Meral Akşener’in yedi büyük günahı

*

YAPMADI: 15 Temmuz’da sokaklara fırlayıp en etkili tepkiyi koyabilirdi, yapmadı.

*

HESAPLAŞAMADI: Kendisine yönelik “FETÖ’cü” suçlamasıyla etkili bir şekilde hesaplaşamadı.

*

HAFİFE ALDI: Devlet Bahçeli’nin kendisine yeni müttefikler bulabilme becerisini hafife aldı.

*

BECEREMEDİ: Eline büyük imkân geçtiği halde mağdur olmayı bile beceremedi.

*

İKNA EDEMEDİ: MHP içindeki Bahçeli karşıtlarını bile kendi liderliğine ikna edemedi. 

*

ÜRETEMEDİ: “Başbakan olacağım” dışında akılda kalıcı tek bir slogan üretemedi.

TÜM ESERLERİNİ DİNLERKEN MIRILDANDIKLARIM

- AHMET KAYA: Ne kadar da velutmuş! Çeşitlendirmeye ne kadar meraklıymış! Ege, Karadeniz, Azeri... Her türlü türküyü ne de güzel söylermiş!

*

- MFÖ: Çok güzel şarkıları da var... Çok kötü şarkıları da... Ama güzel şarkılarının sayısı, kötü şarkılarının sayısından çok daha fazla...

*

- BARIŞ MANÇO: Şarkıları atasözleri ve deyimler sözlüğü gibi... Çocuksu bir buluşçuluğu var kendisinin.

*

- ERKİN KORAY: Birçok şarkısı bugün yeniden söylense... Olay olur! Misal: “Deli Kadın” adlı şarkı...

*

- CEM KARACA: Hiç sevmem çok bağıran şarkıcıları. Bunun tek istisnası: Cem Karaca.

PİŞMANİYE GÖRÜNÜMLÜ STAT

KOCAELİ’ne yapılacak olan stat, pişmaniye görünümlü olacakmış.

*

Bu durumda...

Amasya’ya “elma” görünümlü... Yozgat’a “testi” görünümlü... Kayseri’ye “pastırma” görünümlü... Gümüşhane’ye “pestil” ve “köme” görünümlü... İzmir’e “kumru” görünümlü... Ankara’ya “Melih” görünümlü...

Stat mı yapılacak?

OGÜN SAMAST’A ‘ASLANIM’ DİYEN BU ALÇAKLAR VAR YA

GÖRÜNTÜLERİ midemiz bulanarak izledik:

Samsun Emniyeti’nde polisinden jandarmasına her türlü alçak, eli kanlı katil olan Ogün Samast’ın sırtını sıvazlıyor!

*

Var ya... Eğer bu sırt sıvazlayan alçaklar FETÖ’cü çıkmasaydı...

Ne bu yeni görüntüler gündeme gelirdi ne de bu alçakların yaptıklarının hesabı sorulurdu.

GECİKMİŞ BİR ‘ALLAH’IN LÜTFU’ YAZISI: ERDOĞAN’IN DARBE İÇİN ‘ALLAH’IN LÜTFU’ DEMESİ

MUHALİF kesimler, darbenin ilk günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe için “Allah’ın lütfu” demesini dillerine doladılar. Hâlâ da dillerinde!

*

Oysa İslam kültürüne az buçuk vakıf olsalar... Erdoğan’ın bu sözünün arkasında bir bit yeniği aramazlardı.

*

Bakara suresinin 216. ayeti şöyledir:

“Hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinize, sevdiğiniz şey de sizin kötülüğünüze olabilir. Siz bilmezsiniz. Allah bilir.”

*

Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın o pek meşhur şiiri, bu ayetin hoş bir tefsiri gibidir:

“Hak şerleri hayreyler/Zannetme ki gayreyler/Arif onu seyreyler/Mevla görelim neyler/Neylerse güzel eyler.”

*

Erdoğan darbe için “Allah’ın lütfu” derken işte bunları referans almıştır.

GÖKÇE FIRAT’IN ADAMLARINA

SİZİN için “sol görünümlü FETÖ’cüler” falan dediğim için beni mahkemeye vermişsiniz.

Pek memnun oldum.

Çünkü bana...

- Açtığınız “Ordu Göreve” pankartının...

- Çıkardığınız o müptezel dergide yaptığınız Kürt düşmanlığının...

- Gezi zamanı yaptığınız her türlü kışkırtıcılığa rağmen polis tarafından korunmanızın...

Mahkemede hesabını sorma fırsatı vermiş oldunuz.

AKLIMA GELİR

ESKİLERİN ünlü oyuncularından Mahmut Hekimoğlu ciddi bir rahatsızlık geçiriyormuş.

Geçmiş olsun kendisine.

Peki ama Bulut Aras ne durumda? Mahmut Hekimoğlu dendiğinde nedense aklıma Bulut Aras gelir de.

SANKİ HERKES PEK BİR POLİTİK DOĞRUCU

DATÇA Belediyesi’nin 9 Eylül nedeniyle Twitter’dan yayınladığı bu “caps”, acayip tepki almış. Belediye tepkiler üzerine silmiş bunu.

*

Gören de Twitter kullanıcılarının bu tür konularda duyarlılığı acayip yüksek sanacak.

NE SEMPATİK!

- KONYA AHALİSİ: Şehirlerinde elektrik kesilince “Yoksa darbe mi oluyor” diyerek bayraklarını kapıp sokaklara fırlıyorlar. Kesinlikle çok sempatik!

*

- KOMÜNİST BAŞKAN: Dersim’in Ovacık ilçesinde Türkiye’nin tek komünist belediye başkanı var. Adı: Fatih Mehmet Maçoğlu... (Adının Osmanlı rüzgârları estirmesi kaderin bir cilvesi galiba!)... Komünist Başkan, Twitter’da harikalar yaratıyor. Mesela bu fotoğrafının altına “Ay’da bal bulmuş astronot gibi çıkmışım” yazmış. Çok ama çok sempatik!

AĞZIMIN PAYINI ALDIM

“DAMADINDAN Kadir Topbaş’a ne” diye yazınca...

Bir okur, ağzımın payını verdi.

*

Dediği şu: “İyi de sayın yazar... Adil Öksüz yüzünden tekerlekli sandalyedeki kayınvalidesi bile içeri tıkılırken... ‘Damadından Topbaş’a ne’ sorusunun gereği ne?”