninov’un en narin anlarından geçerek görkemli finale ulaşan bu yolculuğun bende uyandırdığı hayranlık asla dinmiyor.”

Sağ kapak (prelüdlerle ilgili): “Bu eserde benim ilgimi çeken karanlık bir şey vardı. Birbirimize çok yakıştığımıza, birbirimizin en gizli kalmış yönlerini ortaya çıkaracağımıza inandım.”

*

ANDANTE müzik dergisinde bir konuşması yayımlandı. Şefik Kahramankaptan konuşma girişiminde bulunmuş, Emre Yavuz da, “Söyleşide soruları Başar Can Kıvrak sorsa?” diye önermiş. Emre Yavuz, Avrupa ekolünden, Başar Can ise Rus ekolünden.

İki bilenin söyleşisinden gerçekten müzik üzerine okunması gereken yorumlar ortaya çıkmış.

Ben CD’yi dinlerken, Rahmaninov üzerine söyleşiyi okudum. Bunun sonucunda da CD’yi defalarca dinledim. Sanatçının sanatçıya desteği de beni mutlu eden davranışların ilk sıralarında yer alır, Fazıl Say’ın ona verdiği destek için de Fazıl’a teşekkür ederim.

İlk soru şu:

Haberin Devamı

“Neden Rahmaninov gibi bir soruyla başlamaktansa, besteciyle olan içsel bağını anlatmanı istesem? Tanışmanı hatırlıyor musun Rahmaninov’la?”

Yanıtı: Açıkcası çocukluğumda sevdiğim bir besteci değildi Rahmaninov. İnsan yıllar geçtikçe birçok şeye farklı bir açıdan bakıyor. Schubert’te de böyle olmuştu. İlk başta sevmezken sonradan piyanistlik hayatımın merkezinde olan bestecilerden biri haline geldi. Rahmaminov’u keşfetmem de Viyana’ya yerleştiğim ilk yıllarda oldu. Müziğinin yoğunluğu, gerçekliği ve insanın duygusal dünyasında bu kadar uzak noktalara ulaşabilen ustalığının büyüsüne ancak 17-18 yaşlarımda ulaşabildim.

İlk çaldığım eseri ‘3. Konçerto’ydu. Viyana’daki karanlık evimde, sadece piyanonun üzerindeki bir çalışma lambasının ışığında bu anıtsal eserin içinden çıkmaya çalışırken aniden içimden sigara içme isteği geldiğini hatırlıyorum. Hiç ağzıma bile koymamıştım halbuki hayatımda. O gün bugündür benim için çok önemli. Bana kendimi en kendim gibi hissettiren, hayranlığımın hiç bitmediği ve eskimediği bir besteci Rahmaninov. Aslında Rahmaninov’un hayatını Rusya’yı terk etmeden öncesi ve sonrası olarak ayırmak mümkün. Zaten verdiği eserlerin birçok kısmı yaşamının ilk yarısında, Amerika’ya yaklaşmadan önce yazdığı eserler. Yaşamının ikinci yarısında piyanistlik ve şeflik kariyeri çok daha ağır basmış ve ölümüne dek çok az eser vermiş. ‘Paganini Rapsodisi’ de bunlardan biri.”

*

Haberin Devamı

İYİ bir besteciyi iyi bir piyanistten dinlemek her müzikseveri mutlu edecektir. Hangi besteciyi seviyorsunuz bilemem ama bu icra ile Rahmaninov’u seveceksiniz.

*CD, Tyxart firması tarafından yayımlandı.

*

KİTAP SANAT’IN 200. SAYISI

KİTAP ve sanat dünyasını izleyen ve okuruna bütün türlerdeki olayları, kişileri yansıtan Hürriyet Kitap Sanat dergisi 200’üncü sayısını çıkardı.

Gerçekten de birçok meraklı okur bu derginin tiryakisi oldu. Hangi kitapların çıktığını, hangisini alacağını bu dergiden öğrendi. Çünkü birçok usta kalem kitapları seçiyor, onlar üzerine tanıtma, eleştiri yazıyor.

Sadece edebiyat kitaplarının tanıtım dergisi değil, resim, tiyatro, sinema dünyasının da güvenilir rehberlik görevini üstlendiği için okur yelpazesi çok geniş. Birçok sanatsever, gideceği sergiyi de bu dergiden öğreniyor.

Haberin Devamı

Başlangıcından beri ben de bu dergide yazıyorum. Hazırlayanlar sağ olsunlar bana sık sık konu da öneriyorlar. Gazete açıkken tatlı telaşlarına tanıklık yapıyordum.

Dergiyi çıkaran arkadaşları kutluyorum, bir yayıncılık maratonunu emekleriyle bugüne getirdikleri için.

Nice 200’lere ulaşmalarını diliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları