Bir durun artık Sayın Bilim Kurulu üyeleri

Sayın Bilim Kurulu üyeleri...

Haberin Devamı

Şu pandemi denilen belalı sürecin en başından beri...

Çok büyük hizmetler verdiniz. Önemli uyarılarda bulundunuz. Önemli kararlar aldınız. Çok önemli işler yaptınız.

*

Ama artık biraz durma zamanı Sayın Bilim Kurulu üyeleri.

Bir durun artık Sayın Bilim Kurulu üyeleri


*

- Durun! Çünkü millet... Bazı ortamlardaki olağanüstü mesafesizlikleri gördükçe... Sizin ağzınızdan “maske-mesafe” tekerlemesini duymak bile istemiyor.

*

- Durun! Çünkü millet... Otel lokantalarındaki keyfi gördükçe... “Kısıtlamalar hemen kalkamaz” tarzı açıklamalarınızı muazzam bir öfkeyle karşılıyor.

*

- Durun! Çünkü millet... Kayak otellerindeki durumu gördükçe... Mutasyon adlı öcüyle ilgili tüm söylediklerinizi masal dinler gibi dinliyor.

*

Haberin Devamı

- Durun! Çünkü millet... Psikolojik olarak bunalıma girdikçe... Bütün öfkesini ve bütün stresini “Mekânlar hemen açılamaz” diyen sizden çıkarmaya çalışıyor.

*

Kısacası...

Eğer durmazsanız.

Herkes kendini kurtaracak, olan size olacak.


YENİ İL BAŞKANI… ESKİ İL BAŞKANI…

GÖREV sırasındayken AK Parti İstanbul İl Başkanı hakkında tek bir kelam bile etmeyenler, AK Parti’nin yeni il başkan adayını...

“Oh be! Sonunda teşkilatçı bir siyasetçi, il teşkilatının başına geliyor” diye selamlıyorlar.

*

“Kral öldü, yaşasın yeni kral” sözü...

Şu yeryüzünde kaç yıldır yürürlüktedir acaba?


E HANİ PKK DEYİP DE REKLAM YAPMAYACAKTINIZ

KEMAL Kılıçdaroğlu şöyle demiş:

*

“PKK’nın saldırdığı tek lider benim. Canımızı zor kurtardık. Hassas olduğumuz iki konu var: Bayrak ve vatan.”

*

En başta söylenmesi gereken sözdü bu... Geç oldu ama yine de güzel açıklama. Ben beğendim. Bu sözlere kıymet veriyorum.

Bir durun artık Sayın Bilim Kurulu üyeleri

*

Ama yine de aklıma gelen soruyu soramadan da geçemiyorum:

*

Kemal Bey! E hani siz “PKK” diyerek terör örgütünün reklamını yapmaktan kaçınıyordunuz? Bakın, demişsiniz işte. Ne iş?


ECEVİT NOSTALJİSİNİN KEYFİNİ KAÇIRMAK İSTEMEM AMA

DÖNEMİN başbakanı Bülent Ecevit’in, Abdullah Öcalan’ın yakalandığını duyurduğu tarihi açıklamanın videosunu yayınlayıp...

Haberin Devamı

Ecevit ve dönemine yönelik nostalji kabarması içine girenler var.

*

- “İşte devlet ciddiyeti budur abi” diyorlar.

- “Tam bir devlet adamı” diyorlar.

- “Hiç şov yok” diyorlar.

Bir durun artık Sayın Bilim Kurulu üyeleri

- “Kurallara uyulur da bu kadar mı uyulur” diyorlar.

- “Ah ah ah! Nerede Ecevit, nerede bugünküler” diyorlar.

Diyorlar da diyorlar yani.

*

Tatlı bir nostalji rüyasıdır bu.

Uyandırmak istemem ama gerçekle yüzleşmek, nostalji rüyası görmekten çok daha faydalıdır.

*

Doğrudur. Ecevit, şovcu bir siyasetçi değildi. Doğrudur. Ecevit, üslubuna çok dikkat ederdi. Doğrudur. Ecevit, ciddi bir adamdı. Doğrudur. Ecevit, tevazu sahibi bir liderdi. Doğrudur. Nezaketiyle göz doldururdu.

*

Fakat şunlar da doğrudur:

*

Haberin Devamı

İnatçıydı. Feci alıngandı. Bir anda parlardı. “Bu Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir krizdir” türü açıklamalar yapardı. Sinirlendiğinde hanımlara haddinin bildirilmesini talep ederdi. Kendisini soldan ayrıştırırdı. Proje insanı değildi. Kalkınmadan uzaktı. Zenginlik vaat etmezdi.

*

Kısacası demem o ki...

- Göklere çıkarırken de ölçülü olmak lazım.

- Yerin dibine batırırken de ölçülü olmak lazım.


ATAOL BEHRAMOĞLU’NUN O METİNLERİ ŞİİR DEĞİL Kİ

CUMHURİYET gazetesi, her pazartesi birinci sayfasında şair Ataol Behramoğlu’nun yeni bir şiirini yayınlıyor.

*

İştahla okumaya başlıyorum.

Bir durun artık Sayın Bilim Kurulu üyeleri

Sonuç: Düş kırıklığı!

*

Çünkü o metinlerin şiirle uzaktan yakından ilgisi yok.

*

Yanlış anlaşılmasın.

Güzel metinler yayınlanıyor.

Haberin Devamı

Düz yazı olarak yayınlansa “İnsanlığa dair ne güzel şeyler söylemiş” der geçerim.

*

Ama “şiir” olarak yayınlanınca...

Elde kalan düş kırıklığı oluyor.


LAZ İNADI

KARADENİZ illerinde vaka sayısı en yüksek rakamlara ulaşınca...

Gazetelerde şöyle başlıklar atıldı:

“Laz inadı”.

*

Hatta bir bilim insanının da böyle dediği ortaya çıktı. (Aynı bilim insanının, AK Parti Ordu İl Kongresi’ndeki kalabalığa karışmasına ne demeli?)

Bir durun artık Sayın Bilim Kurulu üyeleri

*

Kendilerinin seçmediği bir özellikleri nedeniyle bir topluluğun tümünü “inatçı” ilan etmek...

Bu ayıp bir şey değil mi yahu!

*

Bu tür etik ihlallerinin önüne geçmek için de...

Bir bilim kurulu mu kursak acaba?

Yazarın Tüm Yazıları