Piaf (Serçe)

“...Momone, aşk ılıdı mı ya ısıtmak gerekir ya da vazgeçmek. Aşk buzdolabında saklanmaz...”Edith Piaf (Kaldırım Serçesi, Simone Berteaut)

Haberin Devamı

Ne güzel sözdür Edith Piaf’ın söylediği... En doğrusu, en derinden gelir zaten. ‘Duygularımızı hep sıcak tutmak ya da vazgeçmek’ arası yok, olursa samimiyetten uzaktır. Hayatın her bölümüne uyarlanmalı... Ve bence, aşkla yapılan her şey için de geçerli olmalıdır.

Piaf (Serçe)

Karakterli mekânları seviyorum. Mekâna uyarlanan karakter; tarihin derinliklerinden yaşanmışlıklarla bizlere hâlâ ışık tutabiliyorsa, orası hep aydınlık olacaktır. “Non je ne regrette rien” (Hayır, hiçbir şeyden pişman değilim) diyen Edith Piaf dünya tarihine kazınmış önemli bir karakter, ruhumuzu titreten sesiyle, her şeye rağmen ‘sev’ haykırışı, kulaklarımızda hep çınlamalı.

Piaf (Serçe)

* * *
Sancak Mahallesi Konrad Adenauer Caddesi ile 592. Sokak’ın kesişiminde ‘CafePiaf’la iki serçe... İlham Kurucu (Edith Piaf’a benziyor) ve Gülsüm Çınar... Aşkla kurmuşlar ‘Piaf’ı. O kadar belli ki aşkla kurulduğu, zor açılan demir çerçeveli kapısından içeri girdiğinizde, zarif bir kadının zor girilen sıcak kalbine de girdiğinizi anlıyorsunuz. O zarif kalbin içindeki her şey (dekor, yiyecek, içecek vs.) öylesine leziz ki, zerafet size de bulaşıyor. Kaldırım serçesinin derinden okuduğu ‘La Vie en Rose’ (toz pembe hayat) eşliğinde, serçe barista Bengisu, Avrupalı ünlü kahveci ‘Fjord’ çekirdeklerinin ‘Kenya’dan olanını demliyor. İlk defa tadıyordum bu pahalı ama nefis kahveyi, tek kelimeyle ba-yıl-dım. Kapıdan içeri giren serçe Gülsüm’ün elindeki ‘kruvasan tepsisi’ kahvenin kokusunu bastıramasa da görüntüsü de tadı da şahaneydi. ‘Croque Piaf’ ve ‘soğan çorbası’ mutlaka denenmeli. Serçe Chef Dilan’ın ekşi mayalı ekmeklerle hazırladığı ‘ekmek üstü atıştırmalıklar’ yeme de yanında yat cinsten çekici ve her şey olması gerektiği gibi. Piaf’a kanat çırpın...

 

Haberin Devamı

14. ANKARA KİTAP FUARI

“Hayatınızda denge sorunu varsa, etrafınıza dikkatlice bakın; muhtemelen birilerini yanlış yere koymuşsunuzdur”
(Jean Christophe Grange)

Piaf (Serçe)

Taş Meclisi, Siyah Kan, Kızıl Nehirler, Kaiken, Lontano, kitaplarından bazıları. Kimi kastettiğimi anladınız sanırım. Yukarıdaki şahane cümlesiyle başladığım Fransız yazar, 28 Şubat Cuma günü Congresium’da başlayacak 14. Ankara Kitap Fuarı’nın uluslararası onur konuğu olarak Ankara’ya geliyor. Eylül Fuarcılık, kültürün de başkenti Ankara’ya yakışan bir girişimde bulunarak davet ettiği yazarın ülkesi Fransa’da, konuk ülke olacak. Bir başka onur konuğu ise Türk roman ve öykü yazarı ‘Gülten Dayıoğlu’. 4 Mart Saat 15.00’te Everest yayınları standında ben de ‘Nusaybin Kronikleri’ isimli kitabımı imzalayacağım. Keyif, kültür ve bilgi dolu olacağına inandığım Ankara Kitap Fuarı’na mutlaka gelin. Bekliyoruz!

Ç’ENGEL KAFE

Haberin Devamı

“Hayatı paylaşmak için engel yok!”

Piaf (Serçe)

Kızılay, Sakarya Caddesi’ne gidenler, Çankaya Belediyesi’nin kurduğu ‘Ç’engel Kafeyi’ bilir. Burada ‘özel’ olan yediğiniz farklı sos ve içeriklerle hazırlanan leziz tostlar veya içtiğiniz taze demlenmiş çay, kahve değil aslında. Çalışanlar ve yaptıkları servis çok özel. ‘Engelli’ kelimesini kullanmayacağım, birim sorumlusu İlknur hanıma özellikle sordum ‘Farklı gelişim gösteren özel insanlar’ kelimesini sevdim. Onlar hayatı bizimle paylaşmak istiyor, hayata katılmak ve yaşamın sevgiyle yoğrulan tarafını hissetmek istiyor. Onlarla hayatı paylaştıkça, unuttuğumuz duyarlılıklarımızı yeniden uyandırma şansımız olacak. Üzüntülerimizin, kafamızı kurcalayan basit sorunların sevgiye dönüşüne de şahit olacağız. Hayata sıkıca tutunmak, onlardan öğreneceğimiz en önemli duygu. Vazgeçmeyin, Kızılay’a yürüyüşe çıkın, Ç’engel Kafe’ye uğrayın, size çayınızı getiren sevgili Çağlar’ın hayata nasıl çengel atıp tutunduğunu kendi gözlerinizle görün.

FARKLI RENKLER, FARKLI SESLER

Haberin Devamı

“Halk korosu” dedi, koro şefi sevgili ‘Sait Aksu’. İçinde izleyicilerin de iştirak edebileceği ‘deyişler, şiirler, türküler’ var. Farklı özürlere sahip 20 renkli insanın oluşturduğu koroda, tek kolu olmayan ama diğer koluyla ‘kaval’ çalan ‘Fedai Aydın’ var. Göremediği dünyayı, kulağıyla duyup sesiyle adeta resmederek, onun gözüyle görmemizi sağlayan ‘Özge’ ve eşsiz yorumu var. 9 Mart pazartesi günü saat 19.00’da Maltepe’deki Yılmaz Güney sahnesinde gerçekleştirilecek konseri öneriyorum. Konser ücretsiz ama alkış gerek, lütfen katılın, hayatın sadece kendi eksenimizde dönmediğini göreceksiniz.

Piaf (Serçe)

Yazarın Tüm Yazıları