Umut veren bir karikatür içtihadı

AĞZA alınmayacak küfür ve hakaretleri söylemez de çizerseniz, ifade özgürlüğüne girer mi?

Haberin Devamı

Türk grafik mizahının son 10 küsur yıldır saplanıp da içinden çıkamadığı müşkülat budur.
Bu konuda nihayet cesur bir çıkış geldi. Penguen çizerlerinden Erdil Yaşaroğlu, yeni bir içtihatta bulundu.
Buna göre, kaba söz ve galiz küfür ha ses formunda, ha yazı, ha çizgi formunda dile getirilmiş, hiç fark etmiyor.
Küfür çizgi şeklinde de olsa küfürdür, hakaret grafikle de gösterilse hakaret...


* * *


Erdil Yaşaroğlu, son dönemin en parlak çizerlerinden. Bu cesur açılımın ondan gelmiş olması ayrıca önemli.
Gerçi konuya özel bir yorumdu yaptığı. CNNTürk’te Hakan Çelik’le Hafta Sonu Keyfi’nin konuğuydu.
Hakan, Danimarka karikatür krizini sordu. Yani Hz. Muhammed’in bir Danimarka gazetesinde sözüm ona satirik karikatürlerinin yayınlanmasıyla başlayan, Avrupa’da birçok başka gazetenin de ‘ifade özgürlüğü’ne destek ve dayanışma gerekçesiyle o karikatürleri tekrar basmasıyla büyüyen olayları...
“İçerik olarak zayıftı” dedi, “Amatör karikatürlerdi” dedi, “Ben bir editör olarak basmazdım” dedi, “İslam peygamberini terörist şeklinde tasvir etmek art niyetliydi, o çizimlerin arkasında sağlam bir fikir yoktu, damara basmak, kaşıyıp kırşkırtmak içindi” dedi...
Ama en mühimi, hakaret ve özel hayatın gizliliği gibi ifade özgürlüğünü sınırlandıran hallerin karikatürler için de geçerli olduğunu söylemesiydi.


* * *

Haberin Devamı


Programın tamamını izleyemedim. Konuştular mı bilmiyorum, keşke “Grafik mizahımızın tek meselesi Tayyip Erdoğan’ı hayvan suretinde çizmek ve bunu matrak bulmak mıdır” diye de sorsaydı.
Hayvan tasvirli karikatürleri savunmaya harcadıkları enerjiyi gülmece anlayışlarını geliştirmeye harcasalar, belki bu derece yerlerde sürünmezdi tirajları...
Her ne kadar vakaya özeldiyse de Erdil Yaşaroğlu’nun içtihadı, peygamber olmayan sıradan fanileri de kapsamalıdır bence.
Sözle ifade ettiğinizde küfür ve hakaret sayılan şeyi çizgiyle ifade etmeniz, onu masum kılmaz. Muhatabı kim olursa olsun...
Ağız dolusu hakaret ve küfür nasıl eleştiri değilse ve ifade hürriyeti içinde görülemezse...
Höykürerek kin kusmak nasıl nefret söylemiyse ve bu da kanunla men edilen bir suçsa...
Karikatürle, espri adı altında, şakalaşıyoruz ayağıyla sövgü çizmek, kin ve nefret kusmak da ifade özgürlüğüne girmez, hoş görülemez ve menni için mizaha sansür, eleştiriye tahammülsüzlük, düşünce hürriyetine yasak filan denilemez.
İstihza, hiciv, taşlama, yergi ve alaycılık siyasi mizahın yöntemleridir elbette.
Ancak marifet, zekice söyleme yollarını bulmakta, bayağılığa düşmeden yermekte, şeref ve haysiyete saldırmadan gırgır geçmekte değil midir?
Birine ayı yahut eşek demek, kedi veya köpeğe benzetmek ise ne zekâ göstergesidir ne eleştiri ne de komiklik. En kaba ve ilkel biçimiyle kişilik aşağılamasıdır...


* * *

Haberin Devamı


Grafik mizahımız uzun zamandır hınzır zekâyı, ince muzırlıkları kaybetmişti. Kaba küfrü çizgiyle söylemenin ironi zannedildiği bir dönemdeyiz.
Başkalarınca kutsal sayılan değerlerle alay etmek sorunlu bir mizah anlayışıysa başkalarının kişiliğini tahkir etmek de sorunludur.
Burun kıvırmaya, sarakaya almaya, kafa bulmaya hakkınız var. Acımasız da olabilirsiniz hicvederken. Karikatürize eder, gülünç hallere sokarsınız.
Fakat muhatabınızın nefret söyleminden, hakaret ve küfürden korunma hakkını yok sayamazsınız.
Erdil Yaşaroğlu’nun yorumu umutlandırdı beni. Umarım boş çıkmaz da zihniyette yeni bir çığır açılmasına vesile olur.

Yazarın Tüm Yazıları