Sen adamı gerçekten çıldırtırsın Miçotakis

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la New York’ta yaptığımız sohbette şunu sordum:

Haberin Devamı

“Neden diyalog kurulmuyor Yunanistan’la? Türkiye mi diyalogdan kaçıyor? Masada konuşarak sorunların çözümü mümkün olmuyor mu?”

*

Bakan Akar, acı acı gülümseyerek şunları söyledi:

*

- Kural ihlalleri yapıyorlar, anlaşma şartlarına uymuyorlar, hukuka uygun davranmıyorlar. Biz buna rağmen iyi komşuluk olsun diye sürekli görüşmek istiyoruz.


Sen adamı gerçekten çıldırtırsın Miçotakis

- İki yıl önce güven arttırıcı önlemler paketi kapsamında heyetler oluşturup görüşmeler yapıyorduk. Üç toplantı yapıldı. Dördüncü toplantıya gelmediler. İki seneden beri bekliyoruz. Gelmiyorlar bir türlü.

- Aynı şekilde iki tarafın dışişleri bakanlıklarının yürüttüğü istişari toplantılar yapılıyordu. Ona da gelmediler. Onu da bıraktılar.

Haberin Devamı

- Cumhurbaşkanımızın NATO Genel Sekreteri nezdinde yaptığı görüşmelerden sonra bir mekanizma oluşturulmasına karar verilmişti. Sahadaki yanlış anlamalardan dolayı meydana gelebilecek krizleri önleyecek bir mekanizma... Bunun da devamını getirmediler.

- Biz her zaman açığız. Biz her zaman onları ağırlamaya hazırız. Yunanistan Savunma Bakanı, eşi hanımefendiyle gelsin. Davet ediyoruz. Yok o gelmiyorsa ben onlara gidebilirim. Onlar bizi davet etsinler.

*

Türkiye’nin pozisyonu bu.

*

“Algı oluşturmak” diye bir tabir var. Bayağı ayağa düşmüş bir tabirdir bu. O yüzden pek kullanmak istemiyorum. Ama tam da bu noktada kullanmak zorundayım.

Yunanistan, resmen ve alenen algıya oynuyor.

*

Sanki görüşmek istemeyen, diyalogdan kaçan, temas kurmak istemeyen kendileri değilmiş gibi...

Türkiye’ye diyalog çağrıları yapıyorlar.

*

En son Miçotakis’in Twitter’dan Türkçe paylaştığı mesaj, tam da böyle bir mesaj.

Ne diyor Miçotakis?

“Gelin, beraber saygı ve işbirliği içinde ileriye doğru adım atalım” diyor.

*

Ben Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yerinde olsam...

Bu yaklaşım karşısında “Bunlar adamı çıldırtır kardeşim” der ve derin bir iç geçirirdim.

KILIÇDAROĞLU BEKLENENDEN ÇOK DAHA DİŞLİ ÇIKTI

İLK ZAMANLAR:

Sen adamı gerçekten çıldırtırsın Miçotakis

*

Haberin Devamı

KENDİ taraftarları bile “Aday olma” diye kampanyalar yapıyorlardı. “İmamoğlu ve Yavaş varken Kılıçdaroğlu aday olmamalı” görüşü, egemen görüş halindeydi. Kimse aday olabileceğine ihtimal vermiyordu.

*

SONRA ŞUNLAR OLDU:

*

EKREM İmamoğlu açıktan, Mansur Yavaş gizliden ortam yoklamaya başladılar. Gizli açık kampanyalar düzenlediler. “Kazanacak aday” tabirine omuz verildi. Ama Kılıçdaroğlu yılmadı. Üstüne üstüne gitti olayın. Bazen çaktırmadan bazen de çaktırarak İmamoğlu ve Yavaş’ı, yarış dışı bıraktı.

*

SON DURUM:

*

İŞTE görüyorsunuz: Ekrem İmamoğlu da Mansur Yavaş da “Yanınızdayız Sayın Genel Başkan’ım” diye kamuoyu önünde mesajlar verdiler. Böylece Kılıçdaroğlu, alternatifsiz olarak belirmeye başladı.

*

Haberin Devamı

Fakat aşk olsun Kılıçdaroğlu’na. Gerçekten dişli çıktı. Olmazı oldurdu gibi.

İKTİDAR VE MUHALEFET... AVANTAJLAR / DEZAVANTAJLAR

- İKTİDARIN AVANTAJLARI: Dış politikadaki atılımlar... Ulusal güvenlik alanında gelinen son nokta... Sosyal konut projesinin uyandırdığı olumlu etki...

*

- İKTİDARIN DEZAVANTAJLARI: Tabii ki ekonomi... Tabii ki enflasyon... Tabii ki hayat pahalılığı...

*

- MUHALEFETİN AVANTAJLARI: Hiç kuşkusuz ekonomide yaşanan sorunlar... Hiç kuşkusuz enflasyon... Hiç kuşkusuz hayat pahalılığı...

*

- MUHALEFETİN DEZAVANTAJLARI: Ekonomik sorunları dile getirmekten başka bir şey yapmaması. Dış politikada, ulusal güvenlikte pek sözünün olmaması.

Haberin Devamı

ZORLA BAŞ AÇTIRMAK ZORLA BAŞ ÖRTTÜRMEK

İRAN’da zorunlu başörtüsü karşıtı eylemler hız kazanınca...

Sen adamı gerçekten çıldırtırsın Miçotakis

Türkiye’de elinden gelse zorla baş açtıracak tiplerin, İran’daki zorla baş örtme olgusuna karşı nasıl aslan kesildiklerini ibretle izliyorum.

*

Bu riyakârları bir kenara bırakıp...

Prensibi bir kez daha vurgulayayım bari:

*

Zorla baş örttürmeye çalışmak ile zorla baş açtırmaya çalışmak arasında fark yoktur.

ÇİN’DE DARBE HAHAHA

Dün sabah “Çin’de darbe oldu” diye bir palavra salladılar sosyal medyada. İlk duyduğumda mırıldandıklarımı yazıyorum:

*

Öyle büyük bir ülke ki Çin, darbeciler nereyi zapt edeceklerini şaşırırlar.

*

Çin Radyosu’ndan bildiri mi okuyacaklar? Yok artık.

G

Haberin Devamı

Askeri öğrencileri peşine takan Çinli Talat Aydemir geldi gözümün önüne bir an.

*

Çin’in bir FETÖ’sü var mı acaba? Varsa Çin devleti adamı nasıl ezer, görürler.

*

Bunun anca filmi olur Hollywood stili. Afazi olmasaydı Bruce Willis oynardı.

ORHAN PAMUK NEDEN ÇABALIYOR?

ŞU isimlere bir göz atın lütfen: Mo Yan, Alice Munro, Patrick Modiano, Svetlana Aleksiyeviç, Bob Dylan, Kazuo Ishiguro, Olga Tokarczuk, Peter Handke, Louise Glück, Abdulrazak Gurnah...

Sen adamı gerçekten çıldırtırsın Miçotakis

*

Son 10 yılda Nobel Edebiyat Ödülü alan isimler bunlar. Şarkıcı Bob Dylan hariç okuduğunuz, ismini bildiğiniz bir yazar var mı?

*

Nobel Edebiyat Ödülü, eski görkemini kaybetti. Ödülü alanlar, birkaç gün konuşuluyor, sonra unutma bahçesine atılıyorlar ve sıradan yazar kategorisine geçiyorlar.

*

Orhan Pamuk, işte bunun farkında. Tam da bu yüzden müze kuruyor, “Veba Geceleri bu masada yazıldı” falan türü lüzumsuz demeçler veriyor, yazılmamış romanının reklamına abanıyor. Nobel Edebiyat Ödülü eski görkemini sürdürseydi Orhan Pamuk çok daha cool kalabilirdi.

Yazarın Tüm Yazıları