Teşekkür sanatı ‘Hygge’ 

‘Mutlu olmak her şeye sahip olmak değil, sahip olduğun kadarını her şey yapabilmektir.’ (Kahraman Tazeoğlu)

Haberin Devamı

Teşekkür sanatı ‘Hygge’

Dünyada mutluluğun başkenti sayılan Danimarkalıların yarattığı bir mutluluk ve teşekkür felsefesi ‘hygge’ (Höge, Huge diye okunur). İskandinav ya da Nordik (Kuzeyli) toplumların, uzun süren karanlık ve soğuk günleri, aileleri, dostları kısacası sevdikleriyle birbirlerine sarılarak ısıttıkları, toplanma, bir arada olma durumuna deniyor ‘hygge’. Basit ama konforlu ortamlarda, sıcacık bir kahve veya çay, anneannenizden kalma yün battaniye, annenizin ördüğü yün çoraplar, etrafına yayılarak oturduğunuz, şömine veya soba, birkaç mum veya gaz lambası aydınlığı yetiyor ama esas hedef teknoloji ve sosyal medyadan uzak, olmazsa olmazı ise hoş sohbet. Hoş sohbet dedim, zira ortamı gerecek konuşmalar, memleket meseleleri, siyaset ya da gıybet yapılmaz. Yarışmacı ego ve kibir gömleklerinizi çıkarıyor, huzur battaniyeleri ve neşeli çoraplarınızı giyinerek oturuyorsunuz. Önce sahip olduklarınız ve bir arada olduğunuz için teşekkür edin, yani şükür, sonra zamanı durdurun. Yemek konuşun, doğa konuşun, kitap konuşun, sevgi konuşun ama aşkla konuşun.
Teşekkür sanatı ‘Hygge’
MUTLULUK SIRRI

Hygge felsefesinde kitapların apayrı bir yeri var. Yalnızken de hygge ortamı hazırlayabiliyorsunuz. Gereken şeyler, rahat bir koltuk, battaniye, kahve veya çay, kalın çorap ve tabii ki sevdiğiniz bir kitap. Hygge ile ilgili burada çok fazla detaya giremedim. Yüzeysel olarak ana düşünceyi verebildim. Bununla ilgili önereceğim ‘Meik Wiking’in ‘Danimarkalıların Mutluluk Sırrı’ isimli kitabını edinin. Hafta sonu nasılsa evdesiniz, okudukça ısınacaksınız.

Teşekkür sanatı ‘Hygge’

ATIŞTIRMALIKLAR

Teyzenizin kurabiyeleri, babaannenizin çörekleri ya da sevdiğiniz bir dostunuzun hazırladığı tatlı-tuzlu atıştırmalıklar olsa şahane olur tabii. Olmadı diyelim, anne, teyze, anneanne özen ve sıcaklığında hazırlanan atıştırmalık önerilerim da var. Kakule Fırın’dan ‘Cinnamon Roll’, Cafe Eclair’den ‘ekler’, Uma Padaria’dan ‘Pastel de nata’, Pone’den ‘Mualla’, İnput’tan ‘acuka’ , Cafe Piaf’tan ‘ekmek üstü atıştırmalık’ isteyebilirsiniz. Instagram sayfalarından siz de inceleyin, canınızın isteyeceği başka şeyler de olabilir. Keyfiniz katlandıkça hyggelig nefis olur.

Teşekkür sanatı ‘Hygge’

CHINA BLOOM

Tam bir hyggelig mekân aslında ‘China Bloom’. Gerek Ümitköy Galleria’da gerekse Maidan’daki yerinde sıcak ve keyifli atmosfer hazırlamışlar. İşinin ehli Uzak Doğu’lu aşçıların özenle hazırladığı, Çin, Japon ve Tayland mutfağından yemekler, akılda kalıcı ve leziz. Bana göre 6. duyu olan yemek sanatının en iyi örneklerini sunduğu, gizemli ve kadim lezzetleri, huzurlu ortamı ve işletme prensibi açısından, Ankara’nın uzak ara en iyisi China Bloom. Ne yazık ki bu aralar bu huzurlu atmosferi soluyamıyoruz. Ancak mutfak açık, sipariş verebiliyor ya da gidip kendiniz alabiliyorsunuz. Uygun fiyatlı 5 çeşit yiyeceğin yer aldığı ‘Bento Menüler’ ilgi çekici ve hygge için de ideal bence.

Teşekkür sanatı ‘Hygge’

CALIFORNIA ROLL SUSHI 

Sushi’yi sevdirmek için ABD’nin Los Angeles şehrinde bir Japon restoranın Japon aşçısı tarafından türetilmiş bir çeşit nefis sushi örneği ‘California Roll’. Karides, yengeç, avokado, salatalık, mayonez ile hazırlandıktan sonra dışı susamla kaplanarak, soya sos, zencefil turşusu ve wasabi (Uzakdoğu hardalı) ile tüketiliyor. Bana da sushiyi sevdiren California Roll, dünyada en fazla tercih edilen sushi olarak da biliniyor. Yediğinizde hissettiğiniz mutluluğun yanınızdakilere de sirayet etmesi kaçınılmaz. Sevdiklerinizle planlayacağınız bir hygge akşamında damağınıza vereceği keyif tüm gecenizi ısıtacaktır. Hedefiniz mutluluksa, sevdikleriniz olmalı. California Roll’u ve China Bloom’u da seveceksiniz.

Yazarın Tüm Yazıları