Çocukların umutlarını derin dondurucuda saklasak

Hurrraaaaaa...

Haberin Devamı


3-4 kişilik gruplar halinde çığlık çığlığa, patır patır bir oraya koşuyorlar. Bir buraya. Bir güneye, bir kuzey kutbu yönüne. Tozlar, bulutlar havada karışır. Hepsi de çocuk ve teneffüsteler. Fırıl fırıl ışıklı bir lunaparktaymışsın gibi başını döndürürler. Halbuki ne yangın çıkmış, ne son tren kaçmış. Ne de olimpiyat finalinde kıran kırana bayrak yarışındalar. Demek ki öyle bir enerji taşması var ki bünyelerinde, Etna Volkanı patlıyor kalplerinde. En büyük hedefleri kantinden bir şey almak olsa da (ki genellikle serbest koşu ve hiçbir hedef yok) ille de koşacaklar. Asla yürümeyecekler.
Halbuki biz, yaş aldıkça koşmayı bırakıp yürümeye geçtik. Önce hızlı hızlı ve tempoluydu yürüyüşümüz; Gençliğimizde.
Sonra gittikçe ağırlaştı; 30’ları geçtiğimizde. Ayaklarımızın her bir tanesi 3 gramken 30 kilo çekmeye başladı. Sürükle babam sürükle ayaklarını... Kolaysa sürükle de göreyim... Kelebek ruhlu umudunun peşinde. Bazen tek ayakla yolumuza devam ettik... Seke, seke. Çaktırmasak da, ilerleyen günlerimizde.
Eh be güzelim... Hayat tabii bu. Hayat; seni de, beni de, dedemi de yordu. O mis kokulu güller, paslar ve dikenler serili yollarında... Bırak ayaklarını, kirpiklerin bile 5 ton ağırlaştı. Öyle ya da şöyle bir şey yapabilsek mesela. Yapabilsek de çocukların o güzelim umutlarını en derin donduruculara koyup muhafaza edebilsek. Baktıkça neşeyle koşan çocuklara, yollarda ne ara, neleri kaybettik ve neden kaybettik soruları gelir tabii aklına.
Eyvah gidişat kötü. Bu ağlak, zırlak, kötümser bir yazı olmak üzere sonunda. Ama ne yapayım? Oğlum Cem’in okuluna her geldiğimde, teneffüste cıvıl cıvıl koşuşturan çocukları her gördüğümde şu istatistikler hançer gibi saplanıyor kalbime.
* Dünya üzerine 250 milyon çocuk işçi olarak çalıştırılıyor
* Her gün 5 yaşın altında 22 bin çocuk ÖNLENEBİLİR sebeplerden ölüyor.
* Milyonlarca, milyonlarca çocuk okula gidemiyor, şiddet görüyor, evlendiriliyor, cinsel istismara uğruyor, çocukken çocuk doğurmak zorunda kalıyor.
Taaa Patagonya’da değil, bazen bütün bunlar mahallemizde, komşu evde, hatta belki de kendi evimizin içinde oluyor.
Dünya Çocuk Hakları günü yaklaşıyor. Konuşacağız da konuşacağız. Yine. Sonunda utanmadan şaşıracağız bir de. Bu çocuklar koşmayı neden bıraktı acaba diye?

Yazarın Tüm Yazıları