Bu işletmelere ihtiyacımız var

PANDEMİ bazı sektörleri çok olumsuz etkiledi. Bunların başında yiyecek içecek sektörü var. İşletmeler neredeyse bir buçuk yılın yarısında kapalıydı ve açık oldukları dönemde de yarı kapasiteyle çalıştılar.

Haberin Devamı


Hiçbir işletmenin bu şartlarda ayakta kalması mümkün değil. Üstelik bu sektör iki buçuk milyon insana iş veriyor, aileleriyle birlikte 10 milyondan fazla insan demek...
Defalarca yazdım.
Bu sektör çok daha büyük desteği hak ediyor.
Açılmış olmaları, masaların doluyor olması elbette önemli ama inanın kayıpları toparlamak en az bir yıl alacak.
O da işler yolunda gider, bir daha kapanma olmazsa...
Asıl şimdi bu işletmelerin kredi desteğine, vergi muafiyetine, KDV indirimlerine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Birçok kişiyle konuşuyorum.
Ve anlıyorum ki, sektörün toparlanması epey bir zaman alacak.
En azından bu sektörün çalışanları için SGK desteği de verilebilir.
Bir turizm ülkesi olan Türkiye’nin bu işletmelere gerçekten ihtiyacı olacak.
Avrupa kapanma döneminde ciro kayıplarını telafi etti, bu işletmelerin ayakta kalmalarını sağladı. Bu desteklerin devam ettiğini de görüyoruz.
Türkiye de bunu yapmalı.

Haberin Devamı

 
Sokağa taşmayan müzik güzeldir

TURİZM Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) Başkanı Kaya Demirer, “Bakan Ersoy ile görüştüm, müzik kısıtlaması kalkacak” dedi.
Ben de temmuz ayında yasakların daha da gevşeyeceğini, müzik saatiyle ilgili değişikliğe gidileceğini düşünüyorum.
Özellikle yazlık bölgelerde eğlence gece 12’den sonra başlıyor.
Ama şunu da unutmamak gerekir.
Bazı yerlerde eğlence mekanları konut alanlarının içine girdi.
Belediyeler buralara nasıl ruhsat verdiler anlamakta zorlanıyorum.
Örneğin Alaçatı’nın bütün dengesi bozuldu.
Eskiden sokağa taşmayan bir müzik vardı.
Sonra köy içinde “eller havaya” modası geldi ve gitmedi. Gece üçlere, dörtlere kadar uzanan garip bir müzik Alaçatı’yı esir aldı.
Oysa bu bölge butik otelleriyle biliniyor.
Elbette insanlar eğlenmek istiyor ama dinlenmek isteyenleri de unutmamak gerekir.
Bir;
Dünyanın her yerinde oturma bölgelerinde bu tür işletmelere ruhsat verilmez. Gece yarısından sonra müzik yapacaklar ya uygun görülen alanlarda bu işletmeleri açar ya da gerekli teknik önlemleri alırlar. Ses perdeleriyle müziğin etrafa rahatsızlık vermesi önlenir.
İkincisi... Müziksiz bir hayat düşünülemez. Ama sokağa taşmayan, sohbet etmeye izin veren müzik güzeldir. Ve hatta çok daha güzeldir.

Haberin Devamı

 
Dünyada başarılı örnekler var

SALİM Kadıbeşegil hatırlattı.
Yıllar önce Ahmet San Çeşme’de işlettiği mekanla ilgili şikayetler artınca çareyi o dönemde kimsenin olmadığı Mamur Baba çevresine taşınmakla bulmuştu. Böylece etraftaki evler rahatlamış, eğlenmek isteyenler de gönül rahatlığıyla vakit geçirebilmişti. Şimdi tabii Mamur Baba da doldu, birçok yerin olduğu gibi...
Ama hala alternatifler yaratılabilir.
Şu bir gerçek;
Turizmin olduğu yerlerde eğlence mekanlarına ihtiyaç var. Müzikli mekanların da sayısının artması gerekir. Ama burada bir denge bulmak zorundayız.
Mikanos bunu yapıyor, İbiza da çok başarılı.
Ama Paris’te, Roma’da, Amsterdam’da, Atina’da ve şehir merkezinde sokağa taşan müziğe rastlayamazsınız.

Haberin Devamı

 
Eski Alaçatı ne kadar güzeldi

GEÇEN yılın sonunda Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran ses denetimini Çevre Bakanlığı’ndan aldı. Geçenlerde sohbet ettim. Başkan Oran çok kararlı... Ve ekibine kesin talimat vermiş. Çok sevindim.
Alaçatı özellikle fabrika ayarlarına geri dönmeli. Sokağa taşmayan müzikle Alaçatı ne kadar güzeldi.

 
Doğruya doğru diyebilmek lazım

TWİTTER’a arada giriyorum.
Ve çok iyi yaptığımı düşünüyorum.
Tartışmalar o kadar sert ki...
Siyasetin tonu ve üslubu sanki buraya da yansımış durumda.
Ortada kaldığınızda kimseye yaranmanız mümkün değil.
Herkes sizi bir tarafa çekmeye çalışıyor.
Oysa doğruya doğru yanlışa yanlış diyebilmek lazım.
Ya da ben böyle davranabildiğimde kendimi iyi hissediyorum.

Haberin Devamı

 
Maskeli hayat sürecek

MASKEYİ ben de sevmiyorum. Taktıktan bir süre sonra fenalık da geliyor. Ama bir gerçek var ki; Maskeli hayat bir süre daha devam edecek. Görüyorum ki aşı olanlar ya da olmayanlar çoktan maskeyi bırakmış durumda... Ben gönüllü şekilde Türkiye’de ilk aşı yaptıranlardan biri olarak yol sonuna kadar maskeli gezmeye devam edeceğim. En azından sonbaharı bir görmek istiyorum...

Yazarın Tüm Yazıları