45’liklerin çağrıştırdıkları

Almanya’da yaşayan kanak delikanlısı Feridun Zaimoğlu, Türkiye’den Almanya’ya giden birinci kuşağa çok şey borçlu olduklarını söyler.

Haberin Devamı

Yabancı memlekete gidenler, oranın kültürüne yabancıydılar.

Onların da müziğe ihtiyaçları vardı, özellikle memleket hasretini türkülerde, şarkılarda dile getiriyorlardı.

Türkiye’den oraya giden bir arkadaşımın dinlediklerini görünce pek şaşırmadım. Arabeskten de öte bir arabeskti.

İşte o günlerin yıldız sanatçısı Yüksel Özkasap’tı, söz ve müziği ona ait olan ‘Aşk Yalandır Diyorlar’ı dinledim, birçok otomobilin 45’lik çalarında onun bu şarkısı dönerdi. Arka yüzünde de söz ve müziği Kul Ahmet’in ‘Dedi ki Yok Yok’ vardı.

 Mürüvvet Kekilli’nin ‘Şoför Türküsü’, ‘Aşk Bir Istırap’ da bu listede yer almalı. Söz ve müzik S. Sarıkaya’nın.

Parçayı dinlerken Bekir Yıldız’ın Almanya ile ilgili kitaplarının satırları belleğimde tazelendi.

Kekilli’nin çağrısı neydi?

‘Adana’ya gel’.

Haberin Devamı

 Caz şarkılarını sever misiniz? Türkiye’de söyleyen ilk sanatçının Sevinç Tevs olduğunu anımsamalısınız.

Sevinç Tevs’i Anma Gecesi Hatırası.

Sanatçıya Erol Pekcan ve arkadaşları eşlik ediyor.

Neleri dinledim?

Take The ‘A’ Train

Oklahoma Blues

 Halikarnas Balıkçısı ile İzmir’de buluşmaya gittiğimde, 21.00’deki Ankara uçağını kaçırdım. 24.00’de otobüse bindim, Ay’ın doğduğu bir gecede otobüs mola verdi, iner inmez sislerin içinden bir şarkı duydum:

“Görünce âşık oldum

O güzel gözlerine

Başkasını istemem

Benim gözüm sende.”

 Bir dönem Ankara’da meşhur olan sanatçılar mutlaka İstanbul’a gelirlerdi.

Sevim Çağlayan zamanın popüler solistiydi. İstanbul’a gelişi olay olmuştu.

Dönemin en çok satan, en etkili haftalık dergisi Akis onu kapak yapmış, İstanbul üzerine düşüncelerine sayfalarında yer vermişti. Röportaj çok okunmuştu.

Peki en çok satan 45’liği hangisiydi:

‘Hovardalık Artar Yaş Olunca Elli’. 

 Besteci ile icracı arasındaki ilişki nasıldır? Ben bir tanıklıkta bulundum.

Yusuf Nalkesen, İzmir’de yaşardı. İstanbul’a geldiğinde tanıştım, çok sevdim.

O yaz Zeki Müren, Caddebostan Gazinosu’nda söylüyordu, beraber dinlemeye gittik.

Birçok solist, Yusuf Nalkesen’in, söz ve müziği onun olan, ‘O Ağacın Altını Anmaz Olur muyum hiç?’ şarkısını okuyordu.

Haberin Devamı

Kuliste Zeki Müren bu şarkının nasıl okunduğuna dair yorumunu yaptı.

Başka solistlerin icralarını öylesine güzel taklit etti ki, çok güldük.

 İyi bir solist olan Muazzez Abacı’nın Türk müziği icralarını dinlemişsinizdir, sanırım onun iyi bir caz şarkıcısı olduğunu bilen de, dinleyen de azdır.

 45’likler rafımda Renata Tebaldi’nin Mozart’ın ‘Figaro’nun Düğünü’ ile Boito’nun ‘Mefistoles’ aryalarını dinledim, sanatçıya eşlik eden ‘La Scala’ orkestrasını Antonino Votto ile Nino Sanzogno yönetiyordu.

 İyi piyanist Stefan Askenase, Frederic Chopin çalıyor.

Bu kayıtta başka neler dinledim:

 Richard Wagner – Lohengrin

 Jean Sibelius – Finlandia

 Andres Segovia, Gitar - Madronos (Torroba)

Haberin Devamı

Bana gitarı sevdiren sanatçıdır.

 Wilhelm Furtwangler – Berlin Filarmoni Orkestrası  - Mozart – Figaro’nun Düğünü – Saraydan Kız Kaçırma.

Ne zaman Furtwangler’in yönettiği orkestrayı dinlesem Szabo’nun yönettiği filmi anımsıyorum.

Kapaklara bakarken fark ettim, ne kadar çok plak şirketi kurulmuş ve devam etmemiş.

*

MÜZİK anıları çağrıştırdı, anılar da bu parçaları.

 

Yazarın Tüm Yazıları