Darbe tarihine not düşen ekler

HİÇ kuşkum yok. Cumartesi günü Hürriyet’i aldınız ve eklerini kitaplığınıza koydunuz.

Haberin Devamı

 

Darbeden sonra devlet ve hükümet, maddi ve manevi zararları gidermek için nasıl yoğun çalıştıysa, Hürriyet gazetesi çalışanları da aynı yoğunlukla darbeyi bütün yönleriyle yansıtan ekler için adeta geceleri uyumadı.

 

Hürriyet gibi bir gazete böyle bir siyasal ve toplumsal olguyu, dakikası dakikasına okurlarına iletiyordu ama birçok gerçeğin, birçok görüntünün, birçok tanıklığın üzerinden zaman denilen makine geçecek ve unutulacaktı.

 

Hürriyet gazetesinde adlarını gördüğünüz, görmediğiniz her bölümden arkadaşlar, eklerin mükemmel olması için olağanüstü denilen kelimeyi çabalarında gösteriyorlardı.

 

Haberin Devamı

Bu ekleri hazırlama düşüncesinin ardında ünlü bir söz vardı:

 

“İnsan belleği unutkanlıkla maluldür.” (Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür.)

 

Tek tek oya gibi işlenen konuları yazarken, hazırlarken iki kurala riayet ediliyordu:

 

Tarafımız demokrasiydi, başka hiçbir şeyin taraftarı değildik. Yer alan yazı ve fotoğraflar, doğruluk süzgecinden geçmiş, polemiklerin, yalanların tuzağına düşmeyecek bir katiye ulaşmıştı. Edebiyat, olayların taze bilgileriyle yapılmaz, zaman içinde onun siyasal, toplumsal tortusu edebiyata geçer. İnanıyorum ki, ilerde bu darbenin romanı yazılacaktır.

 

Eklerde okuduklarınızı unutmayın –Attilâ İlhan’dan ödünç alıyorum- belleğinize mıhlayın.

 

Eklerdeki yazıları tekrar tekrar okuyun, okutun. Ünlü oyun yazarı Ionesco’nun bir oyunundaki bölüm için söylediğini anımsadım:

 

“Bu sahneyi birkaç kez tekrarlayın, ki seyircinin belleğine kazınsın.”

 

Haberin Devamı

Nöbetler bittiğinde, ekleri okuyarak zihni nöbeti sürdürün.

 

Hepimiz her gece televizyonları seyrettik, sabahın erken saatlerinde gazeteleri okumaya başladık. Hayatımızı bu kadar işgal eden, geleceğimizi biçimlendiren bir olayı, olayın kişilerini elbet öğrenmemiz gerekirdi.

 

* * *

 

ÜÇ ek, üç ana başlık altında hazırlandı:

 

1. Yaşasın Demokrasi

 

2. Demokrasi Kahramanları

 

3. Yankılar

 

Hürriyet bu eklerle, olayların arkasındaki gerçekleri, belgeleri kalıcı kıldı. Toplumun demokrasiye sahip çıkışını belgeledi.

 

Artık benim için gazetecilik, bilgi ve belgeleri ile öğretici özellik taşıyan bir meslek.

 

Günlük gazeteler, televizyonlar, güncel olanı sayfalarına, ekranlara yansıttılar.

 

Haberin Devamı

Ünlü sözü hep aklınızda tutun: “Söz uçar, yazı kalır.” (Verba volant, scripta moment.)

 

Ekleri başka açıdan da önemsiyorum.

 

Yazıdan çok söze önem veren bir toplumuz. Konuşuruz, dinleriz ama kayda geçirmeyiz. Ancak kuşaktan kuşağa nakledilen anılarla tarihi, geçmişi yarım yamalak öğrenmeye/öğretmeye kalkarız.

 

Gerçeklere efsaneler katılır, gerçekle yalan birbirine karışır.

 

Oysa gelecek kuşaklara karşı doğru bir tarihi okutmak görevimiz var.

 

Yıllar sonra bu darbeyi yazacak tarihçiler, geçmişi öğrenmek isteyen gençler bu eklerden yararlanacaklar. Türkiye’nin siyasal ve toplumsal tarihi için bir kaynak niteliği taşıyor bu çalışmalar.

 

Meydanlarda nöbet tutanlar niçin burada bulunduklarını, niçin direndiklerini, tarihe tanıklıklarının anlamını bu eklerle kalıcı kıldıklarını fark edeceklerdir.
Sedat Ergin’in ‘Darbecilerin Terfi Kumpası’ yazısından çok şey öğrendim.

 

Haberin Devamı

O yazı için eski ünlü deyimi söylemekle yetineceğim.

 

“Efrâdını câmi, ağyarını mâni” diye tanımlanacak bir incelemeydi. Bugünün diline şöyle çevrilebilir: “Aynı özelliği taşıyanların hepsini içine alan, taşımayanları dışarıda bırakan.” (Kubbealtı Lûgatı’ndan)

 


Çınar Oskay ve ekibini, katkıda bulunan bütün Hürriyet çalışanlarını tarihe not düşen bir belge niteliğindeki bu eki hazırladıkları için kutlarım.
G G G
DARBE kitapları ve yazarları konusu bir başka yazıya kaldı.

Yazarın Tüm Yazıları