Şunlara bir açıklık getirseniz iyi olacak

EY devletimizi yöneten üstün akıllı insanlar!

Haberin Devamı

Benim gibi “Çözüm Süreci”ne gönül vermiş ama son gelişmeler üzerine kafası hayli karışmış bir yurttaşınıza yardımcı olmak ister misiniz?

*

Eğer, “Sen kafana takma yeğen, biz işimizi biliriz” yaklaşımında değilseniz...
Lütfen herkesin aklına gelebilecek şu basit sorulara bir cevap veriniz:

*

-Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala diyorlar ki: “Abdullah Öcalan’ın şartlarını düzeltebiliriz.” Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise diyor ki: “Yok öyle düzeltme falan... Aynı şartlarda devam edecek”... Bu iki yaklaşımdan hangisi geçerli olacak?

*

Haberin Devamı

-Abdullah Öcalan’a ne muamelesi yapacağız? Şeytana uymuş da PKK gibi bir örgütü kurmuş ama sonra bin bir pişmanlık içine girmiş bir akil adam muamelesi mi? Yoksa Cumhurbaşkanımızın “IŞİD’den hiç de farklı olmadığını” söylediği PKK adlı örgütün en üst düzey yöneticisi muamelesi mi?

*

-Eğer Öcalan Kandil’e sözünü geçirebiliyorsa... Kandil nasıl oluyor da Öcalan’a rağmen sert mesajlar verebiliyor. Eğer Öcalan, Kandil’e sözünü geçiremiyorsa... Müzakere neden Öcalan’la yürütülüyor? Kandil’e sözünü geçiremeyen Öcalan’la müzakereden ne çıkar?

*

-Sadece Öcalan’ın razı edildiği ama Kandil’in razı edilmediği bir çözüm mümkün olabilir mi? Kandil, Öcalan’a rağmen çözüme yanaşmazsa ne olacak? Elinizde bir “Kandil Planı” var mı? Varsa nasıl bir plandır bu?

*

-Hatip Dicle “Süreç başarılı olacak, çünkü başında Erdoğan ve Öcalan var” diyor... Eğer Hatip Dicle’nin bu yaklaşımı doğru ise... Yani süreci başarıya ulaştıracak iki mimar varsa... Mimarlardan biri, diğeri için “müebbet giymiş hükümlü mahkûm” muamelesi yapıyor. Bu durumda ortaya nasıl bir mimari eser çıkacak?

*

Haberin Devamı

-Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki: “Varsa yoksa Kobani... Neden?” Başbakan Davutoğlu diyor ki: “Suruç’u Kobani’den ayırmak mümkün değil”... Bu iki yaklaşımdan hangisi geçerli?

*

-Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki: “Bizim için PYD’nin PKK’dan farkı yok”. Başbakan Davutoğlu diyor ki: “Eleştirilere rağmen PYD Başkanı Salih Müslim’le görüşülecek diye talimat verdim.” Bu iki yaklaşımdan hangisi geçerli?

*

-Toparlıyor ve soruyorum: Öcalan kimdir? Kendisi iyi de çevresi mi kötüdür? Kandil nereye düşer? HDP nereye? PYD terörist midir, değil midir? Kobani önemli midir, değil midir?

*

Ey kıymetli yöneticilerimiz.
Şunlara bir açıklık getirseniz de...
Ne yapacağımızı, nasıl yorumlayacağımızı, nasıl bir tutum alacağımızı bilsek...

Haberin Devamı

Bir başka açıdan intihar


BİR “intihar” yazısı yazdım.
Dedim ki:
Ben intiharı korkaklık, cesaretsizlik, yenilgi, hatta cinayet olarak görüyorum.
Ve yine dedim ki:
Şiirsel intihar güzellemelerinden köşe bucak kaçıyorum.

*

“Radikal.com.tr”de Alper Hasanoğlu, bana itiraz eden bir yazı yazmış.
Tatlı dille yazılmış, ikna etmeye odaklanmış, düşündürücü bir yazıydı.
Bana farklı perspektifler kazandırdı.
Yararlandım.
Yumuşadım.
İntihar karşısında merhamet sahibi oldum.
İntihara kalkışanların geride bıraktıkları konusunda daha duyarlı hale geldim.

*

“İntihar” konusunda benim yazdıklarımı okuyanlara tavsiye ediyorum:
Lütfen girin “radikal.com.tr”ye, bir de Alper Hasanoğlu’nun yazdıklarını okuyun.
Eminim siz de benim gibi bambaşka perspektifler kazanacaksınız.

Haberin Devamı

Kaba kurtarış ince kurtarış


“17 Aralık” sanıklarının tümü kurtarıldı.

*

Şaşırdık mı?
Hayır.

*

Sonuca şaşırmadık ama kurtarılış biçimindeki kabalığa epey şaşırdık.

*

Nasıl olsa...
Hepsini kurtaracaklardı.
Ama hiç değilse daha incelikli bir kurtarış söz konusu olsaydı.

*

Mesela...
“17 Aralık bu kadar tartışıldı, hiç değilse usulen bir yargılama yapalım” falan denemez miydi?

*

Mesela...
Sanıkların tümü olmasa da en azından bir kısmı hâkim huzuruna çıkarılamaz mıydı?

*

Mesela...
Savcının verdiği “takipsizlik kararı” yerine, mahkemenin verdiği “beraat kararı” ile bir kurtarış söz konusu olamaz mıydı?

*

Mesela...
“Bakın biz yolsuzluk konusunda nasıl da duyarlıyız” diyebilmek için bir-iki göstermelik hareket çekilemez miydi?

*

Haberin Devamı

Ne yani?
Biz Türkiye ahalisi...
Kuyudan adam çıkarma işleminin bile incesine layık görülmüyor muyuz?

Ne için, ne kadar yıla ihtiyaç var?


-TÜRKİYE’de eli yüzü düzgün bir sinema festivali düzenlenmesi için
en az elli yıla ihtiyaç var.

*

-Türkiye’de dört başı mamur bir ödül töreni organizasyonu yapılabilmesi için en az iki yüz yıla ihtiyaç var.

*

-Türkiye’de ırkçılığın ve faşizmin tamamen yok edilebilmesi için
en az kırk yıla ihtiyaç var.

*

-Türkiye’de herhangi bir işletmenin yüz yıllık olabilmesi için en az dört yüz yıla ihtiyaç var.

*

-Türkiye’de “lider” eksenli siyasi parti yapısından kurtulmak için en az sekiz yüz yıla ihtiyaç var.

*

-Türkiye’de eleştirel bakışın oturması ve geçerlilik kazanması için en az yetmiş yıla ihtiyaç var.

*

-Türkiye’de ellerin araç kornalarından çekilebilmesi için
en az kırk yıla ihtiyaç var.

*

-Türkiye’de ortalığı betonarmeye vermenin tehlikelerini tam olarak fark edebilmek için en az 35 yıla ihtiyaç var.

Yazarın Tüm Yazıları