İnsanoğlunun ürettikleri

“İnsan bir fabrika olsaydı, ürettiği tek şey mazeret olurdu.” (La Edri)

Haberin Devamı

Mazeretle birlikte başka şeyler de üretiyor insanoğlu. Başkalarının mutsuzluğunu, kendine mutluluk sayıyor, dedikodu üretiyor mesela. Diğerlerinin hayatına bakarken unuttuğu kendi gerçeklerinin, başkaları için mutluluk kaynağı olabilme ihtimalini de unutuyor. Ürettiği yalanlarla kurduğu dünyasına girenleri etkilediğini düşünürken, asıl etkilenenin kendisi olduğu gerçeğini görmezden geliyor. Başkalarını alçaltarak kendini yüceltmekten aldığı sinsi hazdan vazgeçemiyor insanoğlu, kıskançlık üretiyor, nefret üretiyor, kin üretiyor, acı ve ölüm üretiyor... Hayatın yönünü değiştirdiğini sanarak felsefe ve teoriler üretiyor ama ürettiği bencil felsefenin temeline koymayı unuttuğu ‘paylaşmak’ odaklı sevgi ve saygı eksikliği, sonunda her şeyi allak bullak ediyor... Değil mi?

İnsanoğlunun ürettikleri

BEYPAZARI’NIN LEZZETLERİ

‘Üretim’ derken aklıma Beypazarı’nın gelmesini yadırgamadım. Geçenlerde hafızamı tazelemek için uğradığım Beypazarı’nın ürettiklerine bir kez daha şahit olmanın verdiği şaşkınlığı yaşadım. Hepimizin bildiği gibi, havuç başta olmak üzere envai çeşit sebzenin üretim yeri de Beypazarı. Beypazarı kurusu, köfter, cevizli sucuk, pekmez, tarhana, erişte ve daha sayamadığım geniş bir yelpazeye sahip. Belediye Başkanı sevgili Tuncer Kaplan’ın nazik armağanı el işi gümüş telkari işleme ay-yıldız figürü tanıdıktı. “Bu bizim memleketin işi” derken Mardin’i kastetmiştim. Sevgili başkan Mardin’in gelip Beypazarı’ndan telkari işleme gümüş aldığını söylemesi üzse de Beypazarı’nın bu işi sahiplenmesi adına sevindirmişti.

İnsanoğlunun ürettikleri

MEŞHUR TARİHİ GÜVEÇ FIRINI

Beypazarı ile özdeşleşmiş 1800’lü yıllarda kurulan meşhur tarihi fırında pişen güvecin lezzetinden mahrum kalmak, yılların birikimiyle oluşan geleneklerin de lezzetinden mahrum kalmak demek. İki katlı fırının alt katında yanan meşe odununun ısıttığı taşların üst kata yerleştirilen güveçleri, saatler boyu demleyerek pişirdiği kuzu eti ve pirincin tadına doyacağınızı düşünüyorsanız yanıldınız. Ankara’da olmanız önemli değil, gidip kendiniz almak kaydıyla, bir gün önce haber verirseniz geceden fırına sürüyorlar, ertesi gün iftara yetişiyor.

İnsanoğlunun ürettikleri

AKŞAM ATIŞTIRMALIĞI ‘KİMZAN’

Çemen otu, farklı baharatlar ve sebze katkısıyla hazırlanırken, içine katılan Beypazarı’na has ‘Mumbar’ denen kuru sucukla birlikte bir gün süreyle dinlendirilen ‘Kimzan’ ekmeğe sürülüp yeniyor. Akşamüstü atıştırmalığı olarak geçse de son günlerde yerel halk ‘koronasavar’ tabirini de kullanıyor. Koronayı çemen otunun keskin kokusu mu uzaklaştırıyor bilinmez ama sağlığa faydalı olduğu herkesçe biliniyor. Tadına bakmak isterseniz, meydandaki Hanlarönü Kahvesi’nde Ruhiye hanıma uğrayın, ‘havuçlu baklava’ ve doğal pekmezden pişirdiği ‘köfterlik’ isimli tatlısı da nefis.

İnsanoğlunun ürettikleri

CİMCİK VE YOĞURTLU PİDE

Dikdörtgen kesilen küçük hamur parçalarının ortadan çimdiklenmesiyle hazırlanan Beypazarı’na has doğal makarna çeşidi ‘cimcik’. Şehrin renkli kişiliklerinden bin bir çeşit üretimleriyle bilinen Adil Değirmencioğlu’nun lokantasında ‘cimcik’i yoğurtla üzerine yayılan tereyağında kavrulmuş kıymayla tattım ve bayıldım. Bazlama hamurundan açılan yoğurtlu pide ise tam sahura uygun kıvamıyla ramazanı şenlendirecek cinsten leziz. Gitmişken paket almak için Adil beye uğrayın, yemekler de sohbet de güzel.

İnsanoğlunun ürettikleri

ENGİNAR YAPRAĞI DOLMASI

İzmir’den Güneş hocanın yolladığı çok fazla bilinmeyen ‘enginar yaprağı dolması’ tarifini hazırlamak, sizi iftar saatine kadar oyalayacak, piştikten sonra da sofraya anlam katacak cinsten keyifli bir etkinlik olacak. Pazardan aldığınız 4-5 baş enginarın en üstteki kartlaşmış yapraklarını ayıklayın. Altta kalan körpe yaprakları saptan ayırırken yırtılmamasına dikkat edin. Bol suyla yıkadıktan sonra süzülmeye bırakın. Enginarları tabak halde soyduktan sonra küp küp doğrayın. Tercihinize göre 1-1.5 kg kuzu gerdanı, etler kemiklerden ayrılana kadar bol suyla haşlayın. Küp enginarları azıcık et suyuyla yarım haşladıktan sonra, kemiklerinden ayıkladığınız etleri de katarak bol zeytinyağında, küp kuru soğan ve 2 su bardağı pirinçle birlikte iyice kavurun. Minik doğradığınız yeşil soğan ve dereotunu kavurduğunuz harca ilave edin, tuz, karabiberle iyice karıştırın. Suyu süzülmüş enginar yapraklarının birine harcı koyup üzerine diğerini midye şekli gibi kapatıp, yayvan tencere dolana kadar birkaç kat dizin. Kapağı kapatmadan, üzerine ağırlık (pişirme taşı) koyup 4 bardak et suyunu ilave edin. 45 dakika harlı, 30 dakika kısık ateşte pişirin. Yaprakların sadece dip tarafındaki yumuşak yerler yeniyor, bilginiz olsun. Tutturursanız şahane, tutturamazsanız bahane çok. Hayırlı ramazanlar.

Yazarın Tüm Yazıları