Osman Kibar’ı soranlara toplu cevap veriyorum

OSMAN Kibar İzmir’e bir konferans için geldi ve müthiş konuşma yaptı. Bu konuşmayı internette bulup izleyebilirsiniz.

Haberin Devamı

 

Gerçekten de gelecek için umut veren bir konferans oldu.
İnternete girip “Samumed”i ya da “Osman Kibar”ı aradığınızda bu konuşma ve benim yazılarım dökülüyor.
Çünkü, ben de Samumed ile ilgili yazı yazanlardan biriyim.
Bu biyoteknoloji şirketinin yaptıklarını çok sıkı takip ediyor, gelişmelerden haberdar oluyorum.
Osman o gün özetle “Kanseri, yaşlılığı, kelliği ve alzheimeri çözdük” dedi ve örnekler verdi.
***
Herkesi heyecanlandıran sözler de şunlar oldu...
“Doğada yeniden gençleşme mümkün. Dokular, gençleşebiliyor. Yok olan kıkırdak dokularını vücudun yeniden üretmesini sağladık. Başka bir programımız ise kanser. Kanser konusunda iki ilacımız var. Birincisi kan kanserlerine yönelik, diğeri iç organlardaki kanserlere yönelik. Farklı organlardaki, farklı tip kanserlerin hepsinde bulduğumuz ilaçlar kanseri geriye çeviriyor. Kanserin büyümesini yok ediyor. Bu konuda insanlar üzerinde de denemelere başladık. Ölümüne 1-2 hafta kaldığı gerekçesiyle evine gönderilen 11 hastadan 9’unda kanser yok oldu. Bizim ilacımızın farklı yanı, biz o kanser mutasyonunu yok etmiyoruz. Sadece o mutasyonun kansere dönüşmesini engelliyoruz. Kanserli kişi ömür boyu o ilacı aldığı sürece hiçbir zaman mutasyon olmuyor ve kanser geri gelmiyor.”
Gerçekten de umut verici sözlerdi.
Osman bize kanserli ve son aşamada olan bazı hastaların birkaç ay sonraki durumlarını da gösterdi.
Gerçekten de o ilaçları kullanan hastalar yataktan kalkıp yürüyor, hatta koşuyorlardı.
Hele pankreas kanserli bir kadın ölüm döşeğindeyken şimdi evlilik hazırlıkları yapıyordu.
***
Bu yazılarımı okuyan çok sayıda kişi beni arıyor son günlerde... Herkes bir çare arıyor.
Bir de “Kanseri, yaşlılığı, kelliği ve alzheimeri çözdük” diyen bir Osman Kibar var.
En yakınındaki kişileri aradım, şirketle ilgili bilgilerimi tazeledim.
Durum şu...
Bazı ilaçlarda denemeler son aşamaya gelmiş. Ancak, bu ilaçların piyasaya çıkması bugünden yarına olabilecek bir şey değil.
Yapılmış olan bazı deneyler var.
Ama bu hastaların tamamı ABD’de tedavi görüyor ve bazı kurumların onayı ile yapılıyor.
O yüzden şanslı hastalardan biri olmanız için bu tedavi sürecinin bu deneyi onaylayacak hastanelerden birinde olması gerekiyor.
Ama ben umutluyum.
Samumed’in bir Apple, bir Google, bir Amazon gibi trilyon dolarlık şirket ve milyonlarca insan için bir çare olacağından eminim.

Haberin Devamı


Paris’te sanat başkadır

Haberin Devamı

PARİS hala sanatın başkentidir. Bir sanatçı için de Paris’te sergi açmak, kitap imzalamak, bir konuşma yapmak çok önemlidir.
Bir de Louvre gerçeği vardır.
Müzelerin en iyisidir.
Size Paris’te, Louvre’da açılan bir sergiden bahsedeceğim. Bu sergide çok tanıdık, bildik sanatçılarımız da vardı.
1890 yılında kurulan ve Fransız Devleti desteğini alan Société Nationale des Beaux-Arts (SNBA), 1909’dan itibaren de geleneksel güzel sanatlar “Salon” sergilerini düzenliyor.
2004 yılından bu yana da Türk delegasyonu “Salle le Notre” salonunda gerçekleştirilen sergilere katılıyor.
Paris büyükelçiliğimiz de bu katılıma büyük destek veriyor.
Bu yıl 9 sanatçımız sergiye katıldı.
Nurhilal Harsa, Aysel Gözübüyük, Çağla Leblebici, Nuray Tümer, Peruze Hamurcu, Savaş Karagözlü resimleriyle, Akın Yıldırım heykelleriyle, Olgu Sümengen Berker seramikleriyle katıldı.
Bir de İzmirli sanatçımız vardı, Aslı Karcıoğlu Önder...
Serginin teması zamandı.
Aslı takip ettiğim genç sanatçılardan...
Diyor ki...
“Atatürk Türkiye’sini ve sanatçısını temsil etmenin bilinci, sorumluluğuyla delegasyon olarak genç, dinamik ve özgün sanatımızı, ülkemizin aydınlık ve uygar yüzünü, tartışmasız sanat alanındaki en köklü merkezlerden Paris’te tanıttık. Paris Büyükelçiliğimizin bizi onurlandıran desteği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin anlamlı sponsorluğu, sanat ve sanatçı adına çok kıymetli.”
Paris’te sanat başkadır, bütün sanatçılarımızı kutluyorum.

Haberin Devamı

Osman Kibar’ı soranlara toplu cevap veriyorum


Biz mi yanlışız Almanya mı?

BİZDEKİ müteahhit sayısı 350 bini geçmiş.
Almanya’yı merak ediyor musunuz?
Ben merak ettim, baktım.
3 bin 500 civarında...
Ya bizde bir yanlışlık var, ya onlarda...
Ama yapılanları ya da yapılmayanları gördükçe yanlışın bizde olduğunu anlayabiliyorsunuz.
Geçen gün de yazdım.
Ortalama inşaat projelerinden geçilmiyor. Özensiz, detaylandırılmamış, hayatı kolaylaştırmayan, estetikten uzak projelere hayır diyelim.
İşini iyi yapanların her zaman yanındayız.
Başka türlü Türkiye’nin kentleri düzelmeyecek, bizler de sorunsuz konutlarda oturamayacağız.


İzmir’in soğuğu
hiçbir yere benzemez

“İzmir’in soğuğundan da ne olacak” dedi İstanbullu bir arkadaşım. Baktık, tir tir titriyor.
“Ya ben İzmir’i hiç bu kadar soğuk görmedim” dedi.
Bence birçok kişi yanılıyor.
İzmir’in soğuğu adamı üşütür.
Hem de öyle bir üşütür ki, dönüşte yatak döşek yatırır.
O İstanbullu arkadaşım şimdi o durumda.
Yatıyor, ama kalkamıyor.
İzmir’in soğuğu hiçbir yere benzemez.
İnsanın içine işler.

Yazarın Tüm Yazıları