Dışarda karşılaştığın engeller, senin içindeki sınırlar!

Günaydın yepyeni bir günden merhaba…Dolunay’a son bir gün kaldı…

Haberin Devamı

Yok vazgeçin,

Yok affedin,

Yok unutun vs … gibi size zor, bize kolay yazılan cümleleri söyleyip çıkıyoruz işin içinden dimi.

Yok valla öyle değil…

Empati yapmadan bir şey yazmadığımı çok iyi bilirsiniz.

Benimde unutamadığım benimde vazgeçemediğim benimde affedemediğim şeylerin olması ve bunlar yüzünden astroloji ile kesişen bir yolum olduğunu bildiğimden sizleri çok iyi anlıyorum.

Bizi bu dertlere salan dolunay ile ne zaman anlaşacağız?

Bu hayatta tek bir gerçek var ki o da her şeyi unutacağımız.

1 hafta bunu hissedecek ve sonrasında hatırlamayacağımız bir dolunay etkisi içindeyiz.

Şu an çevrenizde neden herkes bıkkın, yorgun ve mutsuz?

Nereye gidiyoruz böyle?

Neden hiç mutlu olan veya şükreden yok?

Çünkü şartlar ve koşullar değişiyor. Dünya çok hızlı bir şekilde dönüyor. Herkes en hazır şekilde bir şeylere ulaşmak istiyor. Ama kimse hareket etmiyor… Bu hıza ayak uydurmakta zorlanıyoruz.

Haberin Devamı

Beni artık az çok tanıyorsunuz. Son 5 yıldır bu köşede yazılar yazıyorum ve hayatın içinde gelişen olayları gökyüzü ile entegre etmeye çalışarak size tanımlıyorum. Benim aslında bir bürokrat olduğumu bilen bilir. Bambaşka bir çalışma alanım ve hizmet ettiğim bir görevim var. Bu alanı hiç bırakmadım ve hem yazarlığı hem de bu alanı sürdürüyorum. Neden diye çok soran oluyor. Bende sürekli altını çizerek şunu söylüyorum.

Beni “Normalleştiren” bir işim var. Astrolojiyle sadece ilgilensem hayatın diğer dinamiklerinden uzak kalacağım.

Bu beni “anormal ve egolu” bir insan haline dönüştürebilir. Âmâ diğer alanın aktif olması hayatın akışı içinde kalmama izin veriyor ve yaşam içinde normal kalmak için gayret göstermeme ve daha fazla gözlem yapmama neden oluyor. Çünkü tek başına astroloji ile ilgilenmeniz sizi iyi biri yapmaz. Bir müddet sonra kendinizi etrafı anlamayan ve sert biri olarak bulabilirsiniz. Sürekli astroloji konuşmak ve sürekli olayları buraya bağlamak asla doğru değil. Zaman zaman size bu köşede güncel yaşadığım olayları da paylaşıyorum. Bunu bilerek yapıyorum. Aslında bu olayları gökyüzüne bağlamaya çalışıyorum. Bencil olmamak ve sadece kendi başınıza ne geleceğinizi düşünmekten çıkartmak istiyorum.

 

Haberin Devamı

Yaşam içinde herkesin ayrı bir derdi ve sorunu var:

-Mesela dünya üzerinde bir kadın eski sevgilisinin ne zaman döneceğini düşünürken diğer bir kadın radyoterapi göreceği için ve çocuğuna dokunamayacağının acısını çekiyor.

Minik bir hayat dersi:

Dün oğlumun kulağı çok ağrıdı. Üstünü parçaladı ağlayarak. Dayanamıyorum anne dedi. Ağrı kesici bile işe yaramadı. Gece 2 civarlarıydı. Yine acile gittik. Orta kulak iltihabı dedi. Ağrı kesici ve antibiyotik tedavisiyle ancak birkaç güne toparlar dedi.

Sabahı sabah ettim. En son sarıldı ve dedi ki anne bu acıyı niye çektim.

Bulur musun.?

Öyle uyudu…

Önce tebessüm ettim ama sonra gözyaşlarıma hâkim olamadım.

Onu yatağa yatırdım ve

Sabah’ın dördü olmuştu…

Haberin Devamı

Döktüğüm gözyaşları aslında dünyadan bir gün zamanını bilmediğimiz bir vakitte ayrılacağımız ve bu acıları neden çektiğimizi bulmamızla eşdeğerdi…

Yaşamda o saatte daha ne büyük acılara tahammül etmek zorunda kalan insanlar vardı. Dünya enteresan bir yerdi.

Düşünsenize; Geliyorsunuz hiçbir şeysiz, gidiyorsunuz hiçbir şeysiz ama dünya üzerinde hep bir şeylerin olsun diye kendini mahvediyorsun. Bunun için insanları harcıyorsun, can yakıyorsun, kibir yapıyorsun, insanları mutsuz ediyorsun ve bir sürü benzer olay…

Ne bilim işte…

Öyle…

Siz onlardan olmayın.

Mutlu günler dilerim…

Yazarın Tüm Yazıları