Yüz yüze iletişimin yerine dijital hiçbir zaman geçemez

KOVİD-19 bazı alışkanlıkları değiştirecek. Kabul... şimdiden bazı toplantıları dijital platformlar üzerinden yapmaya devam ediyoruz.

Haberin Devamı

 

Oluyor mu? Oluyor...
Bir şekilde buluşuluyor, toplanılıyor, derdimizi anlatıyoruz.
Peki verimlilik?
Şimdilik ölçümlemiyoruz.
Yüz yüze konuşmak kadar verimli olmadığını biliyoruz ama şimdilik idare ediyoruz.
“Bu farklı bir dönem, önemli olan işlerin aksamaması” diye düşünüp yadırgamıyoruz.
Ama işin gerçeği öyle mi?
Benim verimlilik, kapasite, motivasyon konularında endişelerim var.
Çünkü yöneticiliğin kendine özgü, bazen de yazılı olmayan kuralları vardır.
Örneğin sözlü iletişimi kuvvetli olanla olmayan, kelimeleri ve vücut dilini kullananla kullanmayan arasında farklar vardır.
Bir de empati diye bir kavram vardır.
Konuşurken insanın gözlerinin içine bakar ve birçok şeyi karşınızdaki anlatmadan anlarsınız.
Sormazsınız bile o gözler her şeyi söyler.
Gözler söylemiyorsa eller, kollar söyler.
Şimdi onlarca kişiyle toplantı yapıyorsunuz; karşınızdakiler sizi dinliyor mu, dinlemiyor mu, dikkati başka bir yerde mi değil mi, konuya ne kadar hakim anlamakta zorlanıyorsunuz.
Bizim gibi deneyimli yöneticiler belki anlıyordur da; her zaman anlamak kolay olmayabilir.
Evet; işler yürüyor.
Evet; hayat eve sığıyormuş.
Ama bir yere kadar...
Normalde bu format günlük hayata uygun değil.
İnsan olduğu sürece de bire bir iletişimin önüne hiçbir şey geçemez.

 
Bu yeni dönem bizi yoracak gibi

Haberin Devamı

İNSAN kaynakları direktörü bazı dostlarımla konuşuyorum.
Onlar aslında bu konuda çok deneyimliler...
Birçok ön görüşmeyi dijital ortamda yapıyorlar.
Ama diyorlar ki;
“Ekran başında çok başarılı bulduğumuz birçok kişi, karşımıza geldiğinde aynı performansı gösteremiyor. Dijital bazen yanıltıcı olabiliyor...”
Bir yönetici dostum da şöyle dedi;
“Bir çalışanımıza bir konu hakkında görev verdik. Bize çok başarılı bir sunum yaptı. Sonra bir konu kafama takıldı, aradım sordum. İstediğim yanıtları alamadım. Meğerse bize sunum yaparken bir başka ekrandan da okuyormuş. Bunu fark edemedik, biz de konuya ne kadar hakim olduğunu düşündük. Konuya değil, karşısındaki ekrana hakimmiş...”
Anlayacağınız, bu yeni dönem bizi çok yoracak.

Haberin Devamı

 
İletişimin ana ilkeleri değişmeyecek

BİR takım kurmak, bir takım olmak öyle kolay değildir. Zaman ister ve iyi bir iletişim de gerektirir.
Açık söylemem lazım.
Sadece dijital iletişime güveniyorsanız, hapı yuttunuz demektir. Bu hiç beklemediğiniz bir zamanda size hatalar yaptırabilir.
Dijital iletişim yaptığınız stratejileri güçlendiren unsurlardan sadece biri olabilir.
Hangi işi yapıyorsanız yapın; iletişimin geleneksel ilkelerin asla vazgeçmeyin.
Ama bunu dijitalle destekleyin.
İletişim dünyasının tam içinde ve göbeğinde, üstelik yöneten biri olarak net söylüyorum ki; bunu yapanlar büyük bir yanılgı içindeler.
Artık 360 derece bir iletişim planını yapmak zorundasınız.
Hayatı sadece akıllı telefondan ibaret sanan bir insan topluluğuna bugün söylediğinizi, ya da ikna ettiğinizi yarın söyleyemeyebilirsiniz.
Unutmayın; marka yönetmek zor iştir.
Ama herkesin de, bir birey olarak kendi markasını yönetmek zorunda olduğunu da unutmamak gerekir.
Evet; dünya değişiyor, iş yapma biçimleri, modelleri de değişecek.
Ama bazı prensipler, ilkeler olduğu gibi kalacak. İnsan olduğu sürece bu böyle devam edecek.

Haberin Devamı

 
İletişimin itibarını geri verin

BU sütunlarda birkaç kez yazdım. Fırsat oldukça yazarım.
Birçok şirket iletişimi hafife alıyor. Birkaç satır yazıp basın bülteni yapınca iş bitti zannediliyor. Kriz anlarında iletişim yöneticileri akla geliyor. Oysa dünyadaki bütün büyük ve başarılı markaların yönetim kurullarında iletişim yöneticilerinin bir üyesi vardır. Aslında şirketleri yöneten üst yöneticiler, mesaisinin yarısı üretime yarısı da üretileni anlatmaya ayırmalıdır.
Bizde bir bölüm, bir şeflik, bir müdürlük gibi görülen halkla ilişkiler, iletişim, kurumsal direktörlük görevlerini yönetenler uluslararası büyük organizasyonlarda yönetim kurulu üyesidir.
Neden bizim markalar güçlü değil sorusunun yanıtını buna benzer yaklaşımlarda arayın.
Herkesin sizi anlamasını, bulmasını, istemesini beklemeden siz kendi iletişim stratejinizi uygulamalısınız.
Ne yapıyorsanız, ne üretiyorsanız, ne düşünüyorsanız bunu yapın.
İletişimi organizasyon şemalarında sonlara değil en başa yazın.
Yazmıyorsanız krizlerden en fazla etkileneceğinizi şimdiden bilin.

Yazarın Tüm Yazıları