Siyaset yeni gündemler üretmeli

DÜNYA ekonomisinde belirsizlikler var. Aynı durum Türkiye için de geçerli... Üstelik bunları konuşurken; ortada Kovid-19 diye bir şey de yoktu.

Haberin Devamı

 

Dünya resmen iki ay durdu. Ekonomiler açılsa da hala belirsizlik sürüyor.
Ve bu ortamda erken seçim tartışmaları yapılıyor.
Üst üste yapılan seçimler, referandumlar toplumu yordu. Bu siyasetin dilini de sertleştirdi.
Meydanların dili değişmeyince de her şey yerli yerinde duruyor.
Bana göre Türkiye’de siyaset kendine yeni gündemler bulmalı.
Geçmişin hesaplaşmasını bir kenara bırakarak sadece ekonomiye, sosyal konulara odaklamalı.
Demokrasi liginde bizi bir üst lige çıkaracak hamleler yapmalı.
Avrupa Birliği’ni yeniden gündeme sokmalı.
Teknoloji transfer edecek bir ülke haline gelmeli.
O yüzden erken seçim tartışmalarına bir süre ara vermeli, önümüze bakmalıyız.
Üstelik vaka sayıları giderek artıyor, ikinci dalganın gelmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Dünya gerçekten de ilginç bir dönem yaşıyor.
Bütün bunları düşününce de siyasetin imkanlarını ortaya koyması ve yepyeni gündemlerle vatandaşın karşısına çıkması zorunlu hale geliyor.

Haberin Devamı

 
Alışamadım ama takıyorum

GALİBA uzun bir süre daha salgınla yaşamaya devam edeceğiz. Çünkü Kovid-19 bitecek, belki yenileri başlayacak. O yüzden bu yaşadıklarımız önemli bir deneyim olacak. Zaten hijyene dikkat ediyorduk. Grip ya da soğuk algınlığı geçirdiğimiz günlerde ve çevremizde böyle vakalar olduğunda mesafeyi koruyorduk.
Aslında bizim için yeni olan maskeydi. Gerçeği söylemem gerekirse maskeye alıştığımı söyleyemem. Bir süre sonra beni sıkıyor ve zorlamaya başlıyor. Ama mecburen takıyorum.
Hayatımı yeni döneme göre şekillendirdim. Gitmek zorunda olduğum her yere gidiyorum. Maskemi takıyorum; gidiyorum. Ama mecbur değilsem evde kalmayı tercih ediyorum. Hiç kimse karşısındakini, bir başkasını riske atmamalı. Maskesini takmalı ve sokağa öyle çıkmalı.

 
Türkiye daha çok üretmeli

KONUT kredisi faizlerindeki düşüş ve kampanyaların etkisiyle satışlar haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 209.7 artmış. Ve 190 bin 12 konut satılmış.
Müthiş bir rakam ve oran...
Keşke bu canlılık hep sürse...
Ama sürmüyor biliyorsunuz.
Arz tarafı bir süre sonra şişiyor, fazla konut üretiyoruz, sonra doğal olarak sektör bir durgunluğa giriyor ve böyle yeni kampanyalar çıkmadığı sürece de yatay devam ediyor.
Türkiye’nin büyümesi gayrimenkul endeksli olamaz.
Bakın pandemi sürecinde ihracat yapan bütün sektörler çalıştı.
Beyaz yakalılar evlerinden süreci yönetirken; imalatta olan mavi yakalılar görevlerinin başındaydılar.
Yani üretim durmadı.
Talep azalmış olabilir; ama böyle bir dönemde bu normaldir.
Ben Türk sanayisinin gücüne, kalitesine inanıyorum.
Gerçekten de önemli tesislere sahibiz.
İşte bunları çoğaltmalıyız.
Konut satışının yüzde 209 artması elbette beni de sevindirdi.
Ama artık yeni projeleri yaparken biraz da Türkiye’nin gerçeklerini düşünerek yapalım.

Haberin Devamı

 
Keşke böyle devam etse

EGE’de ise 1 ayda tam 30 bin 593 konut satılmış. Satışlar İzmir’de Türkiye ortalaması olan yüzde 209 artışın da üzerinde; yüzde 250.9 olmuş. İzmir’de 11 bin 690 konut satılmış. Aydın’da 4 bin 104, Balıkesir’de 3 bin 916 konut...
Keşke bu böyle devam etse...
Etmeyeceğini biliyoruz.
O yüzden özellikle büyükşehirlerde kentsel dönüşümün hakkını vererek bu süreci yönetmeliyiz.
Yık yap değil; planla yap dönemine girmeliyiz,

 
İyi yöneten kazanır

PANDEMİ sürecinde en fazla yorulanlar sağlık çalışanları, ikincisi de perakende sektörüydü. Kargo işi yapanları da unutmamak gerekir. Salgın biraz rahatladı, AVM’ler açıldı ama galiba bu alışkanlık kalıcı oldu. Kargocuların önlerinden geçerken fark ediyorum; depolar dolu, arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyorlar. Tüketici alışkanlıklarının radikal değişimlere gideceği yeni bir döneme giriyoruz. Bu süreci iyi yöneten kazanır.

Yazarın Tüm Yazıları