Bir başarı öyküsünü çöpe atmış oluruz

PANDEMİ sürecini birçok ülkeden daha iyi yönettik.

Haberin Devamı

 


Bunda herkesin başarısı var.
Öncelikle devletimiz en baştan sıkı önlemler aldı. Sağlık sistemini ayakta tuttu, sağlık çalışanlarımız başarı öyküsü yazdılar.
Vatandaşımız çok dikkatli davrandı; evde kaldı, mesafeyi korudu, maskesini taktı.
İşletmelerimiz önce çalışanlarını düşündü, “önce sağlık” dedi. Beyaz yakalılar evlerini ofis yaptı, mavi yakalılar büyük fedakarlık göstererek üretimi sürdürdü.
Dünya medyası bu dönemin en başarılı ülkeleri arasında hep Türkiye’yi listede tuttu.
Böylesine önemli bir hikaye önümüzdeyken; son hafta sonu Türkiye’nin her yerinden gelen görüntüler inanın beni hayal kırıklığına uğrattı.
Tamam; çok sıkıldık, artık normal hayata geri dönüş yapmak istiyoruz, yazın rehaveti de üzerimize çökmüş durumda, herkes çok özlediği işine, özel hayatına hızlı bir geri dönüş yapmak istiyor.
Ama bu böyle olmaz.
Bu kalabalıklarla, bu “Her şey geçti”, “Virüs gücünü kaybetti” bakışıyla süreci yönetemeyiz.
11 Mart’tan bu yana yaptıklarımızın hepsini çöpe atmış oluruz.
Yazık olur...

Haberin Devamı

Bir başarı öyküsünü çöpe atmış oluruz

 
Maske zorunlu olmalı

BEN de takmaktan çok mutlu olmuyorum.
Hatta fena halde sıkılıyorum.
Sırf takacağım diye sokağa bile çıkmak istemiyorum.
Ama...
Bu görüntüleri gördükçe maske takmak zorunlu hale getirilmeli diye düşünüyorum.
Takanlara bir şey demiyorum.
Ama takmayanların sayısının daha fazla olduğunu görüyorum.

 
Alaçatı’yı fabrika
ayarlarına döndürün

BEN Alaçatı konseptini çok başarılı buluyorum.
Ve her seferinde örnek olarak gösteriyorum.
Çünkü eski korundu, yeni de eskiye uygun yapıldı.
Alaçatı’nın sokaklarında dolaşırken beni rahatsız eden çok şey görüyorum.
Estetik var, mimari var, samimiyet var.
Bana göre Türkiye’nin en iyi yaptığı işlerden biri de Alaçatı’yı korumaktır.
Ancak bu kadar popüler olunca herkes gelip görmek istedi.
Gayet normal...
Kalabalıklaştı, insanların ilgisi arttı; bu da normal...
Böyle olunca sokaklarından güzel müzikler yükselen o Alaçatı; son yıllarda meyhane müzikleri çalınan bir yere dönüştü.
Alaçatı’yı gerçekten çok sevenler hemen kendilerini geri çektiler, uzaklaşmaya başladılar.
Bu kadar güzel bir örnek bu kadar ucuz şeylerle heba edilmemeliydi.
Aslında bu pandemi Alaçatı’nın fabrika ayarlarına gere dönmesi için bir fırsattır.
Mesafeler korunacağına göre sokaklara taşan o masaların olmaması lazım.
Hijyen çok önemli olduğuna göre ev mutfağından bile küçük işletmelerin kendine bir çeki düzen vermeleri gerekir.
Her yerin her yere benzememesi gerektiğine göre sokaklarından güzel müzikler yükselen Alaçatı’ya yeniden geri dönmek lazım.
Şimdi böyle bir fırsat var.
Ben Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran’ın bu konuda kararlı olduğunu biliyorum.
Medya olarak biz de arkasında olalım.
Alaçatı’nın eski halini özleyen herkes, Alaçatı’yı Alaçatı yapan o detaylara sahip çıkmalı.
Fırsat bu fırsat; yoksa Alaçatı da elden gider.
Benden söylemesi...
Aslında bu sözlerim Alaçatı gibi geçmişini bildiğimiz ve özlediğimiz her yer için geçerli.

Haberin Devamı

 
Futbol bile tatsız

Ligler başlıyor da; sıcaklar da artıyor. Nasıl olacak...
Hem seyircisiz olunca keyifsiz oluyor, hem de sıcaklar 40’lara gelince maçlar gece yarısı mı oynanacak.
Gerçekten bu sezon şampiyon olacak takımlar ne kadar mutlu olacak tam bilemiyorum.

 
Lojistikçileri de
unutmayalım

BU dönemde bana göre bir başarı öyküsü yazanlar da lojistik sektöründe olanlar oldu. Gazeteci olduğum için bize yasaklar yoktu, gazeteye gidip geldim. Kentin o boş sokaklarında, caddelerinde kargo şirketlerinin araçları vardı. Gece gündüz demeden sipariş edilen o kutuları bizlere getirdiler. Hepsine bir teşekkür borcumuz var.

Yazarın Tüm Yazıları