Türkiye’de yavaş yavaş ısındırılan bir şey var

Geçen gün Cumhuriyet gazetesinin manşeti şöyleydi:

Haberin Devamı

“Kemal Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan’ı geçti”.

*

Anket yapılmış. Yapılan ankette “Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu?” diye sorulmuş. Kılıçdaroğlu diyenlerin oranı, Erdoğan diyenlerin oranını geçmiş.

Türkiye’de yavaş yavaş ısındırılan bir şey var

Haberin özeti bu.

*

Ben taaa aralık ayında şöyle bir yazı yazmıştım:

*

- Gül ya da Babacan aday yapılsa... Tabanda isyan çıkar.

- İmamoğlu ya da Yavaş aday yapılsa... Kritik bir süreçte İstanbul ve Ankara elden gider.

- Meral Akşener aday yapılsa... HDP oyları sorunu var.

- Yepyeni, bambaşka, farklı bir isim bulunsa... Bulunamıyor.

- Bu durumda en uygun aday Kemal Kılıçdaroğlu...

- CHP’den oy alır, İYİ Parti’den oy alır, HDP’den oy alır.

- Zafer elde eder mi, bilemem ama en münasip aday Kılıçdaroğlu gibi görünüyor.

*

Haberin Devamı

Cumhuriyet’in attığı manşeti görünce...

Taa aralık ayında yazdığım bu yazı geldi aklıma.

Ve dedim ki:

“Hah! Tamam! Demek ki Kılıçdaroğlu’nun adaylığı içe sinmiş.”

*

Tam bunu dedikten sonra...

Profesyonel bir halkla ilişkiler çalışmasının sonucu olduğu izlenimi veren işlere dikkat kesildim:

*

Kılıçdaroğlu’nun evinde patatesli börek açması, evinin mütevazı mutfağını öne çıkarması, ahaliye sıcak gelecek görüntüleri öne çıkarması falan...

*

Son kararım şudur:

Hem Kılıçdaroğlu, hem de çevresi...

“Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu” fikrine, toplumu yavaş yavaş ısındırmaya çalışıyor.

GÜYA ŞUYUM, GÜYA BUYUM

GÜYA iletişimciyim. Güya bu işlerden çakıyorum. Güya her konuda akıl verecek durumdayım. Güya bu işlerin kurduyum. Güya yalayıp yutmuşum.

*

Ama son günlerde şu soruların tam ve düzgün cevaplarını veremiyorum:

*

- Hemen küt diye cevap vermek mi gerekir, yoksa bekleyip geçiştirmek mi gerekir?

*

- Misliyle karşılık vermek mi gerekir, yoksa üst düzey bir dil kullanmak mı gerekir?

*

- Hep susmak mı gerekir, yoksa hep konuşmak mı gerekir?

*

- Bir strateji dahilinde hareket etmek mi gerekir, yoksa “bam bam” yapmak mı gerekir?

*

Çin bedduası tuttu sanırım. Hakikaten de çok ilginç zamanlarda yaşıyoruz.

BIRAK DAĞINIK KALSIN


TUTTUĞUNUZ partinin...

Haberin Devamı

Her zaman her şeyini savunmak zorunda değilsiniz.

*

İtiraz edemiyorsanız bile...

Savunmaya geçmeyin.

Bırakın dağınık kalsın.

SON GÜNLERDE FUTBOL DEMEK ŞU DEMEK

- Bir kalp çarpıntısı demek.

*

- Bastırılmayan bir heyecan demek.

*

- İhtimal hesaplarına dalmak demek.

*

- İddia üzerine iddia demek.

*

- “Vay be! Amma iş!” diye haykırmak demek.

*

- Bu akşamı iple çekmek demek.

*

- Üç büyüklerin dönüşü filmini izlemek demek.

*

- Sergen Yalçın ile Fatih Terim arasındaki şans eğrisine odaklanmak demek.

Türkiye’de yavaş yavaş ısındırılan bir şey var

*

- Totemlere abanmak demek.

*

- Nefes nefese kalmak demek.

*

- En ilgisizlerin bile heyecanlanması demek.

Yazarın Tüm Yazıları