Çay benim için bir terapi gibi

YAKIN çevrem benim çay tutkumu bilir. En yeni harmanı bulur getirtirim. Bazen iş bana düşer kendi harmanımı kendim yaparım. Dünyanın neresine gitsem çay alır getiririm. Benim için en güzel hediye de tanımadığım coğrafyanın bir çayıdır.

Haberin Devamı


Fonda sevdiğim bir müzik, iyi demlenmiş bir çay varsa aynı odada saatlerce kalabilirim.
Okurken de, yazarken de bu ritüeli değiştirmem.
Geçen gün Rize’de, Rize’nin çay tarlalarında, çayın başkentinde, Karadeniz’e tepeden bakan bir yerde yine uzun bir çay sohbeti yaptık.
Ama öncesinde bir tarlada kendi ellerimle çay topladım.
Makas olmadan, dikkat ederek, çayı harmonisini bozmadan, bize çayı öğreten ustaların dediklerine sadık kalarak torbayı doldurdum.
En sevdiğim ritüellerden birinde, doğayla baş baya kalarak çay toplamak bana bir terapi gibi geldi.
Sonrasında da Özlem Güsar’ın moderatörlüğünde, Türkiye Çay Demleme Şampiyonu ve Çay Eksperi Aytül Turan ve Rize Ticaret Borsası Genel Koordinatörü ve Tea Masters Cup Türkiye Temsilcisi Hasan Önder’in katılımıyla bir çay sohbeti yaptık.
Sakinleşmek, mola vermek, sohbet etmek, dostluğu pekiştirmek, hayatı renklendirmek için çay içiyoruz.
Kimine göre alışkanlık, kimine göre bağlılık, kimine göre yaşamı tarif ederken kullandığımız ayrıntılardan biri...
Galiba çayın herkese iyi gelen bir yanı var.

Haberin Devamı

Çay benim için bir terapi gibi
 


Sri Lanka’yı geçtik
dördüncü büyük olduk

SADECE çay içmeyi değil; çayı konuşmayı da seviyorum. Rize’de çayın iki uzmanını bulunca fikir sörfü yapamadan edemedim.
Aytül Turan çay demleme şampiyonu ve çay eksperi; Hasan Önder Tea Masters Cup Türkiye Temsilcisi...
İkisi de derya; ne sorsam, bir şiir gibi anlattılar. Ve çaylarımızı yudumlarken saatler birkaç dakika gibi geldi.
Konuşurken aldığım notlar şöyle;
* Dünyada 4.7 milyon hektar alanda, 6 milyon 80 bin ton çay üretimi yapılıyor.
* İki milyar insan geçimini çaydan sağlıyor.
* 2020 rakamlarına göre Türkiye 1 milyon 445 bin ton yaş yapraktan 280 bin ton kuru çay üretimi gerçekleştirerek, Sri Lanka’yı geride bıraktı ve dünyada 4’üncü büyük üretici haline geldi.
* Doğu Karadeniz kıyı şeridinden (Kemalpaşa-Giresun) 787 bin hektar alanda yapılan çay tarımı, 200 binden fazla ailenin geçim kaynağı.
* Türkiye kişi başı 4 kg’lara yaklaşan tüketimle de dünya lideri konumunda.
* 1980 yılına kadar elle hasat edilen yaş çay yaprakları, sonraki yıllarda makasla hasat edilmeye başlandı.
* Türk çay bitkisi zengin aromalı yapıya, güçlü gövdeye ve yüksek fenolik madde bileşiklerine sahip.
* İyi bakılan çay bitkisinin ömrü ortalama 100 yıl civarında. Çay tarlalarının sürdürülebilirliği açısından üreticilerin elle hasada ve organik tarıma yönelmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

Çay benim için bir terapi gibi



Beko Dem fikri nasıl ortaya çıktı?

ÇAYLARIMIZ dünyadaki en kaliteli çaylar ile yarışır nitelikte. Mikro klima özelliği, çay tarlalarının uzun süre kar altında kalması, üretimde kimyasal kullanılmaması ve doğal üretim en önemli avantajlarımız...
Peki elinizde iyi bir çay olması yeterli mi?
Ben olmadığını biliyorum. O yüzden çayı iyi demlemek de gerekiyor. Rize’de Beko ve Arçelik’in yöneticilerini de dinledim. İlk çay makinelerini 2015’te üretmişler. Çayla ilgili araştırmalara devam etmişler. Bu arada gıda ekipleri literatür araştırmaları yapmış. “Her Dem Taze, lezzetli ve sağlık dolu’ mottoları olmuş; Beko Dem fikri de öyle çıkmış. ARGE ekipleri Trabzon ve Rize’de adeta kamp kurmuşlar. Duyusal analiz workshoplarına katılmışlar. Ve 2021’in ortasında bu deneyimleri birleştiren “Beko Dem” makinesi ortaya çıkmış.
Peki fark ne?
Yeni teknolojiyle çay otomatik demleniyor; yapraklar tam zamanında demden ayrılarak çayın taze kalması sağlanıyor. Bitki çaylarını da bu teknolojiyle demleyebiliyorsunuz.
Demlenme sonrası siyah çay 90 dakika, bitki çayı 30 dakika boyunca tazeliğini koruyor. Özel filtreleme sistemiyle çay yapraklarında bulunan tozlar deme karışmıyor. Bu da çayın daha berrak ve canlı görünmesini sağlıyor.
Dediğim gibi çayı konuşmak, çayı demlemek, çay içmek benim için bir ritüel...
Tabii ki teknolojiden faydalanmak, iyi bir çay içmek ayrı bir keyif...


Karadeniz’in kadınları da farklı

BİR çay demleme şampiyonuyla tanışınca hikayesini de merak ettim. Rize demek Çaykur demek ama son yıllarda butik üreticiler de artmış. Tea Chef de onlardan biri... Yasemin Yazıcı 2018 yılında kurmuş; sonra Aytül Turan gelmiş. İki genç kadın girişimci şimdi Türk çay tarihini bilmek, geliştirmek ve yenilikler kazandırmak için uğraşıyor. Birçok Karadenizli girişimci kadın gibi...
Sadece siyah ve yeşil çayı anlatmıyorlar; farklı türleri, ürünleri de konuşuyorlar.
Yani kendilerini bir elçi gibi görüyorlar.
Aytül Turan; “Eskilerin unutulmuş el yapımı çay tekniklerini geliştirmek, özellikle elle hasadını vurgulamak istiyoruz. Dünya çay çeşitlerini ve tekniklerini çayımızda uygulayabiliriz. Gelecek nesillere ince işçiliklerle ürettiğimiz çeşitli el yapımı çayları ve yeni çay reçetelerini sunarak kuşaktan kuşağa aktarmak da istiyoruz” diyor.

Haberin Devamı

Çay benim için bir terapi gibi




Önemli gördüğüm Rize notları

* İyi bakılan bir çay fidesinin ömrü ortalama yüz yıl; çay budama projesiyle tarlaları gençleştirmek lazım.
* Toprak bakımının ve analizlerinin yapılması, pH dengesinin korunması en önemli detay.
* Organik üretimin artırılması gerekiyor.
* Elle hasadın ve üretimin çok hızlı artırılması gerekiyor.
* Verimi azalan, ömrü tükenen çay tarlalarının, çelik (klon) üretimle yenilenmesi şart.
* Genç girişimciler; elle hasada ve kaliteli el yapımı çaylar üretmeyi hedef edindi. Büyük firmaların geç kaldığı girişime, butik markalar büyük emekler veriyor.

Yazarın Tüm Yazıları