Dolunay sabahı! Geçinmeye gönlün var mı?

Bir dolunay sabahından, hatta bir ilk bahar sabahından, hatta ve hatta bugüne kadar kime ne kadar değer vermeniz gerektiğini öğrendiğiniz bu güzel sabahtan hepinize günaydın.

Haberin Devamı

 

Evrenin dinamiklerini anlamanın ne kadar zor ve yorucu olduğunu öyle iyi bilen biriyim ki…

Yaşam, önce insana ait olmadığı bir yerde mücadele verdirtiyor,

sonra ait olmadığı o yerde o mücadeleyi başarıyla aşabilecek misin diye ensesinde bekliyor

ve

sana ne pahasına olursa olsun onu aşmayı öğretiyor,

ve daha önemlisi evrenin kurallarını hızlıca idrak edersen seni alıyor ait olduğun yere gönderiyor.

Eğer öğrenemezsen öğrenene kadar senden zamanını alarak sana bir bedel ödetiyor.

Gözünü bir açıyorsun yaş kemale ermiş bir durumdasın.

Bu dolunay da yaşamımızda bizi nelerin incittiğini ve kimlerin yaraladığını tamamıyla fark edeceğimizi gösteriyor. Ama enteresan olan şey ne biliyor musunuz? Bugüne kadar fark ettiğimiz bu şeyleri hayatımızdan çıkartacak kadar cesaretli değildik. Bu cesareti belki hiçbir zaman kendiniz de bu kadar net hissetmemiştiniz. Sizi yaralayan, sizi sömüren, sizi inciten her şeyle vedalaştığınızı söyleyebiliriz.

Haberin Devamı

Terazi burcu demek ilişkiler demektir. İlişki kurma becerisi dünya üzerinde her alanda gerekli olan bir durumdur. Bu yeri gelir sevgilinizdir, yeri gelir eştir, yeri gelir patrondur, yeri gelir alışveriş içinde olduğunuz insanlardır.

Birilerini anlamak ve kendinizi ifade etmek hayatınızda oldukça sizi zorluyor olabilir. İnsanın kendini sürekli anlatıyor olmanın dayanılmaz yorgunluğunu yaşadığınızı biliyorum. Kendinizi tükenmişlik içinde hissetmeyin. Aslında bunu hissetmeye neden olacak durumu bizler oluşturduk.

Duygular ve içgüdüler dolunayda zirveye ulaşır. Yaşadığınız zorlukların üstesinden gelmek için artan duygusal güç ve sezgiyi kullanalım. Bu kiron kavuşumlu dolunay iyi açıdan bakıldığında bilinçaltımızda farkındalık, kişisel ilişkilerimizde objektiflik ve dengeli bir görünüm sağlayabilir. Bağımlılık yaratan herhangi bir ilişki dinamiğini veya olumsuz duygularımızı açıkça görme durumuna sahip olabiliriz. Gördüklerimizden hoşlanmadıysak, bitirmek isteyebiliriz.

Değerler?

Bizler toplum olarak ne zaman insanlarla uğraşmayı bırakırsak o zaman muvaffak oluruz. Geçenlerde asistan arkadaşıma instagram da okunmamış mesajlara bir bakmasını ve ne tür sorular geldiğini not almasını istedim. Şöyle bir şeyden bahsetti.

Haberin Devamı

“7 Ay önce bir takipçimiz ekonomik durumunun kötü olduğunu, kayınvalidesi ile yaşadığını üzerine görümcesinin ona iftira attığını vs. yazmış. Belli ki gerçekten zorlandığı bir dönem de yazmış ve gökyüzüne göre sorular soruyor. Maalesef ki bunu çok sonra görüyoruz. Buraya kadar her şey çok normal ve olması gerektiği gibi.

6 ay sonra aynı kişiden bambaşka bir mesaj daha gelmiş.

Mesaj şöyle “Aygül Hanım Berenle-Kenan’ın son durumu sizce ne olur? Merkür gerilemesi var ya ondan mı acaba? Beren balık ya herhâlde ondan değil mi? Ne olur iki bir şey deyiverin.

Ayrılmasınlar. Kenan kesin aldattı ve Beren dayanamadı. Buna çok eminim vs… diye devam etmiş.”

Haberin Devamı

Şimdi aslında bakıldığın da niyeti temiz, bir yuvanın problemine üzülüyor ve hayıflanıyor. Topluma mal olmuş insanların hayatları yüzyıllardır merak konusu olabiliyor.

Bunu değiştirme gibi ya da eleştirme gibi saçma bir şey yapmayacağım.

Şu konuya değinmek istiyorum.

Senin yaşamında daha önemli problemlerin var. Hayatında vermen gereken mücadelelerin var. Başkalarının hayatlarını düşünüp, konuşup hatta bunun hakkında araştırma yapmak yerine keşke bir bilginin peşine düşseydin. Öyle değil mi?

Yani kendi hayatımız da belirli bir düzen içine girememişken bana ne başkasının hayatından diye hiç mi düşünmüyorsunuz? Ben önce kendimi toparlayayım sonra bakayım başkasına ne gibi bir katkım olabilir.

Haberin Devamı

İnsanlara iyilik yapmak istiyorsak, hiç yaşamadığımız ve arka planda ne olduğunu bilmediğimiz hayatlarının hakkında konuşmayarak bir iyilik yapabiliriz.

İşte bu bile bir karma aslında, anlarsak tabi!

Bizi neden hiç ilgilendirmemesi gereken şeyler bu kadar ilgilendiriyor. Neden başkalarının sınırlarını aşmakta bu kadar başarılıyız. Yukarıda verdiğim şey sadece basit bir örnek ve küçük bir gözlemlemedir. Bu kişilerin zâtlarını ve gizledikleri özel hayatlarını değil, yaydıkları eser ve tutumlarını eleştirebiliriz. Görüşlerine katılmadığımızı ve farklı düşündüğümüzü söyleyebiliriz. Çoğu zaman eleştiri ile hakareti birbirine karıştırıyoruz. Lütfen biraz daha nazik ve düşünceli olalım.

 

Haberin Devamı

Şu ruh halinden artık vazgeçin!

“Neredeyim, hayatım bu mu, bu ben miyim, bu çocuklar nereden çıktı, şu Allah’ın cezası patrona neden katlanıyorum, yanımdaki bu eş denilen huysuz da kim, hayatım bu acılarla mı bitecek vs vs.” İşte bu dönemi yaşayan, bu soruları kendine sormaya başlayan ve kendisi olmadığının acı süreçlerle farkına varan bir sürü sorular başladı.

Şu hayatta her şeyi öğrendik, bizden kilometrelerce uzaktaki kentlerin adlarını,

sonsuz matematik denklemlerini,

bir patrona yaranmak için nasıl ne tür konuşmalar yapmamız gerektiğini,

partneri idare etmek için nasıl en doğru yalanlar söyleyeceğimizi,

kendi kendimiz nasıl avutup kandırabileceğimizi…

Öğrendiklerimizin ucu bucağı yok.

Şimdi bu öğrendiklerimizden şikayetçiyiz ve mutsuzuz. Bunu kuantumla, kişisel gelişim kitapları ile astrolojiyle temizlemeye ya da silmeye çalışıyoruz işte…

Neden?

Nerde yanlış yaptık biz?

O zaman size Terazi dolunayı listenizi bırakıyorum.

- Geçinmeye gönlü olmayan insanlara enerjinizi harcamayın.

- Sizi sınırlayan inançlarınız ve gerçeklerinizle yüzleşerek kendinizle barışık olmak gibi bir niyetiniz olsun.

- Çaresizlik tuzağına düşmeyin. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

- Her şeye hâkim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirmeyin.

- Hayatınızın vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etmeyin.

- Yazdıklarınızın ve yaptıklarınızın peşinizi bırakmayacağını unutmayın. Gücünüzü insanların yararına kullanmaya özen gösterin.

Son söz; zahmete değer olan her şey, zaman alır. Zahmete girmez, zaman ayırmaz ve kişisel gelişiminize yatırım yapmazsanız, geçmişiniz geleceğiniz olur ve sadece hayıflanan bir insan olarak yaşamı sonlandırırsınız.

Kendinizi değiştirmenize ve geliştirmenize önem vermezseniz, yatırım yapmazsanız ve günün koşullarına uygun değişimi sağlamazsanız, o hep sahip olduğunuz ve hiç değiştirmediğiniz zihninizde var olan programınızla her zaman ürettiğiniz sonuçların aynısını alırsınız.

Şimdi lütfen siz de kendi kendinize aynı soruyu sorun; “Ben neredeyim?” Eğer cevabınız bir yıl önce aynı soruya verdiğiniz cevabın bir benzeriyse size tek bir önerim olacak; lütfen bu yazıyı tekrar okuyun.

İnsanlara kızmayın,

Herkes kendine göre haklı bazı sebeplerle muhatap oluyor,

Sizi defalarca kıran ve defalarca aynı yerden acıtan insanları sevmeye, affetmeye çalışmayın.

Size tutunduğunuz sebeplerinizi bırakın diyemem ama

Sadece buna bir daha izin vermeyin.

Vermeyin ki kendinize saygınız olsun…

Mutlu günler dilerim…

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları