Parlamenter sistem hayaline erişmek için şu 7 adım şart

İKİNCİ ADIM: Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacaksın.

*

ÜÇÜNCÜ ADIM: Anayasa değişikliğini sağlayacak çoğunluğa erişeceksin.

*

DÖRDÜNCÜ ADIM: Olmuyorsa... Referanduma gidecek çoğunluğu bulacaksın.

*

BEŞİNCİ ADIM: Diyelim yakaladın. Referandumu kazanacaksın.

*

ALTINCI ADIM: Yeniden seçime gireceksin ve seçimden birinci parti çıkacaksın.

*

YEDİNCİ ADIM: Koalisyon görüşmelerinde ortakları ikna edeceksin.

DAĞILABİLİRİZ ARKADAŞLAR

“AMMA da mavra olur ha” diyerek...

Şöyle yazmıştım:

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aniden “Parlamenter sisteme dönüyoruz” derse... Ortalık amma da karışır, amma da mavra çıkar ha!

*

Ben işin mavrasındaydım.

Ama isimlerini açıklamayan bazı AK Partililerin de “Yarı başkanlık olabilir” falan dediklerine dair ciddi haberler de çıkmaya başlamıştı.

*

Durum buyken...

Soçi yolunda gazeteciler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sormuşlar:

“Var mı böyle bir şey? Olabilir mi yani?”

*

Erdoğan, “Öyle bir şey yok, olamaz da...” diyerek mevcut sistemi övmüş, parlamenter sistem hakkında da vermiş veriştirmiş.

*

Mesele bitmiştir.

Dağılabiliriz arkadaşlar.

SON ZAMANLARIN MODA KELİMESİ: TOKSİK

DÜNKÜ Kelebek’in manşetinde bir haber vardı:

Melisa Döngel adlı kızımız, sevgilisi Deniz Şahin oğlumuzla olan ilişkisini noktalamış. Buraya kadar bizi ilgilendiren pek bir şey yok.

Olayın bizi ilgilendiren tarafı şurası:

Melisa Döngel adlı kızımız, ilişkisinin neden bittiğini izah ederken...

“İlişkimiz çok toksik hale gelmişti” demiş.

*

Toksik...

Son günlerde olur olmaz her yerde karşıma çıkıyor bu kelime.

“Çok toksik bir adam” diyorlar.

“Amma da toksik bir renk” diyorlar.

“Bu muhabbet de iyice toksik hale geldi” diyorlar.

*

Peki ama nedir toksik?

Sözlük anlamı şu: Canlıların hücrelerine saldıran ve içinde eser miktarda zehir bulunduran tüm maddelere toksik deniyor.

Gelelim kelimenin mecazi anlamına:

*

Diyelim ki davranışları ve sözleriyle motivasyonunuzu düşüren birine rastladınız. Hah! İşte karşınızda bir toksik insan!

*

Ya da öyle bir ilişkinin girdabına düştünüz ki... Sizi yiyip bitiriyor. Bingo! Toksik bir ilişkinin pençesindesiniz.

*

Aniden popülerleşen ve henüz tam olarak yaygınlaşmamış kelimeleri kullanmayı severim. Yani demem o ki... Şu sıralar kendisine “Çok toksik bir insansın” diyebileceğim bir kurban aramaktayım.

DUYUNCA KANAL DEĞİŞTİRDİĞİM ŞEYLER

İçinde “Z kuşağı” geçen herhangi bir cümle.

*

Aşı için “Bilinmeyen sıvı” denmesi.

*

“Tünelin ucu göründü” diyerek verilen her türlü müjde.

*

“Nusret çok pahalı abi ya” olgusunun ısıtılıp ısıtılıp haber yapılması.

*

“Bu kitapların hepsini okudun mu?” sorusu.

*

“Her taraf Arap kaynıyor” türü küçümseme cümlesi.

BİR TEK HÜRRİYET’TE

“EKRANDA göbek atan doktor” olayıyla ilgili olarak bütün mecralar aynı haberi yazıp çizdi.

Buna göre...

Türk Tabipleri Birliği, doktora ekranda göbek attığı için soruşturma başlatmış.

*

İşin doğrusunu bir tek Hürriyet yazdı.

*

Fulya Soybaş’ın yazısı işin gerçeğini ortaya koyuyordu: TTB Başkanı, “Göbek attığı için bir doktor hakkında soruşturma açılır mı?” diyor, ardından da ekliyordu: “Oradaki konu, doktorun ekranda reklam yapması.”

*

Bir daha söylüyorum: Sağda solda okuduğunuz her habere itibar etmeyiniz. İşin sağlamasını mutlaka Hürriyet’ten yapınız.

JAMES BOND’UN SON FİLMİNDEN SOĞUDUM

DÜN bizim Selim Akçin, James Bond’un son filmiyle ilgili olarak şöyle bir şey söyledi:

“İzleyenlerden duyduğuma göre son James Bond, çok güzelmiş. Yüzeysel değil, derinlikliymiş.”

*

“Derinlik” kelimesini işittiğim andan itibaren aylardır büyük bir merakla vizyona girmesini beklediğim James Bond’dan soğudum.

*

Benim için James Bond...

Ülkeden ülkeye koşan, olmayacak kahramanlıklar sergileyen, janjanlı otomobillerle hava atan, “çalkalansın ama karıştırılmasın” türü repliklerle konuşan, kafa yormayan, vurdu kırdı işiyle şaşırtan bir modern çağ masalıdır.

*

Ne işi var James Bond’da derinliğin merinliğin.

Derinlik arıyorsak Nuri Bilge Ceylan izleriz.

Biz masal izlemek istiyoruz.

*

Neyse... Yine de izleyeceğim tabii. Belki az derindir.