Yeni yüzler yeni sözler demektir

ÖNÜMÜZDEKİ haftanın sonunda partilerin listeleri açıklanacak, itirazlardan sonra da netleşecek.

Haberin Devamı


Şunu görüyorum.
Toplum siyaset konuşmaktan yoruldu.
Buna rağmen Türkiye’de seçmen sandığa gidiyor, oyunu atıp görevini yapıyor.
Bunu çok değerli buluyorum.
Çünkü demokrasinin olmazsa olmazı seçimdir, sandıktır.
Demokrasimizi eleştirebiliriz, eksikler bulabiliriz.
Ama kabul edelim bütün yanlışları ve eksikleri yine bizler tamamlayacağız.
Bir buçuk yılda dört seçim, bir referandum yaşamamıza rağmen, bu seçimde de göreceksiniz seçmen büyük bir katılım gösterip oyunu kullanacak.
Ancak bir gözlemimi de paylaşmak istiyorum.
İnsanımız siyasetten yorgun olsa da; ilgisi kesilmiş değil.
Yani insanlar siyaset yapmak istiyor, siyasette olmayı düşünüyorlar.
Ama yöntemini bilmiyorlar, bugünkü siyasi partilerin görüntüsüne bakınca çekiniyorlar, yer bulamayacaklarını düşünüyorlar.
Haklılar...
Genç bir akademisyeni düşünün ya da genç bir girişimciyi ya da bir iş kadınını...
Siyasi partilerden davet gelmezse bu insanların yer bulmaları mümkün değil.
Çok insanla konuşuyorum; bu kaygı ve çekincelerinden dolayı aday adayı olamıyorlar, partilerde görev alamıyorlar.
Bu yazdıklarım bütün partiler için geçerli...
AK Parti için de geçerli, muhalefet partileri için de...
Şimdi parti yöneticileri “Vaktimiz yok” diyebilirler.
Oysa parti yöneticileri bazı isimleri izlemeli, keşfetmeli ve aday göstermeliler.
Siyasete ilgi duyanları bulup çıkarmalılar.
Ben başka türlü yeni isimlerin siyasete girebileceğini düşünmüyorum.
Siyasete uzak ama siyaseti iyi izleyen biriyim.
Yıllardır gazetecilik yapıyorum, har partinin DNA’sını da bir genetik mühendisi kadar iyi bilirim.
Ve yine şunu görüyorum ki; kadrolu aday adayları yine listelerde gözüküyor.
Elbette takdir her partinin genel başkanında ve yöneticilerinde ama toplumun bir beklentisi olduğunu da görmeliler.
Yeni yüzler yeni sözler demektir.
Ben her konuda olduğu gibi siyasette de yeni sözlerden yanayım.

 

Haberin Devamı

Alaçatı öne çıkmayı başarıyor

ÇOK başarılı bulduğum bir Alaçatı projesinden bahsetmek istiyorum.
Adı Tasting Alaçatı...
Gustosuna düşkün olanları, keşfetmeyi sevenleri, gastronomi çevrelerini, önde gelen şefleri, yerel üreticileri, işletmecileri, tedarikçileri, halkı, gazetecileri her yıl Alaçatı’da bir araya getirerek global bir yaşam deneyimi sunmak istiyorlar.
Bu hedefi çok doğru buluyorum.
Nedenini anlatayım.
Bugün turizmde ülkeler değil; bölgeler, şehirler hatta küçük yerleşim yerleri yarışıyor.
Çünkü alışkanlık değişiyor, yeni destinasyon ihtiyaçları artıyor, insanlar kendilerini özel hissettikleri, keşfedebilecekleri, tematik yerleri seçiyorlar.
Hayatın o hızlı akışı içerisinde kendisine biraz mola olabilecek durakları tercih ediyorlar.
Ege kıyılarının çok şanslı olduğunu söylemem lazım.
Ancak hem korumak, hem geliştirmek için de güçlü stratejilere ihtiyacımız olduğunu görüyorum.
Tasting Alaçatı’nın bu yıl ilkiydi.
Lezzetli buluşmalar, sohbetler, etkinlikler, workshop’lar vardı; müzik, sanat ve macerayla keşfetme turları unutulmamıştı.
Alaçatı’nın en iyi restoranları ve otelleri özel mönüleri, etkinlikleri ve atölye çalışmaları ile üç gün boyunca bu organizasyonda yer almıştı.
İstisnasız her mekan projenin içindeydi.
Şeflerin özel tarifleri, tadım mönüleri, degüstasyon atölyeleri de çok başarılı geçti.
İlk olmasına rağmen gayet iyiydi.
Alaçatı öne çıkmayı her zaman başaran bir yer...
Türk turizmi için bu alternatifleri artırmalıyız.

 

Haberin Devamı

Akhisar’ın büyük başarısı

BİZDE bazen başarılar küçümsenir.
Büyük ihtimal kıskançlıktandır aslında...
Toplum olarak eleştirmeyi daha çok sevdiğimiz için belki de öyledir.
Ama Sezar’ın hakkını Sezar’a vermeliyiz.
Akhisar’ın kupa zaferi büyük bir olaydır.
Bir ilçe takımının çok büyük başarısıdır.
Galatasaray’ı eleyip final oynayacaksın, Fenerbahçe gibi milyonlarca dolarlık bir takımı dize getireceksin.
Bu başarıyı ayakta alkışlıyor ve tebrik ediyorum.

 

Nükhet Duru’yu dinlerken

EGE Perla’nın içindeki Toy İzmir’i tavsiye ederim.
Küçük ama çok sevimli bir mekan...
Ve sanat yapıyorlar.
Oyunlar geliyor, sanatçılar, canlı performanslar...
Sanatın ve sanatçının her zaman yanındayız.
Geçen hafta Nükhet Duru’ya gittim.
Müthişti.
İki saati geçen bir süre sahnede kaldı.
Hem anılar vardı, hem şarkılar...
Hem kendi şarkıları vardı, hem de söylemekten keyif aldığı başka sanatçıların şarkıları...
Nostaljik bir gece oldu.
Ama bir şeyin de farkına vardım.
Eski şarkılar, eski besteler çok daha güzelmiş.
Yenileri de takip ediyorum.
İyi bir müzik dinleyicisi olduğumu söyleyebilirim.
Genç sanatçıları da yakından izliyorum.
Ama aralarında çok az sayıda şarkı akıllarda kalıyor.
Oysa Nükhet Duru’nun söylediği her şarkıyı hep birlikte söyledik.

Yazarın Tüm Yazıları