Kristal kuşak bunlar çok farklılar

Çocuklarımızı, gençlerimizi anlıyorum.
Ben de onlar gibiydim.
Yazın rahatlığına alışırdık; deniz, kumlar, sahil...
Ve de yaz arkadaşlarımız...
Ne güzel günlerdi.
Onlardan ayrılmak, bir şort bir tişörtten çıkıp takım elbiseye girmek hep zor gelmiştir.
Bir de benim için yazın en güzel ayı olan eylülde; Kuşadası’ndan, Çeşme’den ayrılmak daha zor gelirdi.
Bazıları için eylül sonbahardır gerçi ama benim için hala yazın bir parçasıdır.
Yıllar geçti; bu ruh halim değişmedi.
Tatillerimi hep eylüllerde yapma isteği geçmedi.
O biraz tenhalaşmış sokaklarda yürümekten büyük keyif aldım.
Sahile uzanıp, biraz da yalnız kalıp ufka bakmayı çok sevdim.
Kendimle kalıp müzik dinlemeyi, kitap okumayı, yazılarımı yazmayı, kendimle konuşmayı eylülde farklı yaptım.
Geç baba olanlardanım.
Şimdi Atlas’ı izliyorum.
O benim gibi değil; aslında seviniyorum.
“Okulu özledim” diyor, “Çeşme yeter” diyor, “İzmir’i, arkadaşlarımı özledim” diyor.
Okulun bir an önce açılmasını istiyor.
Ben ve benim gibilerin yaşadığı o mide ağrısını yaşamıyor.
Çünkü şanslılar...
Atlas 2 yaşından beri okula gidiyor.
Yani okul öncesi eğitim alıyor.
Türkiye’de birçok çocuğumuz bu fırsattan yararlanıyor.
Ve sevinerek görüyorum ki; bu şansı bulan çocuklar çok daha farklı oluyor.
Hayata 1-0 önde başlıyor, farkındalıkları artıyor, dile hakimiyetleri güçleniyor, bir başka yabancı dili daha iyi öğreniyorlar.
Kodlama gibi bugünün modern tekniklerini öğreniyorlar, daha sosyal oluyorlar, ilişkileri daha güçlü oluyor.
Ve en önemlisi özgüvenleri artıyor.
Ağustos sonlarında midemde başlayıp eylül başı tavan yapan o mide ağrıları bugünün kristal kuşağında artık yok.

Annelerimiz için okul yaptıralım

İZMİR milletvekili, son Başbakan Binali Yıldırım yarın İzmir’de olacak. Hem 9 Eylül gibi İzmir için önemli bir günde temaslarda bulunacak, hem de iki okulun açılışını yapacak.

Karşıyaka’da Kaptan Altuğ İlkokulu’nun, sonra da Torbalı’daki Zeliha – Ömer Genç Kızılay Anaokulu’nun açılışını yapacak.
İki program arasında da Bahar Yıldırım İlkokulu ve Havva Yıldırım Anaokulu’nu ziyaret edecek.
Binali Bey’i uzun yıllardır tanıyorum.
Serin ve soğukkanlı bir siyasetçidir. Birçok ortamda onunla birlikte olduk.
Türkiye’nin sıkıntılı günlerinde dinledim, konuşmalarını takip ettim.
Sesinin titrediğini ve çok heyecanlandığını bir kere gördüm.
O da Karabağlar’daki okul açılışındaydı.
Çocukları Bahar Büşra Köylübay, Erkam Yıldırım ve Bülent Yıldırım’ın bağışlarıyla annesi adına yapılan Bahar Yıldırım İlkokulu’nun açılışında şöyle bir konuşma yapmıştı.
“Kaybettiğimiz bütün annelerle birlikte sevgili annemin de ruhu şad olsun, mekânı cennet olsun. Okulun tabelasında Bahar Yıldırım yazdığını görünce güzel annemin şefkatli kollarıyla bana sarıldığını hissediyorum. Beni ve kardeşlerimizi ömrünün baharında yetim bıraktığında bizim çok ama çok okumamızı isterdi. Biliyorum ki şu anda onun ruhu bizi görüyor ve bu manzaradan mutlu oluyor. Analarımız için ne yapsak azdır.
Kayınvalidem Havva Hanım da bana annemin yokluğunu hiç hissettirmedi. Ailemize kol kanat geren muhterem bir hanımefendi.”
Karabağlar’daki okulu gezdim; her şeyiyle dört dörtlük bir okul olmuştu.
Bahar Yıldırım; Binali Bey’in annesi, Havva Hanım eşi Semiha Yıldırım’ın annesi yani kayınvalidesidir.
Annelerimiz için okullar yaptıralım.
Dünyada daha anlamlı, değerli bir hediye olamaz.

Kaptan’ın 35 derslik inadı

İZMİR Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi’yle konuşurken ilginç bir öykü anlattı.
Binali Yıldırım okul için bağışçılarla konuşmasını, kente yeni okullar kazandırılmasını istemiş.
Kaptan Altay Altuğ’ya gidiyor.
Altuğ, “Başbakanımızın emri olur” diyor ama ille de Karşıyaka diyor.
Karşıyaka’da yer bulmak zor, neyse buluyorlar.
Bu sefer de “35 derslikli olsun” diye tutturuyor.
Okullarda sınıflar 4 ve katları oluyormuş.
Ama gel de Kaptan’a anlat.
Uzmanlar anlatmaya çalışıyor; Nuh diyor Peygamber demiyor.
Yarın açılacak Kaptan Altuğ İlkokulu belki de ilk olacak.
35 derslikli bir ilkokul açılacak.
Ömer Yahşi’ye takılmadan edemedim.
İyi 35.5 olsun diye tutturmadı diye...
Çünkü Altuğ ailesi Karşıyakalıdır.

Çok özel bir insan
ŞADAN GÖKOVALI

ADI Şadan Gökovalı; benim, birçok İzmirli’nin çok yakın dostudur.
Onun için hazırlanan bu çok özel köşede bakın neler yazıyor.
1959’da gazeteciliğe başladı.
1965’te yılın gazetecisi, turist rehberi seçildi.
TRT’de yapımcı ve yönetici olarak çalıştı.
Knidos’u yani Datça’yı ve Fethiye’yi en iyi anlatan yazar seçildi.
Türk Dil Kurumu’nun radyo, televizyon dil ödülünü kazandı.
Üniversitelerde dersler verdi, 2002’de profesör oldu.
2011’de İzmir, 2012’de Muğla kültürüne en fazla hizmet eden kişi seçildi.
2013’te Muğla Açıkhava Tiyatrosu’na ismi verildi.
Şadan abimiz çok özel bir kültür adamıdır.
Ve her zaman dostumuzdur.