Edebiyatımızın ustalarını okumak

Bir ülkenin insanlarının kimliğini anlamak için edebiyatını okumak şarttır. Bizde telif meselesi yüzünden kitapların okura ulaşması belli bir zamanı bekliyor.

Haberin Devamı

 

Dünden bugüne çekilen edebi çizgi siyasetten bireysel yaşama kadar bütün unsurları içerir. Onların yaşamı sadece edebiyatla anlaşılmaz, zamanın değişik dalgalanmaları da onların eserlerine yansır.

Nahit Sırrı Örik de bu adlardan biridir. 

Nahid Sırrı Örik’in Toplu Öyküleri’ni de Bahriye Çeri derledi. 

İçerik sıralaması şöyle:

Bir Cihan Kaynanası” Nahid Sırrı Örik’in Öyküleri Üzerine- Bahriye Çeri

KIRMIZI VE SİYAH SANATKÂRLAR ESKİ RESİMLER DERGİ VE GAZETE SAYFALARINDA KALMIŞ ÖYKÜLER

ARŞİVDEN

Nahid Sırrı Örik’in hayattayken yayımlanan üç öykü kitabı ve süreli yayınlarda kalmış onlarca öyküsü vardır. İlk öykü kitabı Kırmızı ve Siyah 1929 yılında; ikincisi Sanatkârlar 1932, Eski Resimler ise 1933’te yayımlanmıştır. Toplu Öyküler ile Nahid Sırrı Örik’in 1924-1958 yılları arasında bir kısmı sağlığında kitaplaşmış, bir kısmı ölümünden sonra yapılan derlemelere alınmış, bir kısmı ise gazete ve dergi sayfalarında kalmış, yıllardır okurla buluşmamış öyküleri bir araya geliyor.

Haberin Devamı

Toplu Öyküler’de yer alan öyküler, başta sağlığında çıkmış kitaplar olmak üzere ilk yayımlandıkları tarihe göre kronolojik olarak dizilmiştir. Yazımda yazarın tercihleri büyük oranda korunmuş, yalnızca bazı kelimelerin günümüzde yaygın kabul gören şekli -”gelmeğe” yerine “gelmeye”, “söylemiyerek” yerine “söylemeyerek”, “başlıyarak” yerine “başlayarak” gibi- tercih edilmiş, ayrıca döneme ait bazı yazım tutarsızlıkları giderilmiştir. Günümüzde okunuşu yerleşmiş kelimelerdeki şapkalar kaldırılmış, yalnızca terkipli ifadelerde şapkalı yazımlar korunmuştur. Tarihi şahsiyetlerin isimlerinde dönem yazımları korunurken öykü karakterlerinin isimleri günümüz imlasıyla yazılmıştır. Yabancı isim ve yer adlarının yazımlarında ise kurgusal karakter ve yerler metinlerde geçtiği şekliyle bırakılmış, gerçek kişi ve mekânlar orijinal yazılışlarıyla belirtilmiştir. Bunun dışında metinlere herhangi bir müdahalede bulunulmamış, sadeleştirmeye ya da değişikliğe gidilmemiştir. Bu derlemedeki dipnotlar, aksi belirtilmediği sürece Bahriye Çeri’ye aittir. Osmanlı Türkçesi ile yazılmış öyküleri Latin harflerine Üzeyir Karataş aktarmıştır.

KISA TANITIM

Edebiyatımızın en üretken yazarlarından Nahid Sırrı Örik, altmış beş yıllık hayatına birçok roman, deneme, oyun, gezi yazısı, çeviri ve öykü sığdırdı. Toplu Öyküler’de yazarın 1924-1958 yılları arasında kaleme aldığı; bir kısmı sağlığında kitaplaşmış, bir kısmı ölümünden sonra basılan derlemelere alınmış, bir kısmı ise gazete ve dergi sayfalarında kalmış, yıllardır okurla buluşmamış öyküleri ilk kez bir araya geliyor. Halk masallarından modern anlatılara, hayal âlemlerinden büyük şehirlere uzanan bu öyküler kurgunun yazarın edebi evrenindeki çeşitlilikle nasıl genişlediğini gösterirken; Nahid Sırrı Örik edebiyatı hakkında da yeni şeyler söyleyebilme imkânı yaratıyor.

Haberin Devamı

Örik’i Selim İleri’den okuyun:

Nahid Sırrı’da ‘tekrar’ vardır. Nahid Sırrı’da yer yer ‘özensiz anlatım’ vardır. Nahid Sırrı’da ‘klişeler’ vardır. Nahid Sırrı’da ‘çalıntı’ olduğunu ileri sürenlere bile rastladım (öyleyse bu da onun kötücüllüğüne pek yaraşır). Hiçbiri yazara ve eserine gölge düşüremiyor. Yalnızca kendi olabilmiş sayılı yazarımızdan biri. Şurada burada -hâlâ- gizli kalmış verimleriyle, kim bilir nasıl kötücül, nasıl ‘zehirli bir kahkahayla’ alay edip duruyor edebiyatımızın dünkü yargılarıyla.” 

(Everest Yayınları tarafından yayımlandı) 

Yazarın Tüm Yazıları