Atatürk’üme mektup...

 Sevgili Ata’m...

Haberin Devamı


Sen gittin gideli buralarda çok şey değişti.
Bizler; senin emanetçilerin, ülkeyi kurda kuşa yem olmaması, daha doğrusu kötü niyetli insanlara bırakmamak adına bağrınıp duruyoruz.
Kurt kuş yazdım, yanlış yaptım, hayvan severiz biz.
Sen de severdin, keşke işimiz kurda kuşa kalsaydı.
Bizlerin artık birbirimize yanlış yaptığımızda, kelimeler yetmediğinde uzatacak bir zeytin dalımız bile kalmadı.
Yakında kuşlarımız da kalmaz...
Senin annene, manevi kızına da dil uzattılar.
Hakaretler, aşağılamalar, küfürler...
İçim sızladı be Ata’m.
Boğazım düğümlendi.
Artık sinir olmak, kızmak, öfkeden deliye dönmek hafif kalıyor.
Bu aşağılık yaratıklara, bu şuursuz insanlara ne desem ki?
En acısı da senin sayende, senin verdiğin haklarla sana ve ailene dil uzatılıyor ya ona kahroluyorum Ata’m.
Allah’a havale ediyorum onları.
Rabbim biliyor içimizi, acımızı ve sana yapılan bu haksızlığın hesabını da ancak o soracak.
Bizim yapacağımız, sana saygı ve bizlere verdiğin haklar için minnet duymak, bu güzel vatan için teşekkür etmek, senin yolundan gidecek nesiller yetiştirmek...
Elimizden gelen tek şey, Atatürkçü çocuklar yetiştirmek, hepsi bu...

Haberin Devamı

Ne güzel bir çocuksun sen Kadir...

Siz Kadir’i tanıyor musunuz? Ben size tanıtayım.
Kadir Dalkıran 18 yaşında bir Roman çocuğu.
Yalova’da bir gecekonduda ailesiyle yaşıyor. Ama ne yaşamak! 4 kardeşi, anne ve babasıyla karton toplayarak ailesinin geçimine katkıda bulunuyor.
Güleç yüzlü bir delikanlı.
Gülümsemesi mahcup, çekingen ama sımsıcak. Onu ekranda görünce sımsıkı sarılmak istedim.
18 yaşındaki Kadir Dalkıran, yaklaşık 4 yıl önce başladığı karma dövüş sanatlarında Dünya Şampiyonu oldu.
4 yıldır karton toplama bittikten sonra spor salonuna gidip müsabakalara hazırlanıyor.
Spora 14 yaşında tesadüfen gördüğü bir tabelayla başlamış.
Bakın nasıl olmuş bu iş, kendisi anlatıyor:
“Bir gün karton topladığım sırada spor salonunun üzerindeki ‘dövüş sporları’ tabelasını gördüm. Salondan içeri girdim. Atmosfer beni çok etkiledi. Oradakilerin birbiriyle mücadeleleri, teknik hareketleri ilgimi çekti. Antrenörle görüştüm. Ardından yapılan elemelerden sonra kulübe girdim. Sabah 09.00’dan akşam 18.00’e kadar karton topluyorum. Daha sonra da spor salonuna geliyorum. Standart iki saat antrenman var, ama tek başıma olduğumda 3-4 saat çalışıyorum. Bu sporu yapacağıma inandığım için çok çalışıyorum. Ailem başta çok yorulduğum için spora gitmeme kızıyordu. Zamanla alıştılar.”
Mahallesindeki çocuklara örnek olmak istediğini belirtiyor ve “Benim yaşımdakiler genellikle karton toplar. Kötü alışkanlıkları olanlar var. Benim başarım onlara da mesaj veriyor. Onlara örnek olup hayatlarında bir etki bırakmak istiyorum. Örnek olmak için çalışıyorum” diyor Kadir.
Ne güzel bir çocuksun sen Kadir, helal olsun sana...

Yazarın Tüm Yazıları