İmamoğlu’na soruşturma açmak da neyin nesi?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, salgının ilk günlerinde yardım kampanyası düzenlemişti.

Haberin Devamı

 

Ne oldu? Şunlar oldu:

*

“Hukuken olmaz” diye itiraz edildi. “Tek yardım kampanyası olur” denildi. Toplanan yardımlar bankada bloke edildi. Gürültülü tartışma yapıldı. Sonra da defter kapanır gibi oldu. Ve tartışma ufukta kayboldu gitti.

*

Tartışma ufukta kayboldu ama Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı açıklamadan anlıyoruz ki bir soruşturma başlatılmış.

İmamoğlu’na soruşturma açmak da neyin nesi

Sadece İmamoğlu’na da değil, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a da...

*

E şimdi ne gerek var konuyu yeniden ısıtmaya?

Ne gerek var soruşturmaya?

Soruşturacaksın da neyi soruşturacaksın?

“Salgın günlerinde sen niye vatandaş için yardım toplamaya kalkıştın” mı diyeceksin?

Haberin Devamı

Diyeceksin de iyi bir şey mi demiş olacaksın?

Diyeceksin de ne olacak?

*

Ne oluyor?

Neler oluyor?

Cepheleşme artsın mı isteniyor?

Çarşı karışmadan rahat edilemiyor mu?

Üç gün de mi kafayı dinlemek yok?

*

Yoksa Ekrem İmamoğlu’na...

“Sana bir mağduriyet şerbeti daha sunuyoruz Ekrem Bey... Buyur, iç... Hem de şöyle kana kana iç... Yarasın!” mı denmek isteniyor?

*

Ben bu işin içinden çıkamadım, çıkan varsa beri gelsin.



AŞK KORONAYI YENER

BURAK Akkul... Televizyoncu...

Korona illetine ilk yakalananlardan...

İmamoğlu’na soruşturma açmak da neyin nesi

20 gün yoğun bakımda kaldı.

20 gün uyutuldu. Hortumlarla...

Virüs en çok onu etkiledi yani.

*

Şu anda fizik tedaviyle yoğun bakım sürecinin sancılarını üzerinden atmaya çalışıyor, uyum sağlamaya çalışıyor.

*

Seda Akkul... O da televizyoncu... Burak Akkul’un eşi...

O da korona pozitif oldu.

O, Burak Akkul’a göre biraz daha hafif geçirdi virüsü.

Ama eşinin durumunun yol açtığı kaygı, virüsten bile ağır geldi.

*

Neyse... İkisi de şimdi iyi.

Geçen akşam CNN Türk’te ‘Tarafsız Bölge’ programına katıldılar, yaşadıklarını bütün ayrıntılarıyla anlattılar.

*

Onlar anlatırlarken...

Ben şunu gayet iyi anladım:

*

Burak Akkul ve Seda Akkul...

Birbirlerini öyle derinden seviyorlar ki... Birbirlerine öylesine delice bağlılar ki... Birbirlerine öyle âşıklar ki...

Haberin Devamı

Koronayı yendilerse... İşte bundan yendiler.

*

Kıssadan iki hisse:

- BİR: Aşk, koronadan güçlüdür.

- İKİ: Koronayı yenerse... Aşk yener!



EY İNSAFSIZLAR

- Ey ağızlarını her açtıklarında “Eski güzel günler bir daha gelmeyecek” diyenler!

*

- Ey her analiz yaptıklarında “Bu virüs kesin mutasyona uğrayacak” diyenler!

*

- Ey her yorumda “İkinci dalga, üçüncü dalga gelecek” diyenler!

*

- Ey her değerlendirmede “Bir gün herkes enfekte olacak” diyenler!

*

- Ey aşı konusu her açıldığında “Bir yıldan önce imkânsız” diyenler!

*

Yahu sizin hiç mi insafınız yok?



EBRU ŞALLI’NIN ACISI HEPİMİZİN ACISI OLDU

EBRU Şallı’nın iki oğlundan biriydi Pars.

Magazin basınında görüyorduk.

İmamoğlu’na soruşturma açmak da neyin nesi

*

Haberin Devamı

Dokuz yaşındaki Pars, maalesef lenfoma nedeniyle hayatını kaybetti.

*

Şu sıkıntılı süreçte Pars’ı kaybetmenin acısı, sadece Ebru Şallı’nın ve ailesinin değil, hepimizin acısı oldu.

*

Büyük şair Sezai Karakoç’un ‘ANNELER VE ÇOCUKLAR’ diye bir şiiri var.

Şöyledir o şiir:

“Anne öldü mü çocuk/Bahçenin en yalnız köşesinde/Elinde siyah bir çubuk/Ağzında küçük bir leke

*

Çocuk öldü mü güneş/Simsiyah görünüyor gözüne/Elinde bir ip nereye/Bilmez bağlayacağını anne

*

Kazar herkesten/Durmaz bir yerde/Anne ölünce çocuk/Çocuk ölünce anne.”

*

Bu şiirin açtığı pencereden düşündüm Ebru Şallı’yı ve onun melek olan oğlu Pars’ı...

Acıyı ta derinden hissettim.

Başsağlığı diliyorum.


BU SEFER HAZIRLIKLIYIM

- Telefonumu masa üstünde ayakta tutacak bir zımbırtı aldım... Görüntülü konuşmalarda falan bayağı işe yarayacak. Mutluyum, umutluyum.

*

Haberin Devamı

- İzleyeceğim filmlerin, dizilerin listesini yaptım... İçlerinde tek bir İspanyolca olan yok. Çok şükür.

*

- “Son bir denemeye ne dersin” diyerek... İhtiyar ekmek yapma makinemi kullanıma hazır hale getirdim. Maya, un falan... Hepsi tamam. Hadi bakalım.

*

- “Görüntülü aranacaklar” listesi yaptım... Listede Osman Müftüoğlu da var. Kebap mebap yiyor mu, sık sık arayarak kontrol edeceğim.

*

- Kitaplığı dağıttım... Hayatımın en dinlendirici aktivitesi olan kitaplık düzenleme işini yapmak için... Vazgeçer miyim acaba?

*

- Evde 10 bin adım atmak için bir volta alanı oluşturdum. 10 bini görünce telefonda... Cavit Çağlar’a yollayacağım. Nazire olsun diye. 

Yazarın Tüm Yazıları