Bu gürültü kirliliğine son verelim

TATİL bölgelerindeki gürültüyle ilgili yazıma o kadar çok mesaj geldi anlatamam.

Haberin Devamı


Mail atanlardan, telefonla arayanlardan da anlıyorum ki, insanlar bu işten çok yorulmuş.
Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Celal Bayraktaroğlu’nun gürültüyle etkin mücadele edebilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndaki yetkinin Çeşme Belediyesi’ne verilmesini talep ettiğini yazmıştım.
Ama sorun Alaçatı’ya özgü değil.
Mesajlardan anladığım bir başka gerçek de şu;
Kafa karışıklığı...
Kimi belediye başkanlarını suçluyor, kimi bakanlığı...
Peki işletmelerin suçu yok mu?
Kendini bilmez birkaç kişinin esiri mi olacak Alaçatı, Bodrum, Marmaris, Kuşadası...
Gecenin bir vakti saygısızca oyun havası çalmaya devam mı edecekler?
Bazı yerlerde bu denetim yetkisi belediyelerde, kimi yerlerde bakanlıkta yani il müdürlüklerinde...
Vatandaş olarak yetkinin kimde olduğundan daha çok ben denetimlere odaklayım.
İstenirse bu gürültü bir günde kesilir.
Bildiğim bir şey var ki, bu böyle gidemez.
Eğlence mekanlarıyla toplu yaşanan yerler mutlaka ayrılmalı.
İşletmeler de buna göre yatırım yapmalı.
Biraz da iş sivil toplum örgütlerine düşüyor.
Açıkça yazıyorum.
Bu konuda adım atan, sesini duyurmak isteyen, kamuoyu desteği arayan herkese sütunlarımız açık.
Herkes arkanızda, konuşun.
Bu gürültü kirliliğine bir son verelim.

Haberin Devamı


Ekrem Oran’dan şunu bekliyorum

ÇEŞME’yi çok yakından tanıyan bir belediye var. Genç, idealist, siyaset üstü düşünen biridir Ekrem Oran...
Hep söylüyorum.
Bodrum, Çeşme belediye başkanları çok şanslılar.
Ama bir o kadar da şanssız.
Şanslı çünkü iyi bir şey yaparlarsa bütün Türkiye’nin gündemine otururlar.
Eksik, yanlış bir şey yaptıklarında da bütün Türkiye konuşur.
Şimdi bir gerçek var.
Çeşme ve Bodrum; Türkiye’nin turizmde iki önemli markası...
Antalya’yı zaten bütün dünya tanıyor.
Ama bu iki yer yabancılar kadar yerlilerin de ilgisini çeken adresler...
Herkes yazları buralarda olmak istiyor.
Çok da haklılar...
Doğa güzel, eğlence var, sosyal ilişkiler çok kuvvetli, renkli...
50 binlik kış nüfusu bir anda 1 milyonun üzerine çıkıyor.
O zaman da sorunlar başlıyor.
Ekrem Oran, başkan seçildiğinde bir söz verdi.
Dedi ki;
“Bir süre sonra Çeşme için bir manifesto hazırlayacağım. Bunu da uzlaşmayla, bir konsensusla yapacağım.”
Oran’ın çok insanla, çok grupla konuştuğunu, nabız yokladığını, notlar aldığını biliyorum.
Pandemi bazı şeyleri erteletmiş, geciktirmiş olabilir.
Ama bu manifestonun zamanının geldiğini düşünüyorum.
Bu manifesto aslında sadece Çeşme için de geçerli olmayabilir.
Buradaki uygulamalar, ilkeler örnek olur, Türkiye’nin diğer tatil beldelerine de yayılabilir.
Hiç unutmayın.
Marka olmuş bütün kentlerin kendi ilkeleri vardır.
Bunu yazılı yapmaya da gerek olmayabilir.
O alışkanlıklar, gelenekler öyle oturmuştur ki, bunu kimse bozamaz.
Ama bizim için bunu yazılı hale getirmek şart oldu.
Çünkü buraları bilmeyenler kendi bildikleri gibi hareket etmeye başladılar.
O zaman da buraların değerleri azaldı, gelenlerin beklentileri karşılanamaz hale geldi.
Bu memnuniyetsizlik devam ederse yazık olur.
Hadi başkan...
Yaz sonu, kış başı manifestoyu bekliyoruz.
Bu manifesto herkesi bağlar.
Burada yaşayanları da, işletmeleri de...
Uzlaşma yolu bulunur.
Aslında çok maddeye gerek de yok.
“İlk Alaçatı yılları” desek; zaten herkes neyin ne olacağını anlar.
Manifestoyu bekliyoruz.

Haberin Devamı

Bu gürültü kirliliğine son verelim


Sosyal medyayı
şimdi kullanın

ASIL şimdi sosyal medya kullanma zamanı.
Gürültü yapan mekanları bulunduğunuz yerin belediyesini, çevre ve şehircilik bakanlığını, il müdürlüklerini, kaymakamlıklarını etiketleyerek ifşa edin.
Hiç korkmayın.
Onlar korkmuyor, siz niye korkacaksınız.
Etiketleyin ve gecenin bir yarısında o çekilmez gürültüyü yayınlayın.


Fazıl Say’ın çağrısı tekrarlayalım

ALAÇATI’ya, Çeşme’ye, Bodrum’a, Marmaris’e, Kuşadası’na, Ayvalık’a gelen sanatçılarımız, fikir insanlarımız sizler de Fazıl Say’ın geçen yıl yaptığı çağrıyı yapın.
Daha kısık sesle müzik dinlenebilir.
Birbirimizi duyarak yemekte konuşabiliriz.
Çok mu zor gerçekten...
Bunu bir kampanyaya dönüştürelim.
Belki Fazıl bir kez daha bu konuyu tetikler.

Haberin Devamı


En azından 1’ler başlamalı

MİLLİ Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Özel okullarda 8. ve 12. sınıflar hariç destekleme ve yetiştirme kursu adı altında yüz yüze eğitime izin verilmeyecek. Diğer kademelerde tek bir okul alırsa cezayı müeyyide uygulanması gerekir” diyor.
31 Ağustos’ta eğitim on line açılacak, 21 Eylül’de duruma yeniden bakılacak.
Ama bu rakamlarla gerçeği söylemek gerekirse biraz zorlanırız.
Geçen gün de yazmıştım.
Eğer okullarda yüz yüze eğitim bir süre daha ertelenecekse en azından birinci sınıfları mutlaka gerekli tedbirler alınarak başlatmalıyız.
Bu dönem onlar için gerçekten zor.
Okula yeni başlayacaklar, okuma yazma öğrenecekler.
Ve bu yıl onlar için kayıp olmamalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları