Yenilmesi gereken ilk düşman öfkedir

Günaydın haftanın ortasına gelmiş bulunmaktayız.Ay sabah saatlerinde kova burcunda hareket ediyor ve günün diğer yarısında balık burcunda harekete edecek.

Haberin Devamı

Bugün aynı zamanda güneş Plüton karesini deneyimlemeye devam edeceğiz. Kişiler üzerinde önemli etkiler bırakabileceğiniz bir gün geneliyken bunun olumlu ya da olumsuz olması sizin elinizde olabilecek. Yöneticileriniz veya hayatınızda otorite olarak gördüğünüz kişilerle bir takım ego mücadelesi içerisine girebilirsiniz. Bunda dengeli ve saygılı olmaya özen gösterin. Öfke kontrolü sizi daha sonrası için oluşabilecek olumsuzluklara karşı koruyacak. Kimsenin düşmanlığını kazanmaya değmez.

Hayatınızı daha pürüzsüz yaşamanızı tavsiye edebilirim. Yeni keşifleriniz geleceğe doğru belirli bir yol izlemeye yönelik motivasyonunuzu artırabilir veya yeniden canlandırabilir. Bugün enerjinizi yüksek tutacak ve yenilikçi fikir sahibi insanlarla karşılaşabilirsiniz. Size sevgisizce ve bencil yaklaşan insanları da kırmadan kendi ruh sağlığınız için çevrenizden uzak tutmalısınız.

Haberin Devamı

Zamanınızı intikam almak veya had bildirmek gibi saçma sapan ego tuzaklarıyla geçirirseniz kaybeden taraf olursunuz. İftiralara, insanların soğuk ve mesafeli söylemlerine dikkat edin.

Gelelim Günün tavsiyeli hikâyesine;

Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdir. Fakat Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün olmamaktadır. Balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılabilmişlerdir. Balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha çok vakit alır olmuştur.

Dönüş bir-iki günden daha uzarsa, tutulan balıkların da tazeliği kaybolmaktadır.
Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini sevmemişlerdir. Bu problemi çözebilmek için balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurdurmuşlardır. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi. Ancak Japon halkı taze ile donmuş balık lezzet farkını hissedebiliyor ve donmuş olanlara fazla para ödemek istemiyorlardı.

Balıkçılar bu defa teknelerine balık akvaryumları yaptırdılar. Balıklar içeride biraz fazla
sıkışacaklardı, hatta birbirlerine çarpa çarpa birazda aptallaşacaklardı, ama yine de canlı
kalabileceklerdi. Japon halkı canlı olmasına rağmen bu balıkların da lezzet farkını anlayabiliyorlardı.

Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balığın, canlı, diri hareketli taze balığa göre
lezzeti yine de etkilenmişti. Balıkçılar nasıl olacakta Japonya'ya taze lezzetli balığı getirebileceklerdi? Siz olsaydınız ne yapardınız?

Haberin Devamı

Hedeflerinize ulaşır ulaşmaz, mesela mükemmel bir eş buldunuz veya çok başarılı bir firmaya girdiniz, borçları ödediniz vs.

Heyecanınız kaybolmaya başlamaz mı?

Aşırı çalışmanız gerekmiyorsa rahatlamaz mısınız?

Lotoda büyük ikramiyeyi kazananlar parayı savurmaya başlamaz mı?
Japonların Taze balık probleminde olduğu gibi çözüm aslında basittir. 1950'lerde L.Ron Hubbart'in gözlemlediği üzere "İnsanoğlu ancak hırs iddiası içinde bulunursa anormal cabalar sarf eder."
Ne kadar akıllı, uzman, inatçı iseniz iyi bir problemle uğraşmaktan o kadar zevk alırsınız.
Problem sizi ne kadar zorluyorsa ve siz onu adım adım çözebiliyorsanız bundan da o derece mutluluk duyarsınız, heyecan duyarsınız ve enerji dolu, canlı, ayakta kalırsınız.
Japonlarda balıkları yine teknelerindeki akvaryumlarda tuttular, ancak içine küçük bir de köpekbalığı attılar. Bir miktar balık köpekbalığı tarafından yutulmuştu, ama geride kalanlar son derece
hareketli ve taze kalabilmişlerdi.

Haberin Devamı

Dememiz o ki; Buradan da görüleceği üzere problemlerden, uzaklaşmaktansa içine atlamak, boğuşmak, onlarla yüzleşmek ve onları yenmek gerekir. Yüzleşemediğiniz şeyler daha sonra tekrar karşınıza çıkar, genellikle de başlangıçtaki şartlardan iki kat daha zor bir şekilde.

Problemimiz çok ve çeşitli olabilir. Ümitsiz olmayın. Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardım desteği ile onlarla savaşın. Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Hiçbir hissediş, düşünüş, bakış, algılayış, seziş de öyle. Hatta bunların tersi de tesadüf değil. Alışveriş yaptığımız market, yemek yediğimiz lokanta, su içtiğimiz çeşme, yürüdüğümüz kaldırım ve orada yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar... Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, yolu sorduğumuz herhangi biri, hafifçe çarptığımız insan... Bize gülümseyen küçük bir çocuk, önümüzden aniden uçuveren kuş...

Haberin Devamı

Gün boyu yaşadığımız en basit olay bile herhangi bir zihinsel, fiziksel, ruhsal ya da duygusal bir olayın tetikleyicisi olur. Küçük ya da büyük... Bazen hiç hesapta olmayan durumların içine çekiliveririz. Hayal bile etmediğimiz olayları yaşarken buluruz kendimizi. Bir martı çığlığı, bir satıcı bağırışı, alır götürür bizi yıllarca ya da yollarca uzaklara...

Kısaca; Beyninize bir köpekbalığı atın ve nelere ulaşabileceğinizi o zaman görün.

Mutlu günler dilerim.

 GÜNLÜK BURÇ YORUMLARI İÇİN TIKLAYIN...

Yazarın Tüm Yazıları