Soma’daki travma bitmedi

Haberin Devamı

Soma’yı unutmuş değiliz; gördüğünüz gibi haberlerin takibindeyiz, Somalıları acılarıyla baş başa bırakmış da değiliz. Aklımız, fikrimiz orada... Birkaç haftadır Hürriyet’in manşetlerinden düşmeyen haberlerden anlaşılıyor ki sayaçlar sıfırlanmış, defterler sıfırlanmış, teknik bilgiler sıfırlanmış.
Daha doğrusu insanlık sıfırlanmış...
Bilirkişi raporları hepsini tek tek gösteriyor. Savcılar bu sorular üzerine yoğunlaşıyor. İfadeler, belgeler ürkütücü... Hayatlarını kaybedenlerin yakınlarının açıklamaları bir felaketin nasıl geldiğini çok açık gösteriyor.
Olay öncesindeki bir ay; madende çalışanlar neredeyse yaşayan bir ölüymüş. Eve geldiklerinde vücut ısılarını normale döndürmek için saatlerce soğuk suyun altında kalıyorlarmış. Karbonmonoksit oranları normalin onlarca katındayken bile hiçbir önlem alınmadığı ortada... İfadeleri okudukça insanın kanı donuyor.
Olaydan sonra hükümet madencilik yasasında köklü değişikliklere gideceğini açıkladı. Bazı düzenlemeler de kamuoyuyla paylaşıldı. Belki iyileştirmeler olacak, ancak bunlar bile yeni faciaları önlemeye yeter mi bilemiyorum. Somalılar bir süredir şunu dile getiriyor.
“Aynı şirkete ait; Soma’da maden işletmeleri var, onlar çalışıyor. Aynı sorunlar oralarda da yaşanıyor. Herkes endişe ediyor ve madene giderken evlerinden vedalaşarak çıkıyor...”
Bu psikolojiyi Soma’da geçirdiğim günlerde çok daha iyi anladım. Evden vedalaşarak çıkmak ve bunu her sabah yapmak...
Travmatik bir şey...
Somalıların bu isyanına ses vermek lazım, Somalıların bu çağrısına cevap vermek lazım...

İşimiz şansa kalınca

Haberin Devamı

Habertürk İzmir Temsilcisi Osman Gencer, geçen gün köşesinde yazmış. Çok da doğru yazmış. İşadamı Noyan Gürel’in yatı Aya Yorgi Koyu’nda herkesin gözü önünde yandı. Sahil Güvenlik gelmesine geliyor, ama seyirci, çünkü müdahale edecek ekipmanı yok. İtfaiye geliyor ama o da seyirci, onların da denizdeki bir yangına müdahale etme şansı yok. Peki... Çeşme gibi turistik bir yerde, böylesine olayların olabileceğini de düşünerek neden önlem alınmaz? Ya daha büyük bir faciayla karşı karşıya kalınsaydı? Bazen işimiz şansa kalıyor. Bu seferlik de öyle olmuş; şansına cana değil, mala zarar geldi.

Haberin Devamı


Tek bir Kordonumuz var

Kordon bugünden itibaren tek yön olacak. Yani limandan girip Cumhuriyet Meydanı’na doğru ancak gidebileceksiniz. Büyükşehir çok doğru bir karar aldı. Bu yönde birkaç yazı yazmıştım. Kordon’da trafiği yasaklamak bugünkü şartlarda mümkün değil. Keşke daha çok otoparkımız ve alternatif yollarımız olsa da; Kordon sadece yayalara kalsa... Neyse; o günler de gelir. İzmir son dönemde yeni cazibe merkezleri kazandı. Son dönemde Karşıyaka’ya, Bostanlı’ya gidenler, bu bölgedeki gelişmeye tanıklık ediyordur. Çok sayıda restoran ve kafe açıldı. Ve bakıyorum; hepsi birbirinden farklı mutfağa sahip... Yakın bir zamana kadar İzmir’de alternatifsizlik eleştiriliyordu. Şimdi kimse şikayet etmesin. Alsancak’ın dışında da İzmir’de hayat var. Yine Güzelyalı’da, Bornova’da birbirinden güzel mekanlar görüyorum.
Herşeye rağmen Kordon’un yeri ayrı...
Yeni trafik düzenlemesi; biraz olsun Kordon’u rahatlatır diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

Amaç iyi sinemacı yetiştirmekse

Yerleştirmeye bir hafta kala YÖK, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarımı Bölümü’nü LYS puanlı alma kararı verince, bu bölüme yetenek sınavıyla girmek isteyen öğrenciler ortada kaldı. Sadece bu bölüm için hazırlanan yüzlerce genç tanıyorum. Eğer bir değişiklik yapılacaksa bunun çok önceden bilgilendirilmesi gerekmez mi? Kaldı ki; sinema gibi meslekler gerçekten de özel bir yetenek ister. İlgi yetmez, bilgili de olmak lazım. İlgi ve bilgi de yetmeyebilir; yaratıcılığı da ortaya koymak gerekir. Bu sınavlar o yüzden yapılıyor. Geleceğin sinemacılarını seçip alabilmek için... Öylesine yapılmış tercihler kontenjanları doldurabilir ama iyi sinemacıları yetiştirmez. Yetişen olursa da tesadüflere kalır.

Yazarın Tüm Yazıları