Değişmeyen tek şey kararlılık ve cesaret
AMSTERDAM’da bir otelin salonundayız.
Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Yıldıray Karaer ve Corendon Turizm Grubu’nun Kurucu Ortağı Atılay Uslu da vardı.
Avrupa’nın birçok şehrinden acente temsilcileri, gazeteciler bir araya gelmiş. Corendon 20’nci yaşını kutluyor; hem bunu hatırlattılar, hem de gelecek vizyonlarını paylaştılar.
Şunu orada çok net gördüm.
Corendon, Türkiye’de olduğundan daha çok Avrupa’da bilinen bir marka. Bir bakıma Hollanda’da doğmuş ama Akdeniz ruhuyla büyümüş bir başarı hikâyesi.
Yıldıray Karaer’in o akşam söylediği şu cümle aklımda kaldı.
SATIŞIN YÜZDE 85’İ ONLıNE
“Cesaretle yapılması gereken bir iş havacılık. O yüzden kararlılık isteyen bir sektör. 20 yıldır havacılık, 30 yıl acentecilik yapıyoruz. Markaya yaptığımız bir yatırım var. Ama bizi daha çok ilgilendiren Türkiye’nin bayrağını taşımaktır. Bizim için başarı Türkiye’nin turizmde güçlü olmasıdır.”
Corendon Airlines aslında yolcu taşımak için kurulmuş bir havayolu. Ana iş tur operatörlüğü; bugün yılda 1 milyon insana tur satıyor. 10 milyon yolcuyu havayoluyla taşıyor. Satışlarının yüzde 85’i online... Düşünsenize; 20 yıl önce katalogla satış yapan bir şirket, bugün tamamen dijitalleşmiş. Hayat değişmiş, onlar da kendilerini güncellemiş durumda.
Yeni planları da oldukça iddialı. 2026 yaz sezonunda Almanya çıkışlı uçuşlarda yüzde 20, Avusturya çıkışlı uçuşlarda yüzde 30 kapasite artışı hedefliyorlar. Polonya’da neredeyse ikiye katlama planı var. İspanya’ya yüzde 90, Mısır’a yüzde 150’nin üzerinde koltuk artışı... Girit hattı, Yunanistan pazarında öne çıkıyor.
Almanya’daki dört üsse 10 uçak konuşlandırılacak. Toplam 35 uçaktan oluşan filoyu daha verimli kullanmayı planlıyorlar. Kış sezonunda ise yeni destinasyon; Şarm El Şeyh.
Atılay Uslu - Yıldıray Karaer
AVRUPA’DAN UMRE VE HAC
Ama işin bir başka boyutu daha var. Royal Avis işbirliğiyle Hac ve Umre operasyonları yapılacak. Türkiye’den 80 bin Umre, 10 bin Hac yolcusu, Avrupa’dan 4 bin Umre yolcusu taşınacak. Yani sadece tatil değil, inanç turizmine de dokunan bir model.
Yıldıray Karaer’in şu sözünü de buraya not düşmek lazım.
“Turizm genlerimizde var. Geleceğe birlikte uçacağız.”
Bazen düşünüyorum...
2000’lerin başında, Avrupa’dan Türkiye’ye gelen turistleri taşımak için çabalayan küçük acenteleri hatırlıyorum. Elinde kataloglarla dolaşan, telefon başında satış kovalayan genç girişimcilerdi onlar.
Bugün aynı jenerasyon, Amsterdam’da Avrupa’nın en büyük turizm markalarından birini kutluyor.
Hayat değişti, sektör değişti, ama bir şey hiç değişmedi.
Kararlılık... Ve cesaret...
CURAÇAO’YA SPONSORLAR BAŞINDA DA ADVOCAAT VAR
TAKIMLAR, özellikle futbol takımları, hazırlık kampları için sık sık Antalya’yı tercih ediyorlar. Spor ile turizmin bir arada sunulabildiği şehirlerden biri olması ve ikliminin bu amaca çok uygun olması Antalya’yı bu anlamda popüler bir destinasyon haline getiriyor.
Corendon Turizm Grubu’nun Kurucu Ortağı Atılay Uslu; “Antalya’yı spor şehri konumuna getirmek için çabalıyoruz” dedi.
Corendon’un desteklediği kulüpler, takımlar ve etkinlikler şöyle...
Anadolu Efes Spor Kulübü, Corendon Airlines Park Antalya Stadyumu, Alanyaspor Futbol Takımı, Hull City Futbol Takımı, Muratpaşa Belediyespor Takımları ve bisiklet yarışları.
Ama bir takım var ki o da çok ilginç...
Curaçao Futbol Milli Takımı...
Corendon’un Curaçao’da dört otel yatırımı bulunuyor.
Curaçao Futbol Milli Takımı’nın başında tanıdık bir isim var.
Türkiye’de daha önce Fenerbahçe’yi çalıştırmış Dick Advocaat.
Takımın ana hedefini 2026 Dünya Kupası’na katılmak olarak belirten Dick Advocaat çok iddialı.
Ve takım çok da iyi gidiyor.
10 Ekim Çarşamba günü Bermuda Milli Takımı ile kendi sahasında karşılaşacak olan Curaçao, dört puan daha alırsa 2026 Dünya Kupası’na katılacak.
Bakarsınız; 2026’da Türkiye’nin rakibi olur.
Şahane bir öykü...
İŞİN İRONİSİNE BAKAR MISINIZ
ŞÖYLE de ilginç bir şey oldu.
Amsterdam’da yemekteyiz. Acente temsilcileri, gazeteciler, Corendon’un üst düzey temsilcileri var.
Ama masanın üstünde sadece tabaklar yok. Telefon ekranlarında da bir başka heyecan yaşanıyor. Fenerbahçe-Corendon Alanyaspor maçı.
Masadakilerin çoğu Fenerbahçeli. Ama işin ironisine bakın ki, biz Corendon’un sponsor olduğu bir masadayız.
Önce Alanyaspor öne geçti. Masada kısa bir sessizlik oldu. Ardından Fenerbahçe iki gol buldu. “Tamam, bu iş oldu” derken, uzatmalarda beraberlik geldi.
Ben kalkıp Yıldıray Karaer ve eşi Hazan Hanım ile Atılay Uslu’nun yanına gittim. Laf futbola, maçın son dakikasına geldi.
Fenerbahçeli olarak gülerek söyledim.
“Corendon Alanyaspor’u yenemedik...”
O sırada Hazan Hanım söze girdi. Meğerse çok koyu bir Fenerbahçeliymiş.
“Çok moralim bozuk” dedi.
Ve işte Amsterdam akşamının en eğlenceli anı buydu.
Bir yanda Alanyaspor’un sponsoru, diğer yanda Fenerbahçe’nin gönüllü temsilcileri... Aynı masada, aynı golün hüznünü ve sevincini paylaştık.
Futbolun güzelliği de burada aslında. Bazen aynı uçakta uçuruyor, bazen aynı masada oturtuyor, ama sonunda hepimizi aynı topun peşinde buluşturuyor.
Yıldıray Karaer - Hazan Karaer
TÜRKİYE’Yİ ÖZLEMİŞTİK
TÜRKİYE’den uçağa bindiğimizde hava 30’ların çok üstündeydi. Yani yaz devam ediyordu.
Amsterdam’a indiğimizde ise soğuk, yağmur, fırtına vardı. Yani kışa girilmişti.
Dünyanın birçok yerinden gelen meslektaşlarımızla bir araya geldik.
Avrupa’nın gündemini, konu başlıklarını konuştuk.
Sonra biraz otelin çevresindeki Amsterdam sokaklarında yürüdük.
Bisiklet sesinden başka bir ses yoktu; onlar da elektrikliydi.
Türkiye’ye dönerken birbirimize baktık ve dedik ki...
“Bu sakinliğe alışık değiliz. Biz Amsterdam’da birkaç günden fazla kalamayız.”
Türkiye’yi özlemiştik.
