Panda yaptım seni

Edda Sönmez mesleği gereği ünlülerle röportaj yapan, 34 yaşında, sarı basın kartı sahibi 7 yıllık bir gazeteci... Kendisinin de ifade ettiği gibi dekolte giymeyi seven genç bir kadın... Dekolte giydiği ve ünlülerle çektirdiği fotoğraflar yüzünden oyuncu Saruhan Hünel’le 6 aylık ilişkisinde 5 kez ağır şiddet gördüğünü, defalarca tartaklandığını söyleyerek mahkemeye başvurdu. Yaşadıklarıyla ilgili ilk kez konuşan Edda Sönmez, “Pascal fotoğrafı bardağın taştığı nokta. Sokakta dayak yedim, evde yerden kalkamayacak kadar tekmelendim. İki gözümü yumruk atarak morarttı. Sonra da ‘bak panda gibi oldun, panda yaptım seni diye dalga geçti benimle” dedi.. Ve 6 aylık yaşadıklarına inat yine dekolte bir kıyafetle objektifimize poz verdi...

Haberin Devamı

* Kaç yıldır gazetecilik yapıyorsun?

- 7 yıldır...

* Şimdi Sözcü’desin, daha önce nerelerde çalıştın?

- atv Haber’de staj yaptım. Kısa bir süre Yurt Gazetesi’ndeydim, 4 yıldır da Sözcü’de çalışıyorum. Sarı basın kartı sahibi bir gazeteciyim. Bir ara internet televizyonculuğu yaptım bir ara da Le Monde’taydım.

* Eğitimin ne?

- Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunuyum.

* Le Monde için Fransızcan yeterliydi o zaman...

- Benim çifte vatandaşlığım var. Fransız vatandaşıyım aynı zamanda. Bir ara Fransa’da da yaşadım. Anne tarafım orada olduğu için çocukluğumdan beri hep giderim. Marmara’dan sonra Lyon’da gazetecilik üzerine okudum.

* Kaç yaşındasın?

- 34...

* Memnun musun bu mesleği yapmaktan?

- Tabii ki çok seviyorum ve gazetecilik yaptığım için çok memnunum.

* Bu işten para kazanılmıyor, çok yorucu gibi şikayetlerin olmadı mı hiç?

- Hayır, hiç olmadı, kurumumdan da araştırabilirsiniz çok severek yapıyorum işimi.

Haberin Devamı

Panda yaptım seni
Fotoğraflar: Murat Şaka


* Magazin servisine mi bağlı olarak çalışıyorsun?

- Hayır, yazıişlerine bağlıyım. Her türlü röportaj yapıyorum. Siyaset de magazin de röportajları da yapıyorum. Ergenekon sürecinde paşalarla en çok söyleşi yapanlardan biri benim. Mustafa Balbay’la, Tuncay Özkan’la da yaptım. Hafta sonu ekinde de, hafta içi ana gazetede de çıkıyor röportajlarım. Yabancı ünlüler de var, Jessica Alba’yla Dubai’de röportaj yapmıştım.

* Fransızcan var İngilizcen var. 7 yıllık gazetecilik tecrüben var. Neden bir televizyon programı yapmıyorsun?

- Şu anda mutluyum ben böyle...

* Hiç oyunculuk falan yaptın mı, düşünür müsün teklif gelse?..

- İsteseydim bu konuda çalışırdım, hiç düşünmedim ve yapmaya da niyetim yok...

* Meslekte bulunduğun yerden memnun musun?

- Evet, çok memnunum...

* Daha önce ünlü biriyle ilişkin oldu mu?

- Evet ama ismini söylemeyeyim.

* Neden gizliyorsun?

- Çünkü o şu anda evli, ismini vermem etik olarak doğru olmaz...

AYAKLARIM KIRILSAYDI DA O RÖPORTAJA GİTMESEYDİM

* Onunla da röportaj sırasında mı tanıştın?

- Asla öyle bir şey yok. Onunla röportaj yapmamıştım...

* Saruhan’la röportajda tanıştınız değil mi?

- Evet onunla röportajda tanıştım. Keşke tanışmaz olaydım. Keşke ayaklarım kırılsaydı da o röportaja gitmeseydim. İnanın o kadar çok pişmanım ki... Ben kendimi suçluyorum çok fazla ödün verdiğim için.

* Röportaja gitmeden önce bir hayranlığın var mıydı Saruhan’a? Dizisini izler miydin?

- Hiç izlememiştim, tanımıyordum... Bir PR’cı arkadaşım rica etti röportaj yapar mısın diye. İstemeye istemeye gittim hatta, son gün iptal etmeye bile kalktım ama ayıp olur diye vazgeçtim. Röportaja gitmeden internetten izledim dizisini...

* Vay iyi de çocukmuş, ünlü falan mı dedin?

- Yok... Ondan çok daha ünlü arkadaşlarım var benim. Reklam yapmak istesem onlarla yemeğe çıkar, onlarla fotoğraflar çektiririm. Magazinden arkadaşlarıma haber veririm, gelip bizi çekin derim. Bunların servisini yaparım.

* Peki öyle ünlülerle kurulu bir arkadaş çevren var mı senin, çıkar mısın onlarla gece dışarı?..

- Samimi olduğum arkadaşlarımla var tabii benim de...

* Kötü bir şey diye sormuyorum bunları, tabii ki de gazetecisin ve ünlü arkadaşların olması çok doğal...

- Evet, belki size göre çok az bir çevrem vardır ama ben de zaman zaman o ünlü arkadaşlarımla yemeğe çıkıyorum, görüşüyorum. Ve içlerinde Saruhan’dan daha ünlü isimler vardır.

* Ama gidip ona aşık oldun... Röportaj sırasında mı başladı her şey?

- Onun açıklamasına göre; ben onun telefonunu almışım, ertesi gün de evine gitmişim...

* Sana göre nasıl?

- Hatay Medeniyetler Sofrası’nda yaptık röportajı. Beni Maslak’a gazeteye bırakabileceğini söyleyince PR’cı arkadaşımız ayrıldı masadan. Bizde sohbet etmeye devam ettik.

* Röportaj bittikten sonrada mı?..

- Evet, kayıt bittikten sonra da. İnanılmaz yağmur yağıyordu ve dinmesini bekliyorduk. Sonra gazeteye bıraktı beni. Ve telefonumu istedi. “Benim de çektiğim fotoğraflar var, onları atarım” diyerek. O akşam yazdı, “Görüşelim” diye. “Babam Alzheimer hastası yanına gideceğim” diyerek görüşmedim. “Yapabileceğim bir şey var mı” dedi. Böyle yazışmaya başladık.

* İlk görüşme?

- Birkaç gün sonra hatta İzmir’e gitti o. İzmir’den 5-6 gün sonra döndü. Dolayısıyla bizim ilk görüşmemiz röportajdan 10 gün sonra falan oldu, onun söylediği gibi ertesi gün değil...

* Hangi tarihte başladı ilişkiniz?

- Mayıs başında röportajı yaptık, mayıs ortasına doğru...

Haberin Devamı

Panda yaptım seni


EVE İKİ BAVULLA GİTTİM DİYE İLK ŞİDDETİ GÖRDÜM

* İlk şiddeti ne zaman gördün?


- İlk ben onun evine iki bavulla gittiğim için dayak yedim.

* Hemen ona mı taşındın?

- Hayır... 17 Temmuz Şeker Bayra-mı’nda Fransa’ya tatile gidecektik. Sabah uçağımız erkendi ve ben onun evine gittim geceden. Bana çok bavulla gelme demişti daha önce. Ben iki bavulla gittim. Onu görünce bana hakaret etmeye başladı. İlk o zaman tartaklandım.

* O zamana kadar hiç böyle bir şey yapmış mıydı, bağırmış mıydı?

- Zaman zaman kızıyordu. Dekolte giyme diyordu. Tabii bir kadın olarak kıskanılmak ilk başta hoşuna gidiyor insanın. Alttan alta bu maçoluğu, sahiplenilmeyi seviyordum.

* İki aylık sevgilisini tatile gideceği sabahın gecesinde iki bavul yüzünden tartaklar mı insan?

- Ben de şok oldum. Eskiden benim saçlarım uzundu, bunları sevgilin için kestirdin değil mi diyerek saçlarımı çekmeye başladı. Tokat attı...

* Peki sen hiçbir şey olmamış gibi o gece evinde yatıp sabah Fransa’ya mı uçtun onunla?

- Ben ağladım, şoktayım. Sonra elimi yüzümü yıkadım, bavullarımı aldım “gidiyorum” dedim. “Gidemezsin” dedi. Tartışmaya başlayınca, “Cesaretin varsa çık bakalım şu kapıdan” dedi. Ben de oturdum, tartaklanmışım zaten. Sonra geldi sevgilim, neden böyle yapıyorsun demeye başladı.

* Sabah gittiniz mi Fransa’ya?

- Havalaanına gittik. Ama biletlerimizde yanlışlık varmış uçamadık. Taksim’e döndük. “Senin salaklığın yüzünden gidemedik” diyerek bana sokak ortasında tokat attı. Saçlarımı arkadan tutup ite ite tartaklayarak götürdü beni.

* Sen ne yapıyorsun bu arada?

- İnsanların duyarsızlığına şaşırıyorum. Kimse sesini çıkarmıyor sokak ortasında tartaklanan bir kadına... Bavulunu otelden aldı sonra atladı taksiye gitti...

* İyi işte kapat telefonunu hemen ayrıl... İlişkinin ikinci ayında bir gün arayla iki kez dayak yemişsin sonuçta...

- Gazetedeki arkadaşımı aradım. “Böyle şey mi olur, hatta haberini yapalım” dedi. “Saçmalama rezil olurum” dedim. Biraz sonra Saruhan aradı, pasaportu ve şarj aleti bende kalmış. “Onları alıp evime geliyorsun” dedi. Suratına telefonu kapattım. Sonra arkadaşım geldi, bu yine aradı... Hakaretler ediyor. Ben eve gidiyorum dedim. Arkadaşım “seni öldürür” demesine rağmen gittim.

*Senin hâlâ bir yandan hoşuna gidiyor bu maçoluk?

- Hayır, seviyorum ya... Bu işin daha ileriye gideceğini, gözlerimin mosmor olacağını daha bilmiyorum o zaman. Tamam vuruyor, tokat atıyor, tartaklıyor falan ama düzelir diyorum.

Haberin Devamı

Panda yaptım seni

Kendimden utandığım için aynalara bakamadım

*İki gözünün morardığı kavga neden çıktı peki?..

- Telefonlarımı aldı, gece 2’ydi... “Ne hakkın var nasıl böyle bir şey yapıyorsun” dedim. “Hayır karıştıracağım” dedi. “Vermiyorum” dedim. Telefonlarımı tuttum arkaya doğru fırlattım. Vay sen misin fırlatan, boğazımı sıktı, gözüme yumruk attı. İki gözüm morardı. Ve en acısı ne biliyor musunuz? Gözlerim öyle morken bak panda gibi oldun, panda yaptım seni diye bir de benimle dalga geçiyordu.

* Ne yaptın?

- 10 gün boyunca onun evinde kaldım. İyileşme süreci evinde geçti. Hatta o dönem gözlerim morken yine bir şeylere sinirlenip, yatağın yanındaki camı açtı ve beni dışarı sarkıtarak camdan aşağı atmakla tehdit etti.

*Bu fotoğraflar olaydan sonra mı çektin..

- Hayır iyileşme sürecinde, olaydan 4-5 gün sonra...

Neden o kadar bekledin?

- Çünkü aynalara bakamıyordum, kendimden utanıyordum...

* Bir ilişkide neden fotoğraflar, yazışmalar, faturalar saklanıp, belgelenir ki? İleride delil olarak kullanmak için mi yaptın. Ben senin hayatını bitireceğim lafını söyledin mi?

- Dedim, bunu söyledim... Çünkü insanlar senin gerçek yüzünü görsün dedim. O da bana “sen benim hayatımı bitirirsen ben de senin hayatını bitiririm” dedi. Ayrıca bir şeyin planı olarak hiçbir şey arşivlemedim. Eğer öyle olsaydı kavga ederken ses cihazını açar bir yere koyardım.

Haberin Devamı

Maşallah taş gibi kadınsın dövüyorum bir şey olmuyor

*Son dayak yediğin Pascal fotoğrafı yüzünden değil mi?

- Evet, 29 Ekim işte... Eve gittim kapıyı açar açmaz saçımdan tutup içeri çekti. “Burnunu kıracağım senin” dedi. “Saruhan lütfen yüzüme vurma” dedim. Eğildim ayaklarına kapanıp, öptüm. “Yalvarıyorum sana yapma” dedim. Çünkü daha önce gözlerimi morartmış, panda yapmıştı beni. “Kalk diyorum sana” dedi, sırtıma vurmaya başladı. “Çok akıllısın bak, yüzünü kapıyorsun” dedi. Boğazımı sıktı sonra, nefes alamadım. Baş parmağımı boğazıma bastırıyordu, insanın gözünden hayatı film şeridi gibi geçer ya doğruymuş. Kendimden geçiyordum bıraktı. Yerde kaldım. Yine askılı bir şey vardı üzerimde. Üzerime eğilip göğüslerimi ısırdı. Raporumda fotoğraflarıyla var...

*6 Kasım’da aldılar diyorlar raporu?..

- İyice düşünmek istedim. Gündeme böyle gelip gelmemek doğru diye mi tarttım. Sonra da konuşmam gerektiğine karar verdim. Sonra gazetemle konuşup bu kararı aldım ve raporu aldım.

*Neden oturduğu Göktürk’te bir hastaneden almadı da, Okmeydanı’ndan aldı iddiasına ne diyeceksin?..

- Devlet hastanesinden almak için. Göktürk’te özel bir hastaneden alsam bu sefer de neden devlet hastanesi değil diyecekler.

*O dayaktan sonra ne yaptın?..

- Beni dövdükten sonra telefonlarımı aldı, şifrelerini açtı. Pascal’ın numarasını arıyor, mesajlarıma bakıyor. O sırada “Ne olur Allah’ım herhangi bir erkek arkadaşım Naber Edda diye yazmasın” diye yalvarıyorum. Bir mesaj gelse belki de geberip gideceğim orada. Sonra birlikte evden çıktık. Bana hep aynı şeyi söylerdi; “Taş gibi kadınsın. Dövüyorum, seviyorum maşallah ya hiçbir şey olmuyor. Daha öncekilere vuruyordum hastanelik oluyorlardı. Yok yok ben seni alacağım” derdi. Yine öyle çıktık evden.

Haberin Devamı

Panda yaptım seni


*WhatsApp mesajlarında seni döverken bel fıtığı oldum dediği dayak bu mu?

- Evet çok kötü belim ağrıyor dedi. Sonra bel fıtığı olduğu ortaya çıktı. Biz onunla en son 2 Kasım’da ayrıldık. Pascal olayından sonra ben yine evine gittim, ben de arsızlık oldu herhalde.

Yarın

* Benden 200 bin lira istedi
* Ne olur beni yerden kaldır diye yalvardım
* Reklam yapıyor olsam dayakla mı gündeme gelirim
* Kendimden utandığım için aynalara bakamadım
* Evine gidip onu dövecek halim yok

 

Yazarın Tüm Yazıları