Bülent Hanım’ın cenaze şıklığı

Bülent Hanım normal hayatta ve televizyonda bir şov kadını olarak prima...

Haberin Devamı

İşi gerçekten çok iyi biliyor.
Onun giydiklerini kimsenin onun gibi taşıyabilmesi mümkün değil.
Buraya kadar kendisine söz söylemem, eleştirmem de mümkün değil.
Ayrıca o kadının bu derece güçlü olmasını da takdir
ediyorum.
Bu derece ayakta kalabilmesini, yasaklar zamanını atlatabilmesini hatta canlı yayınımda, kendi programımda bizzat kendisine de söylemiştim. “Bravo nasıl güzel bir tespit” diye beni onaylamıştı.
Gönlü büyük de bir hatun ama geçen günkü cenazede beni şaşırttı.
Ah be dedim nasıl düştü bu hataya?
Başkası böyle geleydi oraya, tutardı sanki saçından başından, “Ayol şeytan kılığında mı geldin milleti korkutmaya!” derdi.
Ya da bir karakter misin, bir diziden, çizgi filmden fırlama diye haşlardı bir güzel...
Çekil gözüm görmesin, atıverin bunu dışarıya diye azarlardı.
Markayı sorun hepsini bilir Ersoy, çoğu modacıdan fazla.
Madem iş, saygıydı gidene, şıklıktı, keşke siyah bir takım giyseydi.
İmkânı var, Dior ya da Chanel mesela. Pantolon ceket ya da etek ceket, hoş bir siyah ipek eşarp, siyah gözlükler...
Gerçi eşarbı hoştu, ona diyecek sözüm yok.
Şapka seçimine gelince, daha çerçevesi küçük yine siyah, Fransız ama özellikle İngiliz bir şey seçilebilirdi.
Böylelikle hem şık olur hem de cenazede, vefat edenden de vefat edenin acılı ailesinden de daha çok ilgi çekmezdi.
Ama belki de vefat eden üstadın adının çok yere yazılmasını istedi, bir taktik yaptı böylelikle...
Cenazelerde toplanır ya millet.
Aaa Ayşe nasılsın, Fatma sen nerelerdeydin muhabbetlerine sinir oluyorum.
Uzun zamandır birbirini görmeyen tanıdıkların buluşma yeri midir cami avluları...
Cenazeye saygı bizim kültürümüzde vardır ya ne çabuk unuttunuz.
Orada toplanıp dedikodu yapacağınıza ölenin ardından bir Fatiha okuyun be günahtır...

Haberin Devamı


Fatih Ürek’im iyi yahu

Kızıyorum hatta sinir oluyorum bazı gazetelerin abuk sabuk bilgisiz paparazzilik haberlerine.
Bir araştır bir sor yahu.
Bu sabah yine bir gazete, hem de çok önemli bir gazete. Manşet...
Fatih Ürek’in durumu kritik...
Aradın da konuştun mu, sordun mu?
Nereden aldın bu bilgiyi?
Ben biliyorum her şey normal.
Benim yüreğimi hoplatmaya ne hakkın var?
Beni diyorum, ben arkadaşıyım ya akrabaları?
Ben yazıyorum gerçekleri. İlk ağızdan...
Fatih 40 gün önce şeker hastalığı nedeniyle tüp mide operasyonu geçirdi.
Fakat bu operasyonun komplikasyonlarından biri olan mide kaçağı durumu maalesef cereyan etti.
Bu kaçağı kontrol etmek ve tamamen kapatmak için de bir süre haliyle tedavi altına alındı.
Şu anki durumu gayet iyi hatta bu süre zarfında 25 kilo verdi ve şeker durumu da kontrol altına alındı.
Zaten Fatih kilolarından şikayetçiydi ve fazla yemesi şeker hastalığını tetikliyordu.
Ayşe dedi, “Tabi ki bu süreç kolay geçmedi ama gazetelerin yazdığı gibi vahim durumlar yaşanmadı. Sen biliyorsun, her an telefonda konuşmadık mı arkadaşım?”
Şu an evde bakım yapılıyor, keyifli bir dinlenmece ve yaza hazırlık.
Yazın yine eller havadayız.
Zaten yazlar sensiz geçmez Fatih’im.
Hadi hadi hadi heeeeeee.

Yazarın Tüm Yazıları