İşte albüm satış rakamları

MÜYAP’ın neden albüm satışlarını açıklamadığını sormuştum geçen gün...

Haberin Devamı

2014’e kadar her yıl yazdığım bu rakamlar son üç yıldır açıklanmıyordu.
MÜYAP Genel Koordinatörü Bülent Forta, albüm satışlarının çok düşük olması şeklinde açıklamıştı bunu...
Bu yazımdan sonra MÜYAP’ın 2015-2016 Dönemi Faaliyet Raporu’na ulaştım.
Burada her iki yılla ilgili satış rakamları yer alıyor.
Gerçekten de 15 bin satanın 25’inci sıradan listeye girdiği bir noktaya gelmişiz...
Zengin sevgilisine 20 liralık CD’den 10 bin tane aldıran en çok satan listesine girebilir...
100 bin satan birinci oluyor zaten, Tarkan hariç elbette...
Bir tek Tarkan’ın satışları uzak ara, sanat müziği albümü bile geçen yıl 272.500 satmış...
Kayıtlara geçsin diye 2015-2016 yılı albüm satışlarını yayınlıyorum...
Listeyi inceleyenler en büyük başarının Koray Avcı’ya ait oluğunu görecektir...
2015’te albümü en çok satan 4’üncü, 2016’da Tarkan’dan sonra en çok satan 2’nci isim olmuş Koray Avcı...

Haberin Devamı

İşte 2015-2016 satış rakamları...

2015
1- Pırlanta: Demet Akalın (105 bin)
2- Bangır Bangır: Gülşen (100 bin)
3- Hoşgeldin: Funda Arar (76 bin)
4- Aşk İle: Koray Avcı (67.500)
5- Yorum Farkı 2: Linet (40 bin)
6- Çek Elini Kalbimden: Serdar Ortaç (40 bin)
7- Panda: Gülben Ergen (40 bin)
8- Gök Nerede: Mabel Matiz (39 bin)
9- Manolya: Volkan Konak (39 bin)
10- Sen Orda Yoksun: Göksel (31 bin)

İşte albüm satış rakamları

2016

1- Ahde Vefa: Tarkan (272.500)
2- Sonra Dersin ki: Koray Avcı (107 bin)
3- Mürekkep: Sıla (101.726)
4- Arabesk: Sibel Can (70 bin)
5- Rakipsiz: Demet Akalın (70 bin)
6- 50. Sanat Yılı: Zülfü Livaneli (60 bin)
7- Çeyrek Asır: Harun Kolçak (55 bin)
8- Janti: Murat Boz (50 bin)
9- Altın Düetler: Erol Evgin (44.200)
10- Gıybet: Serdar Ortaç (40 bin)

Boğa güreşlerine karşı bir manifesto: Ferdinand...

Yıllar önce Madrid’in yerel barlarında televizyondan canlı yayınlanan boğa güreşlerini izlediğimi yazınca Ömür Gedik çok eleştirmişti beni...
Arenaya gidip canlı izleyeceğimi söyleyince de “Arkadaşlığımız biter” diye tehdit etmişti...
Gazeteci dürtüsü arada yap dese de o günden bu yana hâlâ arenada boğa güreşi izlemedim.
Hafta sonu kızımla seyrettiğim animasyon filmi Ferdinand’dan sonra izler miyim onu da bilmiyorum.
Ferdinand doğaya aşık, iyi huylu bir boğa olmasına rağmen, dış görünümü ve yanlışlıkla kasabanın altını üstünü getirmesi nedeniyle ‘dövüş makinesi’ olarak görülen bir boğanın öyküsü.
İspanya’nın en ünlü matadorunun jübilesi için seçiliyor ve dövüşmeye zorlanıyor.
Sonunda arenaya çıkıyor ve acımasız matadorla karşılaşıyor.
Boğanın hiçbir zaman kazanamadığı, üstelik son derece haksız bir mücadele eden boğa güreşlerine karşı müthiş bir manifesto bu çizgi film.
Ben belki izlerim ama benim çocuklarımın büyüdüklerinde boğa güreşlerini izlemeyeceğini, dünya üzerinde insanın hayvanlara eziyet ettiği her türlü oyunun sonunu getireceklerine inanıyorum...
Şimdi kaybediyorlar ama bizden sonraki kuşaklarda boğalar da kazanacak...

 

Yazarın Tüm Yazıları