Darbe gecesinin kahramanları

TAYYİP ERDOĞAN: Tam bir liderlik yaptı.

Haberin Devamı

En küçük bir tereddüt göstermedi. Halkı meydanlara çağırdı. O çağrının ardından hava döndü.

ABDULLAH GÜL: Onu hiç bu kadar öfkeli görmemiştik... O sakin Gül gitti, yerine tak tak saydıran biri geldi. Lafını hiç sakınmadı... Darbe karşıtı havada etkisi büyük oldu.

BİNALİ YILDIRIM: İlk açıklamayı o yaptı... “Küçük bir grubun girişimi, bastırıyoruz” dedi... Dediği gibi de çıktı.

ORG. ÜMİT DÜNDAR: Askeri kanat içinde en yürekli isim oydu... Ta en başta yaptığı açıklamayla darbecilerin moral açıdan çöküşünü sağladı.

AHMET DAVUTOĞLU: Epeydir ortalıklarda yoktu. Bir çıktı, pir çıktı... Televizyonlarda etkili konuşmalar yaptı.

MELİH GÖKÇEK: “Meydanlara iniyoruz” mesajını ilk o verdi... Tam bir sosyal medya örgütlenmesi yaptı. Kararlılığından zerre ödün vermedi.

DEVLET BAHÇELİ: Sağına soluna hiç bakmadan, “bu iş bana yarar mı” diye zerre düşünmeden darbecilerin karşısında yer aldı.

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Ama demedi, ancak demedi, ikircikli davranmadı. Çok net bir tutum aldı. Darbeye itiraz etti.


İKİ MUHTEŞEM İNSANI KAYBETMENİN ACISI
EROL OLÇOK: 28 yıldır tanırdım Erol Olçok’u... Yollarımız bazen kesişti, bazen ayrıldı ama her zaman medeni bir ilişkimiz oldu. Arada oturup sohbet ederdik. İnsani yönü gelişmiş bir dosttu. İyi bir reklamcıydı. AK Parti’nin zaferlerinde reklamların, o reklamlarda da Erol Olçok’un payı büyüktü. En son bir ramazan akşamı Fatih’te beraber iftar yapmıştık. Havaalanı saldırısının gerçekleştiği akşamdı...

“Moralim bozuldu, ben gidiyorum” diyerek erkenden ayrılmıştı o iftardan... Allah rahmet eylesin. Hem kendisine, hem de 16 yaşındaki oğluna.

MUSTAFA CAMBAZ: Yeni Şafak gazetesinde çalışıyordu Mustafa... Dünyada görüp görebileceğiniz en iyi insanlardandı. Kanatsız meleklerden... Yüzünde hiç eksilmeyen bir gülümsemeyle dolaşırdı. Her an espri yapmaya hazırdı. Ya da her an bir espriyle karşılaşmaya... Alçakgönüllülüğü, efendiliği, kibirden uzaklığıyla dikkat çekerdi. Darbe gecesinde alçakların kurşunlarına kurban gitti Mustafa... Allah rahmet eylesin... İnşallah bu dünyada hep gülen yüzü öteki dünyada da hep gülsün...


SAAT 01.15'TE YAZDIĞIM YAZI
NE olduğu tam olarak belli değildi... Kritik süreç devam ediyordu... Gazeteyle temas halindeydim... “Hemen bir yazı yaz” dediler... Ve aşağıdaki yazıyı kaleme aldım.

Gün demokrasiden
yana olma günüdür
Saat 01.15...
Durum henüz muğlak...
Ve ben bu satırları, işte bu muğlak ortamda yazıyorum.

Tavrım net.
En kötü sivil yönetim bile darbeden daha iyidir.
Darbenin karşısındayım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, hükümeti, bakanları bu zamana kadar çok eleştirdim.
Ama Erdoğan’ın da, hükümetin de, bakanların da hükümet etme hakkına sonsuz saygı duydum.

Cumhurbaşkanı, hükümet, bakanlar yenilenecekse...
Sadece ve sadece sandıkta yenileneceklerdir.

Askeri darbe kabul edilmez, edilemez.

Gün demokrasiden yana olma günüdür.

İster ‘Paralel’ olsun, ister emir-komuta zinciri içinde olsun, ister emir-komuta zincirinin dışında olsun...
Askeri darbeye karşıyım.

Darbe, zaten zor durumda olan ülkemize vurulan son darbe olacaktır.
Zaten geriye gittik, daha da geriye gitme tehlikesiyle karşı karşıyayız.

Erdoğan iktidarıyla mücadele, askeri darbeyle olmaz.
Mücadele ancak demokratik yollardan olur.

Bir kez daha söylüyorum:
Gün demokrasiye sahip çıkma günüdür.


ALBAY AHMET ZEKİ ÜÇOK UYARMIŞTI
‘PARALEL’in kumpasına kurban giden isimlerden eski askeri savcı Ahmet Zeki Üçok, geçen nisan ayında kendisiyle yaptığım söyleşide...

Şunları söylemişti:

Ordu içinde çok sayıda Fethullahçı subay var.
Bunların bir darbe girişiminde bulunma ihtimali yüksek.
Bunlara karşı etkili bir mücadele yapılmıyor.
Bunların tümünü isim isim açıklayabilirim.

İtiraf edeyim:
Ahmet Zeki Üçok’un bu açıklamalarını ben bile “mübalağalı” bulmuştum.

Bugün “Üçok haklıymış” diyorum, başka da bir şey demiyorum.


BENİ SEVİNDİREN VE DEHŞETE DÜŞÜREN ŞEY
SEVİNDİREN ŞEY: Halkın canı pahasına tankların üstüne çıkarak darbenin önlenmesini sağlaması...

DEHŞETE DÜŞÜREN ŞEY: Üstlerinin emirlerini yerine getirmekten başka suçu olmayan gariban erlerin barbarca linç edilmeleri...


DEMOKRAT MEDYA
Kanal D, CNN Türk... Darbeye karşı sivil siyasetin sesi oldu.

Fox çok güzel bir habercilik yaptı, sıcak anları ekrana taşıdı.

NTV, Ahaber de iyiydi.

Askerin baskınına maruz kalan Hürriyet’in imdadına Posta’nın Genel Yayın Yönetmeni Rifat Ababay yetişti. İki gazete dayanışma içine girdi.

Sözcü, Cumhuriyet dahil bütün gazeteler demokrasiden yana tutum aldı.

Hürriyet’in bütün yöneticileri ve çalışanları askerin baskısına rağmen gazeteyi boşaltmamak için çaba gösterdiler.

CNN Türk’te Genel Müdür Erdoğan Aktaş, Kanal D’de Süleyman Sarılar, Doğan TV Ankara Temsilcisi Hande Fırat, televizyon basan darbecilere karşı yüz akı bir direniş gerçekleştirdi.

Hepsini candan kutluyorum.
Darbeciler! Unutmayın. Bu ülkenin demokrat medyası var.


KENDİLERİNİ PATLATTILAR
Ağustos şûrasında eleneceklerini biliyorlardı.
“Bir darbe yapalım, tutarsa ne âlâ, tutmazsa batarız” dediler.
Tıpkı haşhaş çekerek suikasta çıkan Hasan Sabbah’ın fedaileri gibi davrandılar.
Bir kamikaze uçuşu yaptılar.
Kendilerini patlattılar.
Birçok insanın kanına girdiler.
Ülkeyi perişan ettiler.


Yazarın Tüm Yazıları