Hamlet’in ölüleriyle mezarlarında, baş başa

Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu özel tasarım bir konteyneri ‘Hamlet’ oyununun mezarlığına çevirmiş. Tek tek girdiğiniz odacıklarda karşınızda oyunun ölüleri beliriyor, gözünüzün içine bakarak size kalplerini açıyorlar. Benzersiz bir deneyim.

Haberin Devamı

Hamlet’in ölüleriyle mezarlarında, baş başa

Canlı sahne deneyimini bitkisel hayata sokan virüse karşı Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu’ndan virüsün kendisi kadar ‘zeki’ bir hamle geldi: Tek seyircili oyun. Bizi tiyatro tarihinin en meşhur ‘ölüleriyle’, mezarlıklarında baş başa getiren bir oyun: ‘Hamlet’in Bütün Ölüleri’.

Oyunun yazarı ve yönetmeni E. Feza Soysal mekânı dönüştürerek koyulmuş işe. İki konteyner, benzersiz bir ‘tiyatro sahnesi’ne dönüşmüş halde Nilüfer Belediyesi’nin önündeki meydana kurulmuş, ilk seyircilerini bekliyordu geçen perşembe. Konteynerin arka kısmı kulis. Ön tarafsa 15’er dakika arayla tek tek alınacağımız, dokuz odacıktan oluşan bir oyun alanı…

Haberin Devamı

Sıram geldiğinde kulaklıklarımı alıp ilk kapıdan giriyorum. Işığı açıp, kulaklığımı takıyorum. Tam önümdeki camın ardında iki ‘mezarcı’; ötede beride kemik, kurukafa parçaları, yorgunluktan bitap halde sohbet ediyor. Evet, bunlar ‘Hamlet’te Ophelia’yı toprağa verirken karşımıza çıkan ‘birinci’ ve ‘ikinci’ mezarcı. Bu kez Shakespeare’in değil, Soysal’ın yazdığı replikler dökülüyor ağızlarından. ‘Hamlet’in bütün ölüleri’ni gömmüş olarak karşımızdalar. Olan biteni değerlendiriyorlar: Ülkenin bekasını, devletin yüce amaçlarını…

Gözlerimin tam içine...

Işık söndüğünde sağdaki odaya geçme vakti geliyor. Artık toprağın altındayım. Karşımda, suretini Selçuk Yöntem’in verdiği bir hayalet görüntüsü... Toprağın üzerinde Hayalet’in yüzü hareket halinde. Bu video tasarımı en çarpıcı detaylardan. Karşımdaki surat uğradığı ihanetten ve intikam istediğinden bahsediyor etkileyici bir sesle… Pürdikkat onu dinlerken bir yandan toprakla örülü odacığımı inceliyorum. Sonraki odada, yere sabitlenmiş tabureme oturduğumda, neredeyse sıfır mesafeyle önümde duran camın arkasında, tüm heybetiyle Polonius çıkıyor karşıma. Ali Düşenkalkar müthiş bir Polonius, heybeti sadece makyajından, kostümünden, sesinden değil, galiba en çok gözlerimin tam içine bakan kocaman bakışlarından geliyor. Seyirciye gözlerini kaçırma fırsatı vermeyen ve karakterle bire bir temas kurma (camı saymazsak) şansı tanıyan bir tasarımın içinde olduğumu tam olarak anlıyorum. Birbirimizi görüyoruz, çok yakınız ve Polonius ‘yanlışlıkla öldürülen bir devlet adamı’ olarak başına gelenleri anlatıyor.

Haberin Devamı

Mezarları sırasıyla, yan odacığa geçerek ziyaret ediyorum. Ophelia delirmediğinden, babası âşık olduğu adam tarafından öldürüldüğü için acı çektiğinden bahsediyor yine gözümün içine bakarak. Leartes onursuzlukla damgalandığı için pişman ama çok geç... Claudius elindeki kanın farkında olduğunu anlatıyor tüm mağrurluğuyla. Gertrude çok az kelimeyle, bakışları ve daracık alandaki devinimleriyle, hissi tenime cama rağmen geçen bir vicdan azabına bürünmüş halde karşımda. Hamlet “Ben intikam olmuştum” diyor, Ophelia’nın ölümüne sebep olmaktan duyduğu acıyı anlatıyor yaralı bir gülümsemeyle… Son odada yeniden Hayalet’leyim. Sanat galerisindeki bir tabloda sureti, video performans formunda: “Araftayım ve sonsuz bir cezaya mahkûm edildim.” Dilinde, intikam arzusunun pişmanlığı…

Haberin Devamı

Dört başı mamur bir Hamlet

Soysal’ın kelimeleri, ölümsüz trajediyi ölülerin kalbinden aktarıyor. Her biri son derece ikna edici oyunculuklarıyla, karşılarına tek tek çıkan izleyiciye kalbini açıyor. Ophelia’nın ‘kokuşmuş düzen’e ve onu piyon gibi öne süren babasına olan öfkesinden dolayı büründüğü ‘delilik formu’ yorumunu yapan feminist eleştiriden farklı olarak acı çeken bir genç kadın olarak resmedilmiş. Bu, oyunda aklıma takılan tek soru işareti.

Özlem Karabay’ın incelikli kostüm, Cem Yılmazer’in benzersiz ışık ve mekân tasarımı, yazar-yönetmenin yenilikçi bakışı ve oyuncuların zorlu performanslar gerektiren yorumlarıyla dört başı mamur bir ‘Hamlet’ izlemiş olarak çıkıyorum son kapıdan. Her seferinde tek tek, toplamda 10 seyirciye oynayacaklar ki müthiş bir emek demek bu. Oyunu farklı şehirlere taşıma planı gündemde. Dijital olarak canlı da seyredilebiliyor. Denk gelince kaçırılmayacak bir deneyim.

Haberin Devamı

Hamlet’in ölüleriyle mezarlarında, baş başa

HAMLET’İN BÜTÜN ÖLÜLERİ
NİLÜFER BELEDİYESİ KENT TİYATROSU

Yazan-yöneten: E. Feza Soysal
Oyuncular: Batuhan Pamukçu, İbrahim Ersoylu, Ali Düşenkalkar, Ayşe Gülerman, Adem Mülazim, Mesut Özsoy, Ebru Kara Dekhli, Mert Tiryaki, Selçuk Yöntem.
Nerede, ne zaman: Nilüfer Belediyesi önünde, her cuma 17.00-19.30 arasında. 15 dakikada bir yeniden başlıyor. Ayda bir, saat 21.00’de bilet.nilufer.bel.tr/canliyayin adresinde dijital olarak izlenebilir.
Süre: 45 dk.
Bilet fiyatı: Tam 20, öğrenci 15 lira. 

Yazarın Tüm Yazıları