Bülent Katarcı

Seyahat terapisi

30 Ekim 2023
TEKRARLAYAN streslerin sağlığımızın en büyük düşmanlarından biri olduğu kesin. “Yeni hayat”ın özellikle şehirlerde yaşayanlar ve çalışanlar için stresi azaltmayı son derece güç bir süreç haline getirdiği de tartışılmaz. Bu nedenle hepimizin stresi azaltmaya değil, onu daha akıllıca yönetmeye çalışmamızda fayda var. Bunu yapmazsak, her geçen gün biraz daha “stres yorgunu” olmamız kaçınılmaz... Akapunktur uzmanı Dr. Tayfur Yağcı, stresi yenmek ve olumsuz etkilerini önlemek için yapılacak en akıllı şeyin “seyahat terapisi” olduğunu belirtiyor. Gezmenin, yeni yerler görmenin, keşfetmenin bir kişinin ruhuna ve bedenine yapabileceği en iyi terapi yöntemi olduğunu ifade eden Yağcı, şunları anlattı:

 


“Bir hekim olarak seyahatin insanı yenileyeceği, bir şeyleri yaşadığı olayları, sıkıntıları, zorlukları daha farklı görmesini sağlayacağı ve iyileşmeye yardımcı olacağı inancındayım. Yıllardır yurtiçi ve yurtdışında yaptığım seyahatlerden dönünce bu farklılıkları kendimde hep hissederim. Güzel ülkemin muhteşem güzellikteki bölgelerinden Salda, Sagalassos, Burdur, Isparta bölgesine yaptığım yolculuğu sizlerle paylaşmak istedim.

SALDA SAGALOSSOS VE GÖLLER

Mavinin en güzel tonlarıyla renklenmiş suyu, kıyılarına ak bir örtü serilmiş gibi bembeyaz muhteşem kumsalı ile karşıladı bizi, uzun zamandır gidip görmeyi düşlediğim güzel ülkemin birçok doğal, tarihi ve kültürel güzelliklerinden birisi olan Salda Gölü. 2.5 milyar yıl önce oluşmaya başlayan bu tektonik gölü bu kadar dünya çapında meşhur yapan özelliğin ise; NASA tarafından Mars’taki ‘’Sezelo kraterindeki’’ eski göle jeolojik ve Mineralojik benzerliğe sahip tek göl olma özelliği taşımaktadır. 185 metre derinliğindedir.
1. derece sit alanı ilan edilen, dünyanın en derin gölü olma özelliği taşıyan Salda gölünün Ph değeri 8,5-9 civarında olup, suyunda her canlının yaşamasına uygun değildir.
Aracımızla göle ulaştığımızda bizi göl kenarına kadar elektrikli araçlarla taşıdılar. Göle ve kumsalına ancak belirli bir mesafeye kadar izin veriyorlar.

Yazının Devamını Oku

Horlama ve uyku apnesi

23 Ekim 2023
UYKU apnesi, hastaların yorgun bir şekilde güne başlamalarına neden olduğu için günlük hayatı da olumsuz etkiliyor. Tedavi edilmediği takdirde de hipertansiyon, diyabet ve ritim bozukluğu gibi ciddi rahatsızlıklara da neden olabiliyor.

 

Peki uyku apnesi nedir, belirtileri nelerdir? Uyku apnesine karşı alınabilecek önlemler neler. İşte merak etiğiniz uyku apnesi, horlama, uykuda solunum durması, gündüz aşırı uyku hali... İzmir Tınaztepe Üniversitesi Buca Hastanesi Doktor Öğretim Üyesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hakan Koca anlattı;
“Genelde bu üç ana bulguyla ortaya çıkan, horlayanların birçoğunda bulunan ama çok bilinmeyen bir hastalıktır. Hergün şiddetli horlayan bir kişide uykuda nefesinin durduğunu yanında onu gören bir başkası farkedebilir, horlama sesi kesilir bir süre nefes alınmaz ve sonrasında şiddetli bir sesle horlamaya devam edilir veya boğularak uyanılır. Hasta bazan boğulma hissiyle, bazan çarpıntıyla uyanır ama nefesinin durduğunu farkedemez. Sabah aşırı yorgun uykusunu alamamış bazan baş ağrısıyla uyanır. Güniçi uyku hali devam eder her fırsatta hasta uyumaya çalışır, işe konsantre olamaz...

SOLUNUM GEÇİCİ KESİLİR
Normalde üst solunum yollarını kontrol eden kaslar (boğaz ve gırtlağı çevreleyen kaslar) uyku esnasında gevşerler. Eğer bu gevşeme çok fazla olursa üst solunum yolları daralır ve solunum esnasında giren çıkan havanın titreşimleriyle horlama sesleri oluşur. Horlama uykuda nefes almak için zorlu, sıkıntılı, solumanın çıkardığı seslerdir.
Bazen de hava yolu uykuda tam tıkanır ve solunum geçici olarak kesilir. Bu durumuna “apne” adı verilir. Solunum durması (apne) olayında en az nefesin 10 saniye kesilmesi ve nefes durmalarının saatte en az 5 defa tekrarlaması “uyku apne hastalığı” olarak tarif edilir. Hastalar uykularında tekrarlayan nefes durmalarıyla adeta boğulurcasına uyuma çabalarlar. Her bir apne esnasında, oksijen düşer, beyinde ve kalpte stres oluşur.
Her gece tekrarlayan bu durum yaşamınızı etkiler: uykunuzu bozar; sabah yorgun, sersem gibi, uykunuzu alamamış uyanırsınız, gün içinde genel yorgunluk, isteksizlik hissedersiniz, bu durumlar yaşam kalitenizi, iş hayatınızı, sosyal ilişkilerinizi etkiler.

NELERE YOL AÇABİLİR

Yazının Devamını Oku

Güneşte yürümenin iyileştirici etkisi

16 Ekim 2023
D vitamini ihtiyacımızı sadece besinlerle karşılamamız mümkün değil. Güneşlenmek şart. Yumurta, yağlı balıklar, hayvansal yağlar, etler, süt ürünleri, sakatat grubu besinlerin bazılarında da bir miktar D vitamini var ama bunlarla ihtiyacımızın en fazla yüzde 10’unu karşılayabiliriz. Geriye kalan yüzde 90’ı için güneşe, güneşlenmeye, cildimizi güneşle buluşturmaya mecburuz. Ayrıca bilelim ki güneşlenerek bedenimizde ürettiğimiz D vitamini, takviye olarak yuttuğumuz D vitamini kapsül, şurup ve damlalarından çok daha etkili ve değerlidir.

 

İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ VAR
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortapedi Kliniği Anabilimdalı Başkanı Profesör doktor Kemal Aktuğlu, “Güneşte yürümek sağlığınıza gölge düşürmez” dedi ve konu ile ilgili şunları paylaştı: “İnsanlar binlerce yıldır güneşe tapınır ama az tanınan bir Danimarkalı bilimci bir kediyi gözlemlemeye başlayınca güneşin iyileştirici etkisine dikkat çekmeye başladı. Kedilerin güneşli alanlara gittiğini görünce kendi üstünde denemeler yapmaya başladı, güneşin kullanışlı ve önemli etkileri olduğunu saptadı. Işık terapi çalışmaları ile Finsen 1903’te Nobel Ödülü aldı. Çalışmaları özellikle suçiçeği ve lupus hastalıkları konusundaydı. Başarıları dilden dile ulaştı ve en tanınan helioterapist olan Dr. Auguste Rollier Alp Dağları’nda güneş tedavi merkezi kurdu. Rollier’in tedavisiyle hastalar yavaş olsa da günde 5 dakika ile başlayıp gitgide artan güneş tedavisi sonucunda iyileşti. Bunun sonucunda güneşte yanmak moda oldu, sadece zenginlik değil aynı zamanda sağlık göstergesiydi. The Times editörü “karanlık günlerin ölüm ve hastalık getirdiğini” cesurca iddia edecekti.
Bugün güneşten kaçıyoruz ve çoğumuz zamanını yapay ışık altında geçiriyor. İç mekanlarda zaman geçirmenin artması, güneş koruması kullanımı, kırışıklık korkumuz ve hava kirliliği nedeniyle nüfusun yaklaşık yüzde 70’e yakını D vitamini eksikliği çekmektedir. Güneş ışığının neredeyse mucizevi özelliklerini ortaya çıkaran bilimciler D vitamininin güneş ışığının faydalarından sadece biri olduğunu öne sürüyorlar. Finsen’in tahmin ettiği gibi güneşin ışınlarına ihtiyacımız var. Kuzeyde yaşayanların en ufak güneş gördüklerinde dışarı çıkmak istemesi çok mantıklı.

DÜZENLİ İHTİYAÇ VAR
D vitamini önemini koruyor. Güneş ışığındaki UVB cildimize değdiğinde yaratılan vitamin karaciğerimize taşınır ve Calcidiol hormonuna dönüşmeden önce böbreklere geçer. Calcidiol 2-3 hafta kalıcıdır dolayısıyla stabil bir düzeyde tutulmadı için güneşe ihtiyacımız düzenlidir. Uzmanlara göre yüze, boyna ve kollara günde 5-30 dakika arası (cilt tipi ve UV indekse göre) güneş ışığı gereklidir.

KOVİD DÖNEMİNDE ANLAŞILDI

Yazının Devamını Oku

Kadınlarda idrar sorunu

9 Ekim 2023
İDRAR kaçırma kadınlarda oldukça sık görülen ve yaşam kalitesini belirgin olarak düşüren bir durum. Genel olarak iki farklı tip daha sık görülür. Stres inkontinansı dediğimiz öksürme, gülme veya hapşırma esnasında olan idrar kaçırma tipidir. Diğer tip ise acil idrara gitme, sıkışma hissi ve arkasından idrar kaçırmadır. Bunların dışında karışık tip idrar kaçırma ve dolup taşma tipi idrar kaçırma ise görülen diğer tiplerdir. Bazı durumlarda ise sürekli olarak alt ıslaklığı yapan kaçırma tipi bulunmaktadır.


Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.Dr.Niyazi Aşkar konuyla ilgili sorularımıza şu yanıtları verdi;

- Yaşla birlikte de sıklığı artmaktadır. İdrar kaçırmada etkili faktörler nelerdir?
Zor doğumlar, doğumun uzun sürmesi, karın içi basıncını artıran durumlar: Bunlar içersinde sigara kullanımı, kronik öksürükler, astma, kronik kabızlık, ağır ve zorlayıcı işlerde çalışma sayılabilir. Ayrıca şişmanlık, geçirilmiş alt karın operasyonları, menopoz, yaşlanma, ilaçlar, bağ dokusu bozukluğu sayılabilir.

- İdrar kaçırmanın hangi tipleri vardır?
Sadece karın içi basınç artışı sonucu idrar kaçırılmaktaysa, yani öksürme, ıkınma, gülme, ağır kaldırma, sıçrama gibi durumlarda olmaktaysa buna “stres tipi idrar kaçırılması” denir. Mesanenin adalesinin aşırı uyarılması ve kasılması nedeniyle oluşan idrar kaçırılması ise “urge (acil ya da sıkışma tipi) idrar kaçırılması”dı. Bazı olgularda ise hem stres, hem de sıkışma tipi idrar kaçırılması birlikte olmaktadır. Buna da “karışık (ya da mikst tip) idrar kaçırma” denmektedir. Ayrıca idrar kaçırılması olsun ya da olmasın, bazı olgularda sıkışma, sık idrar ve gece sık idrara kalkma gibi durumlar birlikte olduklarında “aşırı aktif mesane” diye adlandırılır ve bu durumda da yaşam kalitesi olumsuz yönde etkilenmektedir.

- İdrar kaçırmanın yaşam kalitesine etkileri nasıldır?

Yazının Devamını Oku

Kolon kanseri ve kolonoskopi

2 Ekim 2023
KANSER hastalıkları için ‘beslenmenin’ koruyucu faktör olduğu, bugün tüm uzmanların üzerinde hemfikir olduğu bir konu başlığı haline geldi. Kansere neden olan tüm risk faktörleri arasında, doğal ve sağlıklı beslenme kurallarından uzak bir yaşam tercihinin belirleyici olduğu biliniyor. Kolon kanseri ve kolonoskopiyi Uzman Dr. Göktuğ Faik Önder anlattı.


“Kalın barsağımız, sindirim sistemimizin bir parçasıdır, görevi vücuda yararlı besin ve suyu tutmak, kalan artıkları dışkı oluşturarak düzenli bir şekilde dışarı atmaktır. Genetik faktörler ve karsinojenlere maruz kalma sonucunda koruyucu mekanizmaların dengesi bozulursa kanser meydana gelebilir.
Kolon kanseri dünyada en sık ilk 5 kanser türünden biridir. Kolorektal kanserin gelişim nedenleri tam olarak bilinmiyor. Kolorektal kanserlerin yüzde 95’i poliplerden oluşur. Polipler bağırsağın iç yüzeyindeki sonradan oluşan et parçalarıdır. Çoğu polip iyi huyludur genellikle kansere dönüşmez, ancak kolonoskopi ile çıkartılmaları, kolorektal kanser gelişimini belirgin olarak azaltmaktadır. Bu nedenle kolon kanseri önlenebilir bir hastalıktır. Normalde 50 yaş civarı kişilerin yaklaşık yüzde 20’sinde polip bulunur. Yaş arttıkça polip görülme sıklığı da artar. Bu nedenle risk faktörlerinin bilinmesi ve tarama testlerinin uygulanması önem kazanmaktadır. Polipten kansere dönüşme sürecinin kabaca 5-8 yıl olduğunu söyleyebiliriz.

RİSK FAKTÖRLERİ NELER?
* Kolorektal kansere yakalanma olasılığı yaşla birlikte artar. Bu hastalığı olanların yüzde 90’dan fazlasına, tanı 50 yaşından sonra koyulmuştur.
* Polipler kolon ya da rektumun iç duvarındaki büyümelerdir. 50 yaşının üstündeki insanlarda yaygındır. Çoğu polip iyi huyludur, fakat bazı polipler sonradan kanser olabilirler. Polipleri bulmak ve onları çıkarmak kolorektal kanser riskini azaltabilir.
* Aile öyküsü: Kolorektal kanser öyküsü olan kişilerin (özellikle kişi genç yaşta kanser olmuşsa) yakın akrabalarında da bu hastalığa yakalanma olasılığı vardır.

Yazının Devamını Oku

Yaz artık bitiyor şimdi grip mevsimi

25 Eylül 2023
BİR yazı daha geride bırakıyoruz... Şimdi soğuk algınlığı, grip ve nezle mevsimi... Ülkemiz başta olmak üzere Avrupa’da salgın ne zaman başlayacak? Grip aşısı yaptırmalı mıyız? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Yılmaz Bay anlattı:


“Bu yılın ilk grip hastaları İngiltere ve Fransa da görülmeye başladı, görünen o ki çok kısa sürede Türkiye’ye ulaşacak. İlk hastalardan gördüğümüz kadarıyla geçen yıl gibi bu yıl da grip biraz ağır geçecek. 2023-2024 sezonu grip aşıları geldi, uygulamaya başladık.
Bu yıl CDC ve ACİP 6 aydan büyük herkese mevsimsel grip aşı yapılmasını önermektedir. Mevsimsel grip aşısı özellikle gripten korunmak ve aşı olmak isteyen 6 ay üzerindeki herkese yapılabilir. Grip; 21. yüzyılın 2.yarısına yaklaşırken tıptaki bunca ilerlemeye rağmen halen tüm dünyada önlenemeyen salgınlara neden olan tek hastalık. Önümüzdeki günlerin yaygın hastalığı olan grip yılın her mevsiminde görülmekle birlikte, sonbaharın son ayları ve kışın ilk ayları en çok görüldüğü zamanlardır. Erişkinler bu mikropla birçok kez karşılaştıklarından direnç oluşumu daha iyidir. Yine erişkinlerin günün büyük kısmını dışarıda açık havada geçirmesine karşın çocuklar genelde bir odada kapalı kalırlar. Hasta erişkinlerin çocukları öpmeleri de bir başka olumsuz nedendir. Grip salgınlarında en önemli kural korunmadır. Aşırı yorgunluktan ve üşütmeden kaçınmalı, havası kirli ortamdan uzak durulmalıdır.

TEDAVİNİN İLK KOŞULU
Gribe yakalanılmışsa tedavinin birinci koşulu kesin yatak istirahatıdır. Havalandırılmış ve nemlendirilmiş bir odada bulunulmalıdır. Bol sıvı ve besin değeri yüksek gıda ile beslenilmelidir. Ateşe karşı Paracetamol ya da İbuprofen cinsi ateş düşürücüler kullanılabilir. Gribe başka bir bakteriyel hastalık eklenmemişse antibiyotik kullanılmamalıdır. Tedavi kurallarına uyulmazsa; bronşit, zatürre, kulak iltihabı, kalp yetmezliği ve menenjite kadar ilerleyen tablolara neden olabilir. Çocuklarda ateşe bağlı havale gelişebilir.

GRİP AŞISI ÇOK ÖNEMLİ
Artık günümüzde aşı ile korunmak olanaklı hale gelmiştir. Aşıdan sonraki 6 aylık koruyuculuk yüzde 90 dolaylarındadır. Yüzlerce çeşidi olan İnfluenza virüsünün grip salgınına neden olan cinsi her yıl değişmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dünyanın çeşitli bölgelerine yayılmış yüzün üzerinde laboratuvarla sıkı bir iş birliği yaparak, hangi bölgede hangi cins virüsün salgın yapabileceğini önceden saptayabilmekte ve aşı üreten kuruluşlara önceden bunu bildirmektedir. Her yıl suşlar değiştiği için grip aşısı ancak bu yılki virüse karşı koruyucu olmakta, gelecek yılki salgında virüs cins değiştirdiği için bir önceki yılın aşısı etkili olamamaktadır. Aşı uygulanırken üzerindeki tarihe dikkat edilmelidir.

Yazının Devamını Oku

Şaşılık psikolojisi

18 Eylül 2023
GÖRME eksenlerindeki paralelliğin bozulması sonucunda gözlerde gelişen kaymaya şaşılık denir. Toplumda görülme oranı yüzde 5 civarındayken yüzde 2’si hayatın ilk 6 ayında ortaya çıkar. Şaşılık sadece estetik bir bozukluk değil, aynı zamanda görme fonksiyonlarını bozan önemli bir klinik tablodur. Şaşılığın yol açtığı estetik bozukluk kişinin sosyal hayattaki rolünü olumsuz etkileyebilmekte ve hastalarımızda psikolojik sorunlara yol açabilmektedir. Şaşılığın nedenlerini anlatan Kaşkaloğlu Göz Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Üretmen, şunları paylaştı.


“Şaşılıkta esas neden görme eksenlerindeki paralelliğin bozulmasıdır. Bu paralelliğin bozulmasına yol açan birçok faktör vardır. Bu faktörler anatomik (göz ve göz çukurunun yapısı), uyarımsal (beyin ve sinirlerle ilgili), refraktif (kırma kusurları ile ilgili), ailesel veya mekanik olmak üzere ana gruplarda toplanabilir. Örneğin içe kaymalarda kırma kusurları (özellikle hiperopi) en önemli nedendir. Özellikle yaşamın ilk aylarında değişik sistemik sorunlar yaşayan (prematürite, beyin ve solunum sorunları, nöbet geçirme vs.) bebeklerde şaşılık görülme riski artmaktadır.
Erişkinlerde ortaya çıkan ani kaymalarda çeşitli sistemik hastalıklara bağlı (diyabet, hipertansiyon, ateroskleroz vs.) göz dışı kas felçleri önemli yer tutmaktadır.

ÇİFT GÖRME GELİŞİR
Görme eksenlerinin paralelliği bozulduğunda çift görme (diplopi) gelişir. Çocuklarda çift görmeyi önlemek için kayan gözdeki görüntü beyin tarafından silinir ve çift görme önlenir. Ancak bunun sonucunda görme fonksiyonları azalır ve göz tembelliği (ambliyopi) gelişir. Göz tembelliği sadece çocukluk çağında tedavi edilebilmektedir. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi edilmesi gereklidir. Şaşılığın ve göz tembelliğinin erken saptanması için şikâyeti olsun olmasın çocukların 1 yaşından itibaren düzenli olarak göz muayenesi yapılması gereklidir. Bunun yanında şaşılıktan şüphelenildiği anda göz hekimine başvurulmalıdır. Ailesinde şaşılık, ambliyopi (göz tembelliği) veya yüksek numaralı gözlük kullanımı olan çocuklar için risk daha yüksek olduğundan şikayetleri olmasa bile muayene zamanı daha öne alınmalıdır. Erişkinlerde ise gelişen çift görme beyin tarafından önlenemez, mutlaka tıbbi müdahaleye gerek duyulur.

ESASTA ÇOCUKLUK HASTALIĞI
Şaşılıklar genellikle kaymanın yönüne göre sınıflandırılmaktadır. Kaymanın yönü içe, dışa, yukarı, aşağı veya bu yönlerin birleşimi şeklinde olabilir. En sık kayma tipi içe (ezotropya) kaymalardır. Onu dışa kaymalar (ekzotropya) izlemektedir. Şaşılık esas olarak çocukluk çağı hastalığı olduğundan, muayenede göz hekiminin yeterli zamanı, sabrı, dikkati ve tecrübesi bulunmalıdır. Şaşılık olgusunda rutin göz muayenelerine ek olarak özel tanı yöntemleri uygulanmalıdır. Şaşılık olmadığı halde şaşılık izlenimi veren durumlara ‘Yalancı Şaşılık’ adı verilmektedir. Göz kapakları, göz ve yüz yapısı nedeni ile gözlerin pozisyonu yanlış algılanabilir ve şaşılık olduğu düşünülebilir. Dikkatle yapılacak tam bir oftalmolojik muayene ile tanı konulmaktadır.

HER YAŞTA TEDAVİ EDİLEBİLİR

Yazının Devamını Oku

Sağlığımızın tanı tedavi ve takibinde Vegatest Expert Plus

11 Eylül 2023
MODERN tıp alanında gelişen tanı yöntemleri biyomedikal laboratuvar ile görüntüleme yöntemleri acil durumlarda ve klinik seviyede bulgu veren hastalıkların teşhisinde başarılı olurken, preklinik dönemdeki sağlık bozulmaları ve sağlıklı dönemin devamlılığı konusunda bireye özel destekleyici ve önleyici tıbbi yaklaşımların oluşturulmasında geleneksel, tamamlayıcı, fonksiyonel tıp uygulamaları modern tıbba oranla daha etkin oluyor. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulayıcısı Dr. Doğu Yıldırım, bugün vega test yöntemini anlattı.

 


Hastalığa tanı koyduran klinik tanı yöntemlerinden çok önce bireyin sağlık durumu hakkında veri toplamamızı sağlayan Vegatest, organizmanın ilgili test verilerine tepkisinin, deri üzerindeki akupunktur noktasından sorgulandığı BİA Biyoelektriksel Direnç Analiz yöntemidir. EKG, EMG. EEG gibi elektrofizyolojik teşhis yöntemleri arasındadır. Yöntem organlarımızın sağlık durumu iki elektrot arasında test edilen doku-organların elektriksel direnç değeri ile biyolojik fonksiyon kayıplarını erken dönemde fark ederek modern tıp ile geleneksel tamamlayıcı fonksiyonel tıp arasında köprü oluşturur.
Binlerce yıldan beri geleneksel Anadolu-Hint-Çin tıbbı yaklaşımında vücudun sağlığını bozucu içsel ve çevresel etkenleri düzenleme mekanizmalarını dengede tutmak amaçlı tedavi yaklaşımları uygulanıyor. Vegatest expert plus vücudun kendisini iyileştirme engellerini saptanması, hastanın tedaviye uyumunu optimize etmesi ile koruyucu hekimlerin tanı-tedavi ve takibinde öncelikli tercihi olmuştur.

TEST SÜRECİ NASIL OLUYOR
* Biyolojik yaş değerlendirmesi: Takvim yaşından farklı olarak biyolojik yıpranmanın derecesinin tespiti. Gerçek anlamda Anti-aging geriye yaşlanmak belirli bir süre mümkün olabilir.
* Genetik-irsi hastalık yükleri: Diyabet, gut, kalp, hipertansiyon, kanser yükleri

Yazının Devamını Oku