En azından aşılılar bu sefer rahat etsin

ŞU bir gerçek...

Haberin Devamı



Hepimiz geçen yıla göre daha cesaretliyiz.
En azından ben öyleyim.
Toplu yerlere, açılışlara, toplantılara asla gitmiyordum.
Ne olacağını bilmediğimiz bir sürecin başında ya da ortasındaydık.
Ve gerçekten çok dikkatliydik.
Bir çoğumuz evde, bizim gibi işte olması gerekenler de maske, mesafeyi koruyorlardı.
Son günlerde mecburen katıldığım toplantılar oldu.
Dikkat ettim.
Maskeler atılmış, mesafeler unutulmuş.
Selamlaşma biçimleri eskiye dönmüş.
Yani bazı çevrelerde korona bitmiş diyebilirim.
Ama şunu hatırlatmak isterim.
Bilimsel araştırmaları okuyor, uzmanlarla konuşuyorum.
Bizi zor bir kış bekliyor.
Aşıların Delta’dan sonra Omikron’u da yeneceklerini görüyorum.
Ama toplumdaki bu gevşeme benim biraz moralimi bozuyor.
Ve rakamlara da bakın.
İstatistikler hatırlatma aşılar yapılmadığı için salgında en başa dönüldüğünü gösteriyor.
Aşı olup kovid 19 belasından kurtulmak varken neden insanlar hala bunu yaptırmıyor gerçekten anlamıyorum.
Ve bir şey daha...
Yurtdışına yakın zamanda gidip gelen arkadaşlarım aşı kartsız hiçbir yere giremediklerini söylüyor.
Kışa girerken kamu dahil her mekana girerken neden aşı kartı zorunluluğu getirilmiyor.
Bilim Kurulu’nun böyle bir tavsiyede bulunmasını bekliyorum.
En azından aşılılar bu sefer biraz kendilerini iyi hissetsinler.

Haberin Devamı


Erdoğan Özgörkey’in ardından

GAZETECİLİĞE başladığım yılları hatırlıyorum.
Ekonomi muhabirliğine adım attım, sonra ekonomi sayfalarını yönettim, sonra üst görevler geldi.
O günlerde bana yön veren, akıl danıştığım, konuştuğum, dertleştiğim çok sayıda iş insanı vardı.
Onların benim hayata ve gazeteciliğe bakışımda çok olumlu etkileri oldu.
Bazıları Türk sanayisinin öncüleri olmuştu, Türk ekonomisinin büyümesinde önemli katkıları vardı.
Gelişmeleri her gazeteci gibi ben de yakından takip ettim.
Yeni yatırımlar, yeni projeler, yeni fikirler...
Bir de haber ilişkisinin yanında arkadaşlıklar, dostluklar vardı.
İşte bu dostluklar da benim için paha biçilmezdi.
Yıllar geçiyor, ben de gazeteciliğe başlayalı çoktan 30 yılı geçti.
Ve doğal olarak aramızdan ayrılan, sonsuzluğa uğurladığımız çok sayıda tanıdığımız, dostumuz oldu.
Dün o isimlerden birini daha kaybettik.
Erdoğan Özgörkey aramızdan ayrıldı.
Önce oğulları Selim ve Murat’a, sonra Erdoğan abiyi seven herkese başsağlığı dilerim.
Benim için özel bir insandı.
Oğulları yakın arkadaşımdı ama Erdoğan abiyle de ayrı bir diyaloğumuz olmuştu.
İş hayatına mobilya sektörüyle başlamıştı.
Ama iş hayatı onu çok başka bir alana götürdü.
1967 yılında ortaklarıyla birlikte Coca Cola’nın İzmir tesislerini İmbat Meşrubat Sanayi adı altında kurarak şirketin yönetiminin başına geçti.
Bugünkü adıyla Türkiye Coca Cola İçecek Şirketleri’nin temellerini attı. 1968-1998 yılları arasında Ege ve Akdeniz bölgelerinde başkanlık görevini üstlendi. Sonra Romanya’da Galati ve Constanta’da kurulan iki Coca Cola fabrikası daha kuruldu.
Ben de birçok kez o tesisleri ziyaret ettim.
Sonra Türkiye Coca Cola operasyonlarını tek bir çatı altında toplanınca Özgörkey ailesinin ortaklığı devam etti ancak yeni yatırımlar da geldi.
Torbalı’da dondurulmuş gıda üzerine üretim yapan Feast Türkiye için önemli bir yatırım oldu.
Özgörkey Otomotiv, ardından Öztar Tohumculuk geldi.
Eski Merkez Bankası binasını alarak İzmir’e özel tasarımlı bir otel kazandırdı.
Key Otel yapılırken yaşadığı heyecanı çok iyi biliyorum.
Erdoğan Özgörkey iş dünyasının sevilen, sözü dinlenen özel insanlarından biriydi.
Nurlar içinde uyusun...

Haberin Devamı

En azından aşılılar bu sefer rahat etsin


Ekonomi sayfaları
yokken nereye geldi

80’ler Türkiye’nin dışarı açıldığı yıllardı. Ve ekonomi haberleri gazetelerin sayfalarına dağıtılırdı. 90’lar Türkiye’nin ürettiklerini dış pazarlarda sattığı yıllardı, ihracat hamleleri geldikçe başarı öyküleri de artmaya başladı. Gerçekten de gazetelerin yarısı, bazen daha da fazlası ekonomi sayfaları olurdu. O günleri bilen bir gazeteci olarak Türkiye’nin gerçekten büyük adımlar attığını görüyorum. Sadece üç büyükşehire sıkışmış bir ekonomiden de bahsetmiyorum. Bugün dijital teknolojileri de ihraç eden bir Türkiye’den bahsediyoruz. Her fırsatta yazıyorum. Türkiye’nin geleceğine olan inancımız tam... Tek aranan şey istikrar...
Kur dalgalarının boyutunun arttığı bu dönemlerde tabii ki endişeler artıyor. Ama ben Türkiye’nin ürettikçe istikrarı kazanacağını düşünenlerdenim.

Haberin Devamı


Karşıyaka Life’a teşekkür

ESKİ, çok eski İzmirli bir ailenin ferdiyim. Büyük, geniş bir ailemiz var. Ve ağırlıklı olarak da Karşıyaka’da oturuyor. Bizim için Karşıyaka sadece bir adres, oturulan yer değildir. Ailemiz için Karşıyaka hep yaşama amacımız, sevincimiz, mutluluğumuz, ortak hedefimiz oldu. Yani Karşıyaka bizim için bir tutku, sevda, bir aşktır. Ve dolayısıyla Karşıyaka’yı yaşayan, anlatan, katkı koyan herkes, her kurum da bizim ailemizden sayılır. Karşıyaka Life da onlardan biridir. Bu yıl basın onur ödülünü bana layık gören herkese teşekkür ederim.

En azından aşılılar bu sefer rahat etsin

Yazarın Tüm Yazıları