Meslektaşlarımız için ideal olmayan bir ölçü

Madem “gazeteci” sıfatı taşıyan bir meslektaşımız, bir tartışma fırtınasının öznesi haline geldi.

Haberin Devamı

O halde...

Bu tür işlerle uğraşanlara asgari bir “ölçü” vermenin tam sırası.

*

Sevgili meslektaşım.

- İster köşe yazarı ol.

- İster ekran tartışmacısı ol.

- İster kendine gazeteci de.

- İster kendine kanaat önderi de.

- İster her konuda görüş bildir.

- İster her konuda paylaşım yap.

Mutlaka ama mutlaka bir ölçüye sahip olmalısın.

*

Mesela şöyle bir ölçü:

- AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten daha fazla iktidar yanlısı bir dil kullanma.

- CHP Sözcüsü Faik Öztrak’tan daha fazla muhalefet yanlısı bir dil kullanma.

*

İdeal bir ölçü değildir bu.

Ama hiç değilse kurtarır.

KILIÇDAROĞLU BUGÜNLERDE ŞÖYLE MIRILDANIYORDUR

- Ekrem, Ekrem... Sen bu işleri leblebi çekirdek mi sandın?

*

- İşe bak! Benim bir şey yapmama bile gerek kalmadı.

Meslektaşlarımız için ideal olmayan bir ölçü

*

Haberin Devamı

- Karadeniz’in hırçın dalgaları adamı fena çarpar.

*

- Bugünlerde bir anket manket mi yaptırsam acaba.

*

- Fazla artistlik yapmayacaksın abi... Ben bunu bilir bunu söylerim.

*

- “Rabbi yessir”i silindi adamın resmen.

*

- Neden bir rahatlama hissi kaplıyor her tarafımı acaba.

*

- Mutluluğumu fazla belli etmemeliyim.

*

- Benim bin yıl uğraşsam yapamayacağımı Nagehan yaptı.

*

- Fakat ben yine de Nagehan’dan uzak durmalıyım.

*

- Rabbim verdikçe veriyor. Aha bakın Ali Koç da saydırıyor.

*

- Bin yıl elektriksiz kalsam bu kadar ilerleme kaydetmezdim.

*

- Dur, ben bir çay koyayım.

OBJEKTİF BİR BAKIŞLA İMAMOĞLU’NUN HATALARI

- Kendisine açılan krediyi sonsuz zannetti. Bu kredinin bir limiti olabileceğini düşünemedi.

*

- Taraftarlarının sosyal medyadan etkilenen kişiler olduğunu unuttu. Taraftarlarındaki eleştirellik potansiyelini fark edemedi.

Meslektaşlarımız için ideal olmayan bir ölçü

*

- Seçimi kazanarak tabii ki bir hikâye yazmıştı. Ancak İstanbul’a hizmete ağırlık vermeden bu hikâyeyi tamamlayamayacağını anlayamadı.

*

- Çabuk havaya girdi. İstanbul’a odaklanamadı. “Sen cumhurbaşkanı olacak adamsın, İstanbul neymiş” türü gazlamalara geldi.

*

- Erdoğan’a özendi. Erdoğan gibi yapmaya çalıştı. Erdoğan üslubu kullanmaya kalkıştı. Özgün bir şahsiyet geliştiremedi.

*

Haberin Devamı

- Adaylık hırsını fazla belli etti. Topun ayağına gelmesini beklemedi. Adaylık dilekçesi verir gibi Karadeniz gezisine çıktı.

*

- Taraftarlarının hep savunmada kalmasına neden oldu. Sık sık çok tartışmalı olayların odağında yer aldı.

*

- Demokratlığında, herkesi kucaklama arzusunda, nezaketinde... Hepsinde bir içselleştirememe sorunu yaşadı.

İKİ MİNİK TAVSİYE

- BİR: Polisiye dizi izleyeceğinize... Suç belgeselleri izleyin. Aşırı heyecanlı ve baştan sona gerçek.

*
Meslektaşlarımız için ideal olmayan bir ölçü

- İKİ: İlle de AVM diyorsanız... Bari Galataport’a gidin. Daha ferah, daha deniz kenarı ve daha gıcır.

SAHNEDEN ÇEKİLİRDİM

BİR empati yapıyorum.

*

Kendi kendime şunu soruyorum:

*

“Eğer yıllarca bu iktidarın bakanlığını yapmış olsaydım... Eğer bu iktidar döneminde başbakanlığa kadar gelseydim... Eğer “Tayyip Erdoğan’ın sözcüsü” sıfatını taşımış olsaydım... Ve bir gün iktidarla ters düşmüş olsaydım. Ne yapardım?”

*

Haberin Devamı

Hiç uzun uzun düşünmeden kendi kendime verdiğim cevap şudur:

*

“Sahneden çekilirdim abi. Sahneden çekilirdim.”

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

- Büyük umutla başladığım filmin sonunun fos çıkması. (Terliği ekrana fırlatasım gelir.)

*

- Kedilerin “Oğluşum” falan diye sevilmesi. (Tam bir kedi fanatiği olduğum halde.)

Meslektaşlarımız için ideal olmayan bir ölçü

- Kendi cehaletlerinin farkında bile olmayıp önüne geleni cehaletle suçlayanlar. (Anında kaçarım.)

*

- Gündemi yarım yamalak takip edip büyük sonuçlar çıkaranlar. (Sohbeti keserim.)

Yazarın Tüm Yazıları