ABD’de yaşananlar akıl tutulması

Sosyal medyada fırtınalar kopuyor.
“Demokrasinin kalesi diye biliyorduk meğerse bir muz cumhuriyetiymiş” diye yorumlar yapılıyor.
Amerikan demokrasisi yerden yere vuruluyor.
Bana göre bu bir akıl tutulması...
En kısa sürede ABD’nin fabrika ayarlarına geri döneceğini düşünüyorum.
Bu yaşananlardan hem Amerikalı siyasetçiler, hem Amerikalı seçmen, hem de sivil toplum örgütleri dersler çıkaracaktır.
Tıpkı 15 Temmuz’da yaşadığımız darbe girişimi gibi...
O gece yaşananlar da bir akıl tutulmasıydı.
Ama darbeciler, darbeye kalkışanlar en sert cevabı Türk halkından aldı.
Ben o günlerde de yazmıştım, bugün de aynı görüşteyim.
Her şerde bir hayır vardır.
Ben Türk demokrasisinin 15 Temmuz’dan sonra daha güçlü olduğuna inanıyorum.
Siyasetin dili hala sert olsa da o gece yaşananlardan siyasetçilerimizin de dersler çıkardığını düşünüyorum.
Halka rağmen hiçbir şey olmaz.
Halkın iradesinden daha güçlü bir güç tanımıyorum.
ABD’de yaşananlara da ben öyle bakıyorum.
Nasıl 15 Temmuz Türkiye için unutulmayacak bir gündü, 6 Ocak da Amerika için unutulmayacak bir gün oldu.

Bir film gibi izledik

ABD’de seçilmiş Başkan Joe Biden’ın tescil oturumunun yapıldığı kongre binası Başkan Donald Trump yanlılarınca basılınca bütün dünya bu olaya kilitlendi.
Washington DC Belediye Başkanı Muriel Bowser, sokağa çıkma yasağı ilan etti, Ulusal Muhafızlar sokağa indi. Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Adam Kinzinger, “Bu bir darbe teşebbüsüdür” dedi.
Trump bir video yayınlayarak göstericilere “Eve dönün” çağrısı yaptı. Joe Biden yaşananları “kalkışma” olarak yorumladı. Eski ABD Başkanı George Bush gelişmeleri “ayaklanma” diye tanımlaladı. Obama, olayların sorumlusu olarak Trump’ı suçladı. Güvenlik güçleri kongre binasına girdi, bir arbede yaşandı. En az dört kişinin öldüğü söylendi.
Kongre üyelerine sığınaklara inmeden önce gaz maskeleri dağıtıldı. Başkan Yardımcısı Pence adeta binadan kaçırılarak uzaklaştırıldı.
Ve birçok detay...
Önceki gece bir film izler gibi olanları izledik.
Bu pandemi döneminde o kadar çok dizi seyrettik ki Netflix’te, sanki birkaç sezondur izlediğimiz Amerikan dizileri gibiydi.
Ama bu sefer yaşananlar gerçekti.
Senaryolar da zaten gerçekler üzerine kurgulanıyor.

Unutulmayacak bir kare

HERHALDE unutulmayacak kare Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin odasına giren ve makam odasına oturan bir göstericinin fotoğrafıydı. Bu tür olayların sembol fotoğrafları olur. Bence bu kare de onlardan biriydi.
Tabii olacak iş değil.
ABD gibi gelişmiş bir demokraside böyle zaafların olmaması gerekirdi.
Herhalde Amerika başta güvenlik olmak üzere birçok konuyu yeniden gözden geçirecektir.

Daha ideal bir yönetim yok

DEMOKRASİNİN zorlukları var. Ama daha ideali de şimdilik yok. O yüzden demokrasiyi sürekli güncellemek, günlük ihtiyaçlara uygun hale getirmek ama bunu yaparken de geleceği kurgulamak gerekir.
İşte görüyorsunuz; Amerika’da bile demokrasinin zaafları yaşanıyor.
Her zaman bardağın dolu tarafını gören biri olarak şunu söylüyorum.
Gelecek siyasetten daha çok sivil toplum örgütlerinin öne çıkacağı bir dönem olacak.
Sivil toplum özgürlükler konusunda daha cesur olmalı.
Toplumun değişimi konusunda ortak projeler geliştirmeliler.
Dünyanın değişiminde daha aktif roller üstlenmeliler.
Ben son yıllarda STK’larda bir atalet, yorgunluk hissediyorum.
Belki pandemi bazı şeylerin yeniden sorgulanmasını sağlayacaktır.
Bana göre siyaset çözümler sanatıdır.
Yasaları düzenleyen siyasetçi olacaktır.
Ama demokrasiyi zenginleştirecek, besleyecek sivil toplumdan başkası değildir.