Bir kahve molası verelim mi?

Aldanmaz kahvenin kara rengine / Benzemez hiç gecenin zifirine / Bu yüzden mutluluk çöker yüreğine / Dost, dosta ikram ettiğinde... demiş Necdet Cemal Ocak.

Haberin Devamı

Hatırına şiirler yazılan Türk kahvesi, kültürümüzde kapıdan giren misafirin yorgunluğunu alsın, ağız tadı versin diye bekletilmeden ikram edilir. Ve bu ikramın tam kırk yıllık hatırı  olduğu söylenir.

Biliyor musunuz? Adına şiirler, şarkılar, kitaplar yazılan, dergi çıkartılan ve internet siteleri olan kahve; Kanuni Sultan Süleyman döneminde gelmiş yurdumuza. Kısa zamanda da çok sevilmiş. İşin ilginç tarafı, bizim topraklarda yetişmemesine rağmen öyle bir imza atmışız ki tüm dünyada pişiriliş tarzıyla"Türk Kahvesi" olarak anılmış.

Kahve, içecek olarak kullanılmasının yanı sıra besleyici ve tok tutucu  özelliğinden dolayı  ekmek yapımında da kullanılmış.

Sadece damak lezzeti, tok tutucu özelliği değil, kendine özgü ritüelleri de Türk kahvesini özel kılar. Mesela tiryakisine ağır ateşte 15-20 dakika pişirilmelidir. Yanına da bir tatlı ve su mutlaka konulmalıdır. Günümüz teknolojisi, Türk Kahvesi'nin makinesini çıkararak ağır ateş olayını rafa kaldırsa da halen geleneği sürdürenler var. Tabii en esaslısı közde pişirilmesidir.

Haberin Devamı

Kahve ikramının başlıca kurallarından biri kaç kişiye ikram ederseniz edin tepside  iki kişilik fincan olmasıdır. 

Bir kahve molası verelim mi

Eskiden  Türk kahvesi şekersiz olurdu. Şekerli kahve yerine kahve öncesinde veya sonrasında tatlı bir şey yemek veya içmek geleneği vardı (Reçel, şekerleme veya lokum gibi). Bugün kahveler şekerli pişirilse de bu gelenek devam etmektedir. 

Bir kahve molası verelim mi

Su ikram edilmesinin sebebi ise; Misafir suyu önce içerse aç olduğu anlamına gelirdi, sonra içmesi ise ağızda telve kalmaması içindi. Yalnız uyaralım bu gelenek devam etmiyor, karnınız açsa önce su içmeniz karşı taraf için bir anlam ifade etmeyebilir.

Türk kahvesi; kız isteme merasimlerimizin vazgeçilmesidir. Damat kahvesine tuz atmak da adetlerimizdendir. Her ne kadar günümüzde tuzun yanına acı pul biber eklenip damat adayının gelin adayına sevgisini ölçmek için yapılsa da; aslında kahveye pul biber koymak, kız tarafının erkek tarafına kibarca red cevabıdır.

Haberin Devamı

Kahveye atılan tuz miktarının da bir mesajı vardır aslen, şayet  gelin adayı kız kahveye  tuzu çok atarsa bu "Seni sevmiyorum." demektir.

Tuz orta derecede atılmış  ise bu "Olabilir ama kararsızım." demektir.

Tuz az miktarda atılmış ise de "Ben de istiyorum." demektir.

Kahve fincanları ise ayrı bir dünya. Tutkunları, kolleksiyonerleri var. İstanbul’da bulunan Mısır Çarşısı'na yolunuz düşerse Sezen ailesine ait  Galeri Set’e uğramanızı tavsiye ederim.

Biz uğradık ve fincan geleneğiyle ilgili kısa bir yolculuğa çıktık. Neler mi öğrendik? Hadi biraz kopya vereyim;

Osmanlı döneminde, Topkapı Sarayı'nda kullanılan kahve fincanları ilk olarak altı geniş üstü dar olarak üretilmiş, sebebi köpüğün son yuduma kadar kaybolmaması. 

Haberin Devamı

"Yumurta kabuğu" inceliğinde olması gerekiyor bunun sebebi ise çabuk soğumaması.

Fincanın kulbunda dahi incelik var, eğimli olması gerekiyor. Eğimli olursa tutulması daha rahat oluyor çünkü.

Bunlar Türk kahve fincanının karakteristik özellikleri. Renklerin de anlamı var. Osmanlı’da ilk olarak görülen renkler pembe ve mavidir.

Daha  sonra mercan kırmızısı kullanılmıştır, bu gücü temsil etmektedir, sonrasında  kullanılan lacivert ise hükümdarlık anlamındadır.

Yeşil renk hilafeti, sarı ise çöküşü simgelemektedir. Sezen ailesi Osmanlı dönemine ait bu özellikleri fincanlara yansıtarak geleneği yaşatıyor.

Bir kahve molası verelim mi

Fincanlar, Topkapı Saray'ından Dolmabahçe'ye geçildiğinde form değiştiriyor. Hümayun’un başına geçen ecnebi ustalar, fincanların altını dar üstünü geniş olarak tasarlıyorlar.

Haberin Devamı

19. yy'a geçildiğinde renklerde yine bir değişim oluyor. Abdülhamit döneminde ise  üzerinde "ayn" ve "ha" harfini bulunan fincanı sadece kendisi ve eşi kullanabiliyor evladları dahil kullanamıyor.

Bir kahve molası verelim mi

Kahve, sadece ülkemizde değil tüm dünyada o kadar çok sevilmiştir ki petrolden sonra en önemli  ticari ürün haline gelmiştir. 70 ülkede üretilse de en önemli üretici Brezilya ve tüketici de ABD'dir.

Ve son olarak pek bilinmese de, 29 Eylül Dünya Kahve günü olarak kutlanmaktadır. 

 Fotoğraflar için Banu Çakır Açıkgöz'e, katkısı için Elif Neşe’ye  teşekkür ederim. 

Yazarın Tüm Yazıları