Çağatay’ın kilosu için iyi bir örnek verdin Hıncal Abi...

Çağatay Ulusoy’un Koca Yusuf rolü için 30 kilo alacak olmasını eleştirdim...

Haberin Devamı

Bir oyuncunun sağlığı çok daha önemlidir dedim...

Rolü için kilo alıp vermekten sağlığı bozulan Gupse Özay’ı ve kilo almadan 200 saatlik makyajla kilolu görünerek Churchill’i oynayan ve geçen yıl Oscar kazanan Gary Oldman’ı örnek verdim...

Teknoloji çağında kalmadı böyle şeyler, bunlar bizim oyuncuların hâlâ devam ettiği oyunculuk şovu dedim.

Hıncal Abi (Uluç) itiraz etti ve tam tersi bir örnek verdi:  “Christian Bale, Başkan Yardımcısı Dick Cheney’i oynamak için 25 kilo aldı” dedi...

Tam beni destekler nitelikte, tam yerinden örnek verdin Hıncal Abi, teşekkür ederim...

Christian Bale bunu hep yapıyor...

İlk tanıdığımız film “Amerikan Sapığı”nda 2000 yılında kendi kilosunda, 81 kiloydu...

2004’te “Makinist” filmi için 55 kiloya düştü...

2005’te “Batman Başlıyor” için 86’ya çıktı...

Haberin Devamı

2006’da “Şafak Harekatı”nda 61 kiloya indi...

2008’de “Kara Şövalye”de 86 kiloya çıktı...

2010’da “Dövüşçü”de 66 kiloya indi...

2012 “Kara Şövalye Yükseliyor”, 90 kilo...

2013 “Düzenbaz”, 103 kilo...

2014 “Exodus”, 85 kilo...

2017 Hıncal Abi’nin söylediği Dick Chaney rolü için üzerine 25 kilo daha aldı...

Henüz daha 45 yaşında Christian Bale...

“Rolü için başka vücuda bürünen adam” deniyor onun için...

Bütün dünya onu en çok bu özelliğiyle anıyor ve 10 gün önce Sunday Times’in Culture ekine verdiği röportajda ne dedi biliyor musunuz:

“Bunu sürdürmem imkansız, gerçekten sürdüremem... Çünkü ölümüm yüzüme bakıyor artık” dedi...

Christian Bale’in ne sağlık problemi olduğunu, 50’lilerine geldiğinde ne sağlık problemleriyle karşılaşacağını bilmiyoruz...

Ama şunu biliyoruz, Christian Bale bile bu işi bıraktı bizden Çağatay Ulusoy’u rolü için kilo aldı diye alkışlamamız bekleniyor...

Kusura bakmayın ben bu çağ dışı anlayışı, Oscar alsa bile alkışlamam...

Ne gerek vardı?

Temmuz ortasında yurtdışı çıkış harcı 50 lira oldu malumunuz...
Yeni fiyattan ilk kez geçen ay Amsterdam’a gittim.
İstanbul Havalimanı’na çıkış pulu için otomatik makineler konulmuş...
100 lirayı veriyorsunuz iki pul indiriyor makine, para üstü bekleme derdi de yok, çok kolay yani...
Gelen pulları görünce şaşırdım, kartvizit gibi...
Özel hazırlanmış, yarı plastik gibi bir malzemeye basılmış, eski pullarla ilgisi olmayan, janjanlı bir şey.
Çıkış işlemi yaparken polis memuru köşesindeki tırtıklı yerden yırtıp size veriyor.
Eski pulun maliyeti
1 birimse, inanın bunun 10 birimdir...
50 lira verince vatandaş iyi bir şey aldığını hissetsin diye yapıldı herhalde...
İyi de ne gerek vardı bu masrafa, eski pula da 50 lira verirdik biz...

Haberin Devamı

Bu ne kadar doğru?

Bu sorum Erdal Özyağcılar’a...
Erdal Abi, İlker Ayrık’ın filmi “Müstakbel Damat”ta rol aldı.
Film 14 Şubat’ta vizyona girecek, neredeyse daha 3 ay var ama tanıtım çalışmalarına şimdiden başlandı.
Geçen gün de basın toplantısı vardı...
Erdal Abi geçen hafta sağ olsun İlker Ayrık, Hande Soral ve filmin diğer oyuncularıyla birlikte bizim canlı yayınına da katıldı...
Ama ne kadar doğru?
Haftaya cuma Erdal Özyağcılar’ın da oynadığı Mahsun Kırmızıgül’ün “Mucize Aşk 2” filmi vizyona giriyor...
Erdal Abi bu filmin promosyonu için uğraşması gerekirken, 3 ay sonraki filmiyle gündeme geliyor...
Oyuncuların yer aldıkları her filmin promosyonu
için uğraşması takdire değer ama haksızlık yapmadan.
Erdal Abi’nin gündeminde “Müstakbel Damat” değil “Mucize Aşk 2” olmalıydı...

Haberin Devamı

Orantısız mizahın kıstası: Rencide olmak

Cem Yılmaz’ın Haluk Levent’e yaptığının orantısız mizah olduğunu söyledim.
Ertuğrul Özkök sordu; “Orantısız mizahın orantısı nedir Cengiz” diye...
Hemen yanıt veriyorum: Rencide olmak...
Ortada karşı tarafı rencide edici bir durum varsa bu orantısız mizahtır.
Ertuğrul Abi’nin ağaçtan sarkan bir maymun olarak çizilmesinde rencide edici bir yan yoktur çünkü geçmişte bu fotoğrafı bile isteye çektiren kendisidir.
Cem Yılmaz’ın Haluk Levent’e ‘vurguncu’ şakası yapması ise rencide edicidir.
Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki, karşılıksız çek, hapis gibi işlerden geçmişte Haluk Levent çok çekti...
Şimdi tam bunları unutturmaya başlamışken Cem Yılmaz çıkıp bunu hatırlattı...
Aynı şeyi biz yapsak kötü magazinci oluruz...
Not: Haluk’un bu şakadan rahatsız olduğundan o kadar eminim ki, rahatsız olmasa ilk tepki olarak o twit’leri yazar mıydı hiç?

Haberin Devamı

Yarın:

◊ Antalya’daki Akvaryum mu daha güzel, İstanbul’daki mi?
◊ Antalya Piyano Festivali’nden izlenimler...
◊ Başkan Muhittin Böcek’e Antalya Şehir Tiyatroları’nı sordum...
◊ Berk Oktay benim yaptığım röportaj için eski eşi Merve Şarapçıoğlu’ndan şikayetçi oldu. Mahkeme neden takipsizlik kararı verdi?

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları