Ankara’daki köpek cinayeti, vahşeti

Bahsetmiştim az çok, terrier köpekler öldürülüp denize atıldığında...

Haberin Devamı

Terrierlere olan oldu; ne araştırma, saça maça rağmen ne DNA, ne o, ne bu.
Uğraştım, olmadı, işte hemen ardından Ankara’da bir köpek katliamını yazdım.
O zaman elimde tek bir e-posta vardı.
Şimdi her şey var.
Susmayacağım.
Can, bu can. Bir köpeğin canı, benim kızımın, en sevdiğimin canı kadar değerli.
Çok dört ayaklımız oldu evimizde, hayvan demek zor geliyor bana.
Analı kızlı oldular, babalı oğullu çoğaldılar yanı başımızda. Çoğu öldü. Şükür ki yaştan, doğal hallerden...
Ama aileden ayrılıkları (ölümleri) çok koydu bizlere.
Bazen düşünürüm bir köpek, bir kedi kadar duyarlı olamayışımızı.

ŞİMDİ SİZLERİ ŞOKA SOKACAK ANKARA’DAKİ CİNAYETİ YAZACAĞIM.


Tehditlerin karşısında ben duracağım. Avukat işini de biz hallettik. Av. Merve Gürcan ve ben işi bitirdik, adalet yerini bulsun yeter dedik.
Tanık tehditlerden öyle korkmuş ki avukat aradığında numarayı tanımadığı için açmamış bile, sonra ben söyleyince açtı. Bu bile tehditlerden ne kadar korktuğunun, mağdur olduğunun kanıtı gerçekten.
Haaa ben bu olayda yürürken acaba dedim destek gelir mi, Merve’nin yönlendirmesiyle İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Hülya Yalçın’a ulaştım.
Onlar da destek vereceklerini ilettiler, sağ olsunlar.
Neyse bizim işimiz çok.
Katledildi köpeğimiz.
Bu iş uzayacak, uzatacağım da.
Aşağıda tanık. Artık o da tehdit yemeyecek, avukatımız Merve Gürcan onu savunacak.
Tanık Murat U.’nun ağzından dinleyin bir de...
“Ankara, Bala Yolu, Tol Köyü’nde bulunan ... alçı tesislerinde plaka bölümü paketleme görevlisi olarak çalışıyorum. 27.01.2015 gecesi her zamanki rutin vardiyam olan 24.00-08.00’de çalışırken sabaha karşı dışarı çıktım.
Bu esnada her zaman fabrika alanında tasmalı olarak dolaşan ve olay gününe kadar kimseye en ufak bir zararı olmayan çoban köpeğinin tavuk ve ördekleri kovaladığını gördüm ama yaralayıp zarar vereceği aklıma gelmedi.
İşim gereği içeri girdim. Bir süre sonra tekrar dışarı çıktığımda köpeğin ördeklerden birini yaraladığını gördüm. Baktım tasması yoktu.
Ördeği alıp biraz olsun korkusunun geçmesini sağlamaya çalıştık, o sırada vardiya değişimi olduğu için üstümü değiştirip servise bineceğim alana gittim.
Servis bölgesinde beklerken arkadaşlarla, servis şoförü O. elinde pompalı silahla alanda yatan köpeğe yöneldi.
Bir el ateş etti ama vuramadı, ilk önce korkutmak için ateş etti diye düşünürken yanından kuyruk sallayarak geçen köpeğe yakın mesafeden bir el daha ateş etti.
Şaşkınlığım geçtikten sonra fotoğraflarını çektim ve herkesin duyacağı şekilde ben sizleri şikâyet edeceğim dedim.
O sırada benimle servis bekleyenler de olaya şahit oldular.
Sonrasında serviste hayvan haklarını aradım ancak ulaşamadım.
Buradan yanıt alamayınca 155’i aradım, buradaki memur arkadaş jandarmaya yönlendirdi. Oradan da Bala jandarmaya yönlendirildim, olayı anlattım.
Kısa bir süre sonra beni satın alma müdürü Y.Ö. aradı, ‘Sen kimsin de beni şikâyet edersin?’ dedi.
‘Ben insanım, insanlık görevimi yaptım’ dedim. ‘Canına okuyacağım, sen gel yarın görüşeceğiz’ diyerek beni tehdit etti.
Ben de tedirgin olduğumdan dolayı olayın yaşandığı günden beri işe gitmiyorum.
Olayın duyulmasının ardından şikâyet telefonları alan Ankara/Balgat’daki merkez büroda bulunan Ö. Hanım benim hakkımda ‘Zaten işten çıkacaktı, sadece intikam almak için böyle bir olaya kalkıştı’ diye söylemiş.
Şu anda öğrendiğime göre benim gitmediğim her gün için işe gelmedi tutanağı düzenlenmiş.
Benim yeni doğmuş bebeğim var, sarılık oldu. Onunla uğraşırken bir de bir köpeğin hakkını koruduğum için işimden oldum. Çok mağdurum.”

Yazarın Tüm Yazıları