Barbaros Tapan

Altın Küre’li fantastik evrim

13 Ocak 2024
Alasdair Gray’in aynı adlı romanından uyarlanan “Poor Things” geçen pazar düzenlenen Altın Küre Ödül Töreni’nde müzikal ve komedi dalında ‘en iyi film’ seçildi. Yorgos Lanthimos’un yönettiği film aynı dalda başrol oyuncusu Emma Stone’a da ‘en iyi kadın oyuncu’ ödülünü getirdi. Zeki ve alışılmışın dışında bilim adamı Dr. Godwin Baxter (Willem Dafoe) tarafından hayata döndürülen genç bir kadın Bella Baxter’ın fantastik evrimini anlatan filmi başrol oyuncuları Emma Stone ve Ramy Youssef ile Kelebek için konuştuk.

Emma Stone: Bella tüm zamanların en sevdiğim karakteri

◊ Yorgos Lanthimos ile çalışmaktan çok mutlu görünüyorsunuz. İş birliği yaparken ikinizin de birbirinizdeki en iyiyi ortaya çıkarmak için yaptığı şeyler var mı?

- Bilmiyorum. Sanırım birbirimizi gerçekten seviyoruz. Birbirimizi gerçekten anladığımızı düşünüyorum. İkimiz de birbirimize ve işimize büyük saygı ve hayranlık duyuyoruz. Yorgos’a hem bir yönetmen ve hem de iş arkadaşım olarak tamamen güveniyorum. Bir oyuncu olarak kendini tamamen teslim edebilmek ve hikâyenin ve oyuncunun korunduğunu bilmek o kadar nadir ki. Yorgos ve ben birbirimizle dalga da geçebiliriz, kavga da edebiliriz. Güzel bir ilişkiye sahibiz ki bu inanılmaz bir şey. Neden onunla tekrar tekrar çalışmak istediğimin ve onunla çalışmayı sevmemin sebeplerinden biri de sadece oyunculardan değil, ekipten oluşan bir ortam inşa ediyor. Onunla çalışan ekip her işinde geri gelir çünkü kendilerini daha güvende ve daha yakın hissederler. İşin özü Yorgos benim favorilerinden. En iyisi.

◊ Bella rolü karmaşık. Yetişkin bir kadın bedenine hapsolmuş bir bebek zihni giderek büyüyor, büyüdükçe de liberal ve feminist bir ruhla geleneklerden kendini kurtarmak istiyor. İzlediğim en ilginç karakterlerden biriydi Bella Bexter. Nasıl hazırlandınız role?

- Mümkün olduğu kadar çok yargılamayı ve ayıplamayı ortadan kaldırmaya çalışarak başladım işe. Role hazırlanırken neler yapmalıyımdan ziyade neler yapmamalıyımı düşündüm önce. Fiziksellik ve konuşma şekli üzerinde oldukça kapsamlı çalıştık. Ama her şey bir yana bu rol kendini tamamen rahat bırakmak gibiydi. Bella saflık, neşe ve meraktan ibaret, onda utanma duygusu yok, hayat travması yok. Onu oynamanın en büyük hediyesi bunlardı. Bella sadece keşfetmek duygusuyla yaşıyor. Rolle ilgili aklımda olan en büyük kısımda zaten buydu.

◊ Film aslında Bella’nın entelektüel, duygusal ve cinsel açıdan uyanışını da konu alıyor. Bütün bunlar olurken sürekli erkeklerin direnişiyle karşılaşıyor. Bu konu hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?

- Hikâyeyi Bella’nın erkeklerle karşı karşıya gelmesi olarak görmedim. Bence hikâye Bella’nın hayatın ve dünyanın tüm farklı yönlerine, farklı şehirlere, farklı ortamlara dair deneyimi. Onun erkeklerle ilişki içindeyken hayatın nasıl geçtiğini düşündüğünü sanmıyorum. Ayrıca tüm erkek karakterler kendi açılarından büyüleyici ve kendi içlerinde farklı katmanları var. O erkekler de farklı Bella deneyimleri yaşıyorlar. Onların Bella’ya sundukları, öğrettikleri ve Bella’nın onlara öğrettikleri farklı farklı şeyler.

Yazının Devamını Oku

ALTIN KÜRE’DE NELER YAŞANDI

10 Ocak 2024
Hollywood Yabancı Basın Birliği (HFPA) tarafından düzenlenen Altın Küre Ödülleri geçen gece Los Angeles’taki Beverly Hills Hilton Otel’de sahiplerini buldu. Filmlerde “Barbenheimer”, dizilerde ise “Succession” geceye damga vurdu. Barbaros Tapan arka planda neler yaşandığını yazdı.

TAYLOR’I KIZDIRDI

Altın Küre’nin bu yılki sunuculuğunu ünlü Amerikalı komedyen Jo Koy üstlendi. Ödüllerde ‘Taylor Swift: The Eras Tour’ ile ‘Sinema ve Gişe Başarısı’ dalında aday gösterilen Taylor Swift, Koy’un şakalarındaki hedef oldu. Jo Koy, “Hoş geldiniz. Altın Küre ile NFL arasındaki en büyük fark; Altın Küre’de Taylor Swift’in daha az kamera çekimi olması” dedi.

Komedyen, bu şaka ile Swift’in Amerikan futbolcusu sevgilisi Travis Kelce’i desteklemek için sık sık maçlara gitmesine ve bu sırada kameraların ünlü şarkıcıya yoğunlaşmasına atıfta bulundu.

Swift, erkek arkadaşının maçlarını izlerken kameraların kendisine yönelmesi nedeniyle sporseverlerin gündeminde yer alıyordu.

Şarkıcı, Jo Koy’un şakasından sonra içkisinden bir yudum aldı ve tebessüm bile etmeden sert bir bakış attı. Taylor Swift geçen yıl Time dergisi tarafından “Yılın İnsanı” seçilmiş ve sevgilisi Travis Kelce hakkında “Sadece Travis’i desteklemek için oradayım. Beni çok fazla gösterdikleri için futbol tutkunu babaları kızdırdığımın farkında değilim” demişti.

DEDİKODU ANLARI 

Geceye damgasını vuran bir başka an ise Selena Gomez ve Taylor Swift’in dedikodu anlarının görüntülenmesiydi. Taylor Swift, Selena Gomez ve Keleigh Sperry, son derece hareketli bir konuşma yaptı. Gomez’in Timothee Chalamet ile fotoğraf çektirmek istediğini, ancak sevgilisi Kylie Jenner’ın izin vermediğini anlattığı ortaya çıktı. Gomez’in “Timothee ile mi” diye soran arkadaşlarına başını salladığı videoda sözleri net bir şekilde işitildi. Selena Gomez ve Timothee Chalamet 2018 yılında Woody Allen filmi “A Rainy Day In New York”ta sevgili rolünde oynamışlardı.

Yazının Devamını Oku

Doğal çekiciliğe sahip birileri her zaman vardır

6 Ocak 2024
Emerald Fennell’in hem senaryosunu yazdığı hem de yönetmen koltuğunda oturduğu “Saltburn” filminde başrolleri Barry Keoghan ve Jacob Elordi paylaştı. Bu İngiliz draması, Oxford Üniversitesi’nde kendini dışlanmış hisseden Oliver Quick’in yaz tatili için onu ailesinin göz kamaştırıcı evine davet eden aristokrat Felix Catton’un dünyasını altüst etmesini konu alıyor. Konusu, yarattığı atmosfer, cesur sahneleri ve oyuncularıyla geçen yılın çok konuşulan filmlerinden “Saltburn”ü başrol oyuncuları Barry Keoghan ve Jacob Elordi ile konuştuk.

Felix karakteri çok karizmatik... Onun gibi çekiciliğiyle insanları etkileyen birileriyle karşılaştınız mı?

- Barry Keoghan: Herkesin etkilendiği bir veya iki figür mutlaka vardır. Herhangi bir şey söylemelerine bile gerek olmayan ama sahip oldukları enerjiyle insanları mıknatıs gibi çeken tipler. Ben Barry olarak aslında karakterim Oliver’a benziyorum, yaptıklarıyla benzer olduğumuzu söylemiyorum. Meraklı biriyim.

Sizce ne yapıyorlar da insanlar kelimenin tam anlamıyla onlara doğru çekiliyor ve neden onların etrafında olmak istiyor?

Barry Keoghan: Galiba bu aura! Mesela biz öyle olmaya çalışırsak üzerimizde tuhaf görünür. İnsanlar ‘Ne yapıyorsun? Neden cool olmaya çalışıyorsun’ der bence...

Jacob Elordi: Aynı duyguyu paylaşıyorum. Okulda her zaman diğerlerinden etkileyici olan biri ya da birileri vardır. O tipler sporda iyidir, iyi konuşurlar. İsimleri de cool olur, mesela William... Her zaman en iyi saç stiline sahiptirler. Spor yaparken girdiğimiz formalar onların üzerinde daha güzel duruyordur.

Barry Keoghan: Terlemezler miydi?

Jacob Elordi:

Yazının Devamını Oku

Kraliyet ailesinin genç yıldızları

31 Aralık 2023
Prens William, Prens Harry ve Kate Middleton’un damgasını vurduğu “The Crown”un son sezonu genç kraliyet mensuplarının ilişkilerini, görev baskılarını ve karşılaştıkları zorlukları keşfediyor. Barbaros Tapan, dünyada ilgiyle izlenen dizide Kate, William ve Harry’yi oynayan genç aktörler Meg Bellamy, Ed McVey ve Luther Ford ile Kelebek için konuştu.

 Kadroya seçildiğinizi ilk öğrendiğinizde nasıl hissettiğinizi bizimle paylaşır mısınız?

- Meg Bellamy: Şövalye gibi hissettim. Yani aslında çok fazla şey hissettim. Çok uzun inişli çıkışlı bir süreçti. Tüm oyuncular ve teknik ekiple kimya testleri, kendimizi kayıt yaptığımız kasetler ve birebir seçmeler... Bir sürü aşamadan geçtik... Çok uzun bir yolculuktu. Rolü alınca çok heyecanlandım ve korktum, inanılmazdı.

- Ed McVey: Seçmeler uzun bir süreçti, gerçi son üç hafta benim için oldukça sakin geçmişti. Ah, çok yaklaştım ama sanırım son engelde düştüm ve olmadı gibi hissettiğim günlerdi. Seçildiğiniz o telefonu aldığınızda önce daha çok bir rahatlama oluyor. Fakat zaman geçtikçe, heyecanı, korkuyu, kelebekleri hissediyorsunuz ve sonra her şey gerçekten başlıyor.

Çok uzun ve zorlu geçen seçme aşamalarından sonra rolü aldığınızı öğrendiniz... Peki bir sonraki adım neydi?

- Meg Bellamy: Öğrendiğimde işteydim. Kimseye söyleyemezdim, o yüzden konuşmayı otoparkta kutuları boşalttıkları teslimat bölümünde yapmıştım. Sonra Legoland’de (eğlence parkı) işime geri döndüm. Orada çalışıyordum. Misafirler kuyruktaydı, ben işi almıştım ama onları umursuyormuş gibi davranmam gerekiyordu. Tamamen şokta, delirmiş gibiydim. Çok çok tuhaf, ne yapacağımı bilemedim.

- Ed McVey: Seçimlerdeki sonraki aşamaya oldukça hızlı bir şekilde geçtik. Araştırma ekibi geldi ve her şey gerçekten başladı.

- Luther Ford: “The Crown”un çok büyük bir araştırma ekibi var. Belgeseller, makaleler, kitaplar konuyla alakalı her şey size sağlanıyor. Ayrıca hareket koçu Polly Bennett, diyalog koçu William Coniker ile çalışmaya başlıyorsunuz. Yani işin içine pek çok kişi giriyor.

HARRY’NİN İLK GEYİK AVI RİTÜELİ İLGİNÇTİ

Yazının Devamını Oku

Her zaman mükemmel olmaya çalış

24 Aralık 2023
Ben Affleck, basketbol efsanesi Michael Jordan ve Nike arasındaki ortaklıkla üretilen efsanevi spor ayakkabıları Air Jordan’ın hikâyesini anlatan “Air” filminin yönetmenliğini üstlendi. Affleck filmde aynı zamanda Nike’ın kurucu ortağı Philip Knight’ı da oynadı. Senarist Alex Convery’nin hikâyeyi kaleme aldığı “Air”de Michael Jordan’ı Nike’a dahil eden pazarlama yöneticisi Sony Vaccaro’yu ise Matt Damon canlandırdı. Dünyaca ünlü aktör Ben Affleck, hem filmi hem 42 yıllık dostu Matt Damon’la çalışmasını hem de kariyeri hakkında merak edilenleri Hürriyet Kelebek okurları için anlattı.

 Alex Convery’in senaryosunu okuduktan sonra sizi ‘bu filmi benim yönetmem gerekiyor’ düşüncesine sevk eden ne oldu?

- Az çok bildiğim bir hikâyeydi. Senaryoyu okuduktan sonra Michael Jordan’la bizzat görüşme fırsatı bulduğum için de şanslıydım. Bana hikâyeyi kendi de anlattı ve zaman verdi. Bu konuşma gerçekten hikâyeye çok şey ekledi. Michael’a “eğer filmi yapmamı istemiyorsan unut gitsin” dedim. “Hayır, istiyorum” dedi. “Air” filmi Michael Jordan ve onun hayatı hakkında bir hikâye. Filmdeki her şeyin Michael Jordan için önemli noktalarla tutarlı olduğundan emin olmalıydım. O çok ciddi, çok heybetli bir adam... Filmi çok ama çok ciddiye aldı. Konuyla ilgili başkalarının hikâyelerini ya da tanık olmadığı şeyleri anlatmak istemiyordu. Yaklaşımı “Bilmiyorum. Ben orada değildim.  Önemli olan ve benim için anlamlı olan şeyler bunlar” deyip yönlendirdi... Annesi ve birkaç karakter hikâyeye, Jordan’dan dinledikten sonra eklendi.

MATT DAMON 42 YILLIK ARKADAŞIM

 Yıllar sonra Matt Damon’la tekrar çalışmak nasıldı? Bu sefer hem rol arkadaşı hem de yönetmenisiniz...

- Matt her zaman iyi oynayan bir aktör. Bu zaten filminizi farklı bir seviyeye taşıyor. İyi oyuncu, yönetmen için bir hediye. Matt ile çalışmanın diğer hediyesi de arkadaş olmamız. Yaşımı açığa verecek ama Matt 42 yıllık arkadaşım. Birlikte bütün saçmalıkları aştık, geride bıraktık. Birbirini seven iki arkadaşız, çocuklarımız arkadaş... “Neden zamanımızı birlikte çalışarak geçirmiyoruz” dedik. Başladığımızda Matt’in ‘bakalım Ben Affleck yönetmen olarak nasılmış’ tavrını da hissettim.

 Nasıl bir histi bu?

- O bir profesyonel ama unutma biz arkadaşız. Harika bir oyuncu ve role uygundu. Benim yönetmenliğim için birkaç günden sonra güveninin arttığını hissettim. Montaj odasına gittiğimizde onun ‘gerçekten iyi oldu’ dediğini hissedebiliyordum. Bu benim için büyük bir kişisel kariyer anıydı. Matt’in yanında rahattım. Ayrıca Matt iyi iletişim sağlar. “Sorun değil, önemli değil, hadi bi daha yapalım” gibi...

Yazının Devamını Oku

Yapay zekâ beni korkutuyor

17 Aralık 2023
Nicolas Cage, dünya prömiyerini eylül ayında Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yapan “Dream Scenario” (Rüya Senaryo) filminde başrolü üstlendi. Ünlü aktör sürreal komedide bir anda herkesin rüyalarına girmeye başlayan ve sosyal medyada viral olan Profesör Paul Matthews’u oynadı. Önce viral sonra hayatı altüst olan Paul’u canlandıran dünyaca ünlü yıldızla günümüz toplumunun yeni düzeninde sosyal medya ve teknolojinin etkisini konuştuk.

 Oyunculuğunuzun farklı yönlerini gösterdiğiniz bir film “Dream Scenario” (Rüya Senaryo)... Bu filmde oynamanın en güzel yanları neler?

- En güzel yanı filmin adı: Dream Scenario-Rüya Senaryo. En sevdiğim iki kelime bir arada; rüya ve senaryo. Birlikte kulağa çok güzel geliyor. Zaten sonra senaryoyu okuduğumda şimdiye kadar okuduğum en iyi beş senaryodan biri olduğunu düşündüm.

<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=42377323&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>

Diğer 4 senaryo hangileriydi?

- 42 yılı aşkın süredir bu işi yapıyorum, diğerleri “Raising Arizona”, “Leaving Las Vegas”, “Vampire’s Kiss” ve “Adaptation” filmleri... “Dream Scenario”yu okur okumaz ‘bu filmi mutlaka yapmalıyım’ dedim. Paul’u oynayacak yaşam deneyimine sahip olduğumu hissettim. Aslında Paul’e benzemiyorum, Paul gibi konuşmuyorum. Hepsi karakter için yapılan tasarımdı. Son zamanlarda seçtiğim işlerin daha kişisel olmasını istediğimi fark ettim. Önce “Pig” şimdi “Dream Scenario”... Yaşam deneyimini alabileceğim karakterleri oynamak istiyorum. Karakteri yüksek vitese geçirmek, değişik hisler arasında süzülürken gerçek hissi elde etmek için çok fazla rol yapmayı gerektirmeyen işlerde olmak istiyorum. Mesela filmde yayınladığım özür videosu sahnesinde gerçekten öyle hissettim.

Filmin mizah ve gerilim kombinasyonu hakkında ne düşünüyorsunuz?

- En iyi kombinasyon mu bilmiyorum ama en sevdiğim... Eğer korku ve komedi kombinasyonunu doğru bir şekilde yakalayabilirseniz ve hedef tahtasını vurursanız çok lezzetli oluyor. İzleyiciler için çok eğlenceli, benim için de çok eğlenceli...

BEN ÖĞRENCİYİM, HER ZAMAN 

Yazının Devamını Oku

Margot Robbie: Korkunç oynayan bir oyuncu sayesinde bu mesleğimi seçtim

15 Aralık 2023
Ödül sezonunun gelmesiyle filmleri tekrar tekrar izleyip oyuncularla yapılan söyleşilere katıldığım dönem geldi çattı.

Geçtiğimiz haftalarda Margot Robbie’nin de katıldığı “Barbie” filminin gösterimindeydim.

Academy’s Pickford Center’daki gösterim sonrası soru-cevap etkinliği yapıldı.

Margot Robbie ile daha sonra Sunset Bulvarı’ndaki Pendry Hotel’de düzenlenen özel davette de buluştuk.

Ünlü yıldız, oyuncu olmaya nasıl karar verdiğini şöyle anlattı:

“Bu cevabı vermeli miyim bilmiyorum ama dürüst cevap bu ve başka bir şey anlatmak istemiyorum. Kendimi bildim bileli film izlemeyi sevdim. Takıntı derecesinde sinema tutkum vardı. Okul piyeslerinde rol alırdım ve sevdiğim filmleri tekrar tekrar izlerdim.  Avustralya’da oyuncu olmak çok uzak görünüyordu, çünkü orada ortak algı, Amerika’da oyuncu olman gerektiği yönündedir. Bir gün korkunç bir Avustralya yapımı televizyon dizisi izliyordum. Dizide oynayan kız benim yaşlarımdaydı. İzlediğim anları hatırlıyorum, çünkü ‘Allah’ım bu nasıl berbat bir oyunculuk’ diye söyleniyordum. İzlerken ‘Ben daha iyi oynarım’ diyordum. Sonra ‘Birileri bu kıza iş vermiş. Ben o kızdan daha iyi oynayacağıma eminim, o zaman bana da birileri iş verir. Daha iyi oynayan insanlar yapmalı bu işi, o kişilerden biri neden ben olmayayım?’ diye düşündüm. İzlerken korkunç bulduğum o dizi ve kız, beni bu işe yönlendiren en ilham verici şeyler olarak mesleğimi seçmemi sağladı.”

Yıldız başına 1 milyon dolar

Yazının Devamını Oku

Kadının daha başarılı olması erkeklere tehdit gibi geliyor

10 Aralık 2023
Başrollerini son dönemin yıldızı parlayan oyuncularından Phoebe Dynevor ve Alden Ehrenreich’ın paylaştığı psikolojik gerilim filmi “Fair Play” dijital platformda izleyiciyle buluştu. Bir finans firmasında iktidar mücadelesine giren ve gözünü hırs bürümüş bir çiftin karmaşık ilişkisini konu alan filmi, yönetmen ve senarist Chloe Domont ile başrol oyuncuları Phoebe Dynevor ve Alden Ehrenreich anlattı. Chloe Domont “Gerçek şu ki, modern çağda, ileri görüşlü erkeklerin yaşadığı ortamlarda bile erkeğin daha başarılı olması ilişki için bir kazanç ama kadının erkekten daha başarılı olması erkeklere bir tehdit gibi geliyor. Fair Play’de anlatmak istediğim konu buydu” diyor.

 Bu hikâyeyi anlatmaya nasıl karar verdiniz?

- Chloe Domont: Tekrar tekrar yaşadığım bir duygu vardı. Bazı iş fırsatları ve başarıları elde ederken ilk tepkim heyecan ve mutluluk değil korkuydu! Bu his içinde bulunduğum ilişkiden kaynaklanıyordu. Benim yaptığım işte iyi olmam, ilişkide olduğum kişiyi küçük hissettirdiğine dair dile getirilmemiş bir gerilim vardı. Ben de ilişkilerimi korumak için başarımı veya heyecanımı minimumda tutmaya çalışıyordum. Bu, tekrar tekrar fark ettiğim ve yaşadığım bir durumdu. Kökleşmiş güç dinamikleri bugün bile hâlâ üzerimizde etkili. Gerçek şu ki, modern çağda, ileri görüşlü erkeklerin yaşadığı ortamlarda bile erkeğin daha başarılı olması ilişki için bir kazanç ama kadının erkekten daha başarılı olması erkelere bir tehdit gibi geliyor. Fair Play’de anlatmak istediğim konu buydu.

Filmin oyuncularını seçerken nelere dikkat ettiniz?

- Chloe Domont: Emily karakteri için yükselen bir yıldız arıyordum. Aşırı başarılar elde etmemiş ama parlayan bir yıldız arıyordum. Çünkü karakter de öyle, seçtiğim oyuncuyla karakterin paralel olmasını istedim. Ama en önemlisi çok yönlü yetenekli bir oyuncu arıyordum.  Sıcaklık ve savunmasızlıktan korkusuzluk boyutuna geçen bir genç olmasını istedim. Phoebe istediğim çeşitliliğe uygun bir oyuncuydu. Bu biraz da içten gelen bir his galiba, bu rol için uygun olduğunu hissediyordum.Alden’in canlandırdığı rol ise sevecen bir adamdan kıskanç ve karanlık bir karaktere bürünüyordu. Geniş yelpazede bana istediğimi verebilen, karakterin içine girebilen ve bunları yaparken de karakteri çok fazla yargılamayan bir oyuncu arıyordum. Alden’in doğru bir tercih olduğuna inandım.

EŞİNDEN BAŞARILI KADINLARI KONUŞMAYI SEVMİYORUZ

Seyircinin filmden ne çıkartmasını bekliyorsunuz?

- Chloe Domont:

Yazının Devamını Oku